Safa MÜRSEL_
Bereketli Nil artık umuda akıyor...
Ortadoğu coğrafyası yeni bir yol ayrımımda. Müslüman Arap dünyası, yüz yılın yükünü omuzundan atmak için oldukça kararlı görünüyor. Birinci Dünya Savaşını takiben hayata geçirilen emperyal yapılar bir bir çöküyor. Nil havzası, hak ve insanlık tanımazları tarihe gömme görevini sanki tekrara hazırlanıyor.
Ortadoğu’daki baskıcı yönetimler ilkesel ilhamlarını ya 17 Ekim Rus Devriminden veya Avrupa’daki militer, faşist Nasyonal Sosyalizmden aldılar. Azınlık diktasına dayalı bu zorba yönetim modeli, İslam toplumlarında, Baas İslam Sosyalizmi adıyla nesebi gayrısahih bir şekle dönüştürüldü. Bu kervana katılmakta gecikenler ise, Kemalizm’le yetinmeyi seçtiler.
Tunus’ta halk hareketi ile gerçekleşen iktidar değişiminden sonra, Mısır’da gelişen olaylar, baskıcı yönetimlerin tükenip duvara dayandığının resmidir. İnsan yerine konma, özgürce yaşama arzusu, bütün Arap dünyasında bastırılamaz boyutlardadır. Krallık otoritelerinin, militer dikta yönetimlerinin artık temelleri çatırdıyor. Tahrir meydanındaki milyonlardan yükselen ses, diktatörlüklerin sonunu müjdeliyor. Bereketli Nil, sinesine aldığı Musa’larıyla yeni bir umuda akıyor.
Ortadoğu’da halklar, küresel konjonktürden de cesaret alarak özgürlük ve refah istiyorlar. Baskıcı yönetimlerin defterini dürmek için güçlü ve kararlı bir toplumsal irade gözleniyor. Müslüman Arap toplumlarının baskıya karşı gösterdiği direnç, dünyanın sempatisini yanında buluyor. Sürpriz bir tuzak ve tertip yaşanmazsa, baskıcı vesayet yönetimlerinden kurtulmak için Tunus ve Mısır’dan sonra diğer Ortadoğu toplumlarının da değişim için gün saydıkları söylenebilir.
Ortadoğu’da en kayda değer gelişme şüphesiz Mısır’da yaşanıyor. Buradaki mücadelenin oldukça stratejik önemi ve anlamı var. Zira Mısır, hem din, hem medeniyet, hem de siyaset yönünden daima Afrika’nın kapısı oldu. Sivil, şeffaf, özgür yönetim talebi Mısır’da başarıya ulaştığında, bölgenin asırlık prangalardan kurtulduğunu hep beraber göreceğiz. Mısır, rol modellik konumunu hala koruyor. Mısır’da alınacak olumlu sonuç, sadece bu ülke ile sınırlı kalmayacak, bütün İslam ülkelerinin özgür yönetime geçmesini tetikleyecektir. Bu yüzden Mısır’daki Mübarek sonrası yapılanma kritik olduğu kadar riskler de taşıyor. Mısır halkının bu değişim talebinde en büyük şansı ise, önünde Türkiye gibi pozitif bir örneğin bulunmasıdır.
Türkiye, baskıcı ve vesayetçi yönetimden çoğulcu demokrasiye geçmenin bedelini, kan ve kaos olarak en asgari sınırlarda ödeyen nadir ülkelerden birisidir. Bu sonucun alınmasında Said Nursi’nin, her türlü tertip ve tuzağa rağmen meşruiyetçi ve demokratik yöntemlere bağlılıktaki ısrarındaki payı inkar edilemez. Zira O, başlattığı tebliğ ve irşad hareketiyle toplumu özenle siyasi gailelerin dışında tuttu. Dini siyasete alet etmediği gibi, dini dışlayan laikliğin, yani dinsizliğin de siyaseti kullanmasını müsaade etmedi. Tahribatçı darbelere karşı manevi tamir barikatı oluşturdu. Onun bu yöndeki çabaları, hem toplumdaki manevi dinamizmi canlandırdı, hem de sivil demokratik şuuru uyandırdı. Böylece halk vesayetçi ve baskıcı dikta heveslilerinin peşinden gitmedi ve o eğilimdeki güçlere hiçbir şekilde iktidar olma fırsatı tanımadı. Bu yüzden, baskıcı ve vesayetçi güçler, Said Nursi’yi, iktidarı hedefleyen faaliyeti olmadığı halde daima en büyük engel ve tehdit olarak gördüler.
Şimdi İslam dünyası, 20.asırda temellerini Bediüzzaman’ın attığı, hem çağını yakalama, hem inançlarını yaşama modelini hayata geçirme sınavıyla karşı karşıyadır. Geçmişin olumlu-olumsuz tecrübelerinden ders alarak, son tahlilde şiddet ve kaostan özenle kaçınarak, özgür, çoğulcu, parlamenter ve sivil bir yönetim hedefine ulaşmak Mısır başta olmak üzere İslam ülkelerinin öncelikli gündemi olmak gerekiyor. Duamız, bu gündemin acısız ve sancısız hızla hayata geçmesidir.
Moral Haber
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.