Bediüzzaman'ın insan anlayışı
Yrd. Doç. Dr. Aynur İlhan Tunç'un tebliği
Risale Haber-Haber Merkezi
Modern düşüncenin en büyük başarısızlığı evren ve insanın anlamsızlığını dünya görüşünün temeli olarak benimsemesi olmuştur. Bunun sonucu toplumlarda ortaya çıkan manevi bunalımlar olmuştur. Bu bunalımın en belirgin niteliği evrenin ve insanın anlamının kaybolması sonucu insanın kendine ve tabiata yabancılaşmasıdır. Bu anlam kaybının en belirgin göstergesi ise, insanların yaşamak için bir neden görememeleri, alternatif yaşam biçimleri adına bir yandan ahlaki değerleri -tarihte kabul gören en genel şekliyle de olsa- ret etmeleri ve bunun dışındaki her tür yaşam biçimini benimsemelerine yol açmasıdır.
Said Nursi çağdaş ve özgün bir Müslüman âlimdir. O çağdaş, materyalist, nihilist, varoluşçu ve pozitivist felsefe akımlarının bulaşıcı bir hastalık gibi toplumları ve özellikle yetişmekte olan Müslüman nesillerin "âlemi ve kendilerini" algılama biçimini derinden etkilediğini ve hatta yıktığının çok iyi farkındadır.
İslam öğretisine göre asıl varlık aşkın ve mutlak olan Allah'tır. Allah insan dâhil tüm evrenin yaratıcısıdır. İnsan büyük varlık zincirinde en son ancak en önemli halkadır. Hem kendini, hem kâinatı ve bunlardan hareketle Mutlak varlığı özgür bilinciyle bilen veya ret eden tek varlık insandır. Hür iradesiyle kendinin ve aşkın varlığın farkında olan insan, bu farkındalığının veya inancının sonucu olarak yabancı ve saçma bir âlemde değildir. Bu dünyada yaratıcının "aziz bir misafiridir". Benliğinde parçalanmışlık ve yalnızlık yoktur. Mutlak ve aşkın varlığın huzurunda huzurlu ve mutludur. Evrende her şey ile bir bağı ve ilişkisi vardır. Bu nedenle her şey Mutlak "Bir"i gösteren bir simge ve belgedir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.