Bediüzzaman'ın akrabalarından mesajlar

Bediüzzaman'ın akrabalarından mesajlar

Hemen hepsinin gözlerinde Üstad’ın hüznü saklı. Onlara göre Nurs köyünün yükü oldukça ağır

Samet Altıntaş'ın haberi:

Bediüzzaman Said Nursî’nin 53. vefat yıldönümünde, doğduğu Nurs köyüne gittik, akrabalarıyla görüştük. Hemen hepsinin gözlerinde Üstad’ın hüznü saklı. Onlara göre Nurs köyünün yükü oldukça ağır. Çünkü sadece Türkiye’den değil, dünyanın farklı coğrafyalarından misafirler geliyor buraya.

Uzun bir yolculuktan sonra soğuk bir akşam vakti ulaşıyoruz, Üstad’ın 1878 senesinde gözlerini dünyaya açtığı bu mübarek köye. Bizi Said Nursî’nin akrabalarından Hikmet Okur karşılıyor. Köyün hemen girişindeki  ‘Nurs köyüne hoşgeldiniz’ yazan tabelanın altından geçerek giriyoruz Nurs’a. Hatırlatmakta fayda var: Köyün ismi 1960 darbesi sonrası köylülerin dahi ne anlama geldiğini bilmedikleri ‘Kepirli’ olarak değiştirilmiş. 2003 senesinde köylerinin eski ismine kavuşmak için imza toplayan Nurslular, muratlarına 2012 senesinde erdiler. Ve köyün ismi yeniden Nurs oldu.

Nurs’ta Üstad’ın akrabaları kendi hallerinde yaşıyorlar. Hepsinin gözlerinde ise Bediüzzaman’ın hüznü saklı gibi. Üstad, 35 yaşında Nurs’a son defa uğramış. Köyde onu fani gözlerle gören kimse kalmamış, hepsi ahirete göçmüş. Hikmet Okur, çıkardıkları şecereyi şöyle açıklıyor: “Üstad’ın köydeki akrabalarının çoğu babası Sofu Mirza’nın kardeşi Mehmi’nin soyundan geliyor. Koloz, Mirza, Hacı ve Mehmi dört kardeş. Babaları ise Ali. Ali, Hızır’ın, Hızır, Mirza Halid’in, Halid ise Mirza Reşad’ın oğlu.”

‘Nurs deresinden su içerim’

Said Nursî’nin akrabaları arasında en yaşlısı 1941 doğumlu İsmet Okur. 72 yaşındaki İsmet amca’nın dedesiyle Üstad’ın dedesi kardeş. Köyde çiftçilik ile uğraşıyor. Zaten Nurs’un geçim kaynakları arasında çiftçilik önemli bir yer tutuyor. Hayvancılık daha sonra geliyor. İsmet Okur, biz daha sorumuzu sormadan köyleri hakkında atılan iftiralara sert cevap veriyor: “Nurs’a Ermeni köyü, Üstad’a İngiliz ajanı diyenlerin kendileri ya Ermeni ya ajandır. Bizim civar köylerde Ermeni komşularımız var. Ama Nurs, kurulduğundan beri Müslüman köyüdür elhamdülillah.” İsmet amcaya göre, köyleri ile ilgili böyle konuşmalarının sebebi, ‘onlar’ diye tarif ettiği kesime oy çıkmaması. Anlattıkça açılan ve tatlı bir dille konuşan İsmet Okur, küçükken çokça işittikleri bir hikâyeyi paylaşıyor bizimle, iddialara cevap mahiyetinde: “Mezralarda yaşayan Ermeniler, kendi aralarında kavga ettiklerinde, birbirlerine ‘Beni kızdırmayın, gider Nurs deresinden su içerim.’ derlermiş. Çünkü bizim deremizden su içmek demek dinden çıkıp; Müslüman olmak demektir.”

Üstad, babama takke vermiş

Hacı Tahir Okur, 1948 doğumlu. Haber yapmak için köye geldiğimizi söylüyor ve Üstad’ın nesi olduğunu soruyoruz Hacı Tahir amcaya. Bize tek nefeste öyle bir cevap veriyor ki şaşıp kalıyoruz: “Ben Hacı Kamil’in oğluyum. Hacı Kamil Mele Davud’un oğlu, Mele Davud Hacı’nın oğlu, Hacı, Ali’nin oğlu, Ali Hıdır’ın oğlu, Hıdır Mirza Reşad’ın oğlu, Mirza Reşad Mirza Halid’in oğlu, Mirza Halid Ali’nin oğlu. Babamın dedeleri Said Nursî ile kardeş.” 65 yaşındaki Hacı Tahir Okur, evinin en güzel köşesinde çok özel bir hatırayı saklıyor. Babası Hacı Kamil, Bediüzzaman’ı Isparta’ya ziyarete gittiğinde Üstad kendisine bir takke hediye etmiş. “Gözümüz gibi bakıyoruz.” diye konuşan Hacı Tahir Okur’un bir de ricası var devletten: “Nurs’a çok insan geliyor ziyarete. Bizim kol kuvvetimiz bir yere kadar. Devlet köyümüze yardım etsin, yükümüz hafiflesin.”

Kepirli’yi Hizan’daki memurlar bile bilmiyordu

Üstad’la hem aynı adı hem de aynı soyadı taşıyan Said Okur, 42 yaşında. Onun da dedesiyle Said Nursî amcaoğullarıymış. Çiftçilikle uğraşan Said Okur, Bediüzzaman gibi büyük bir âlimin akrabası oldukları için gurur duyduklarını dile getiriyor. Ama bundan sonra kurduğu cümlede mahcubiyet var: “Biz okuyamadığımız için bu sorumluluğun altından kalkamıyoruz. Zor yani...” Said Okur, köyün adının Kepirli’den tekrar Nurs olmasının yerinde bir karar olduğunu anlatıyor. “Zaten Hizan’daki memurlar bile bilmiyordu Kepirli’nin neresi olduğunu.” diyen Said Okur, tek sıkıntılarının köyün gelirinin bulunmaması olduğuna dikkat çekiyor.

Geçen sene köydeki mevlide 5 bin kişi geldi

Nurs’un dışa dönük ve buradaki hizmetlerle ilgilenen ismi ise 1963 doğumlu Hikmet Okur. 50 yaşındaki Okur, 2005’te kurulan Nurs Köyü Camileri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı. Said Okur’un abisi olan Himet Okur’un dedesi ile Üstad amca çocukları. Dernek olarak 2009’dan beri ağustos ayının son pazarı Bediüzzaman Said Nursî mevlidi düzenliyorlar: “İlk sene 2 bin, sonrası sene 3 binin üzerinde insan geldi mevlide. Geçen sene ise 5 bini buldu ziyaretçi sayısı.” Okur, mevlide Türkiye’nin her yerinden ve Rusya’dan Arabistan’a kadar uzanan coğrafyadaki Nur talebelerinin geldiğini ifade ediyor. Okur’un sıkıntısı köyün bu kadar insanı kaldıracak kapasitesinin olmaması. Durumu şu cümlelerle anlatıyor: “Buraya gelmek isteyenler Batman, Diyarbakır, Van, Bitlis gibi yakın şehirlerde kalıyor. Mevlit için hususî bir alan olması lazım. Çok sıkıntı çekiyoruz. Abilerimizden rica ediyoruz bize yardım etsinler.” Mevlide gelenlere ise pilav, kavurma, Nurs ayranı ve tandır ekmeği dağıtılıyor. Nurs’ta toplam 150 hane var. Okur, bunların da bin 300 kişiye denk düştüğünü; ancak kışın şehir dışına çalışmaya gidenlerle köyde 750 kişinin kaldığını söylüyor. Köyde bir ortaokul var. Buraya diğer köylerden de talebeler geliyor.

Zaman