Dursun SİVRİ
Bediüzzaman’dan 2015 yılına işaret
Vakti saati gelince öyle gelişmeler oluyor ki; kimse diyemez “benim/bizim kabiliyetim / kabiliyetimiz, gücümüz, imkânlarınızla bu işler oluyor…”
İnayet-i ilahi, Tevfik-i Rabbani olmayınca dünyanın bütün imkanları bir araya gelse hiç anlamı yok.
Birleşmiş Milletlerin 2015 yılını Bediüzzaman yılı olarak ilân edebilmesi konusunun gündeme gelmesi güç ve imkânla izah edilebilecek bir şey değil.
Üstad Bediüzzaman’ın Barla hayatında Risale-i Nurları telif ettiğinde “bu eserleri tüm dünya okuyacak” sözü talebelerinden birinin aklına yatmamış. Üstad o talebesinin bu düşüncesine karşılık, “Evet bütün dünya okuyacak” diyor.
Asıl enteresan olanı Afyon hapsinde iken Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Afyon Emniyet Müdürüne yazdığı mektup veya dilekçede bugünü okur gibi gayet net ifade ediyor.
Bu mektup veya istidanın tam metnini buraya aldık. Ancak can alıcı nokta, ister keramet deyin, ister feraset son paragraf enterasandır. Tam bu günleri işaret ediyor
“Afyon Emniyet Müdürlüğüne,
Ben, sizin, insaniyet ve vicdanınıza itimaden, mahrem işlerimi size beyan ediyorum. Hem vazife itibarıyla, siz, bizimle pek çok alakadarsınız. Çünkü Risale-i Nur'un asayiş noktasında yirmi seneden beri yüz bin şakirdinden hiçbir vukuat olmadığı gibi; pek çok zabıta memurlarının itiraflarıyla ve birşey aleyhimizde kaydetmemeleriyle bunu ispat eder. Buraya, Ankara Emniyet-i Umumiye Müdürü geldiğini bir çocuktan işittim. Herhalde benim halimi soracak diye birşey kaleme aldım ki, rahatsızlığım münasebetiyle ona konuşmak yerinde takdim edeyim. Birden, gittiğini işittim. Size leffen onu gönderiyorum; münasip görseniz, bera-yı malumat ona gönderirsiniz. Ben, dünya işlerini bilmiyorum, halklarla görüşemiyorum. Senden başka burada kimsem yok ki reyini alayım. Benim şahsıma ait mesele gerçi çok ehemmiyetsizdir, cüz idir; fakat Risale-i Nur a ait mesele, bu vatan ve millete pek çok ehemmiyeti var.
Size katiyen ve çok emarelerle ve kat i kanaatimle beyan ediyorum ki, gelecek yakın bir zamanda, bu vatan, bu millet ve bu memleketteki hükumet, alem-i İslama ve dünyaya karşı gayet şiddetle Risale-i Nur gibi eserlere muhtaç olacak; mevcudiyetini, haysiyetini, şerefini, mefahir-i tarihiyesini onun ibrazıyla gösterecektir. Said Nursi” (Emirdağ Lahikası-I-syf.69)
Memleket memleket sürülmüş, zindanlarda emsalsiz zulümlere maruz kalan Üstad Bediüzzaman Said Nursi, bu günleri adeta video kameraya almış görerek duyarak bize haber vermiş.
Hiç kimse kendine pay çıkarmasın. Risale-i Nur hizmetinin şahs-ı mânevisinin, fotoğraf karesinin içinde yer almaya, layık olmaya, mazhar olmaya gayret etsin.
Cenab-ı Hak bu dini fecir-ü facirle de ihya edebilir.
Yirmi sekiz yaşındaki bir genç kardeşimiz Birleşmiş Milletlerin barış elçisi oluyor. Ve 195 ülkenin Risale-i Nur ve Bediüzzaman’ın tanınmasına vesile oluyor.
Bu inayet-i ilahi, İstihdam-ı İlahi’den başka bir şey olamaz.
İftihar ediyoruz, tebrik ediyor alkışlıyoruz. Risale-i Nur’u tanıma şerefine nail ettiği için Cenab-ı Allah’a sonsuz şükrediyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.