Devlet Bakanı Mehmet Şimşek uzun süredir dünya finans piyasalarında korkunun bir kenara bırakıldığını, açgözlülük ve tamahkârlığın had seviyeye vardığını anlatırken küresel dalgalanmanın nedenini de iki kelime ile özetliyor.
Açgözlülük ve tamahkarlık dünyayı sarsıyor.

Peki bu sürecin sonuna adım adım nasıl gelindi?
-Üç kağıt ekonomisi olarak tabir edilen finansal dünya özellikle ABD'de, orta sınıfa refah getiremedi, ancak küçük bir azınlığın servetini artırdı.
-Orta sınıf 'mortgage balonu' ile avutuldu.
-ABD Merkez Bankası konut ve kredi balonlarının şişmesine katkıda bulundu.
-Dev fonlar zenginleşen kesimin artan tasarruflarına yüksek nema sağlamak için yeni icatlara yöneldi. (Hedge fonları yaygınlaştı)
-Finansal yapı risk yumağı oluştururken kamu otoritesi buna göz yumdu.
-Finans sihirbazı dahi çocuklar ve finans kurumlarını yönetenler deli paralar kazandıkları için bu saadet zincirini devam ettirdi.
-ABD'deki konut balonu patlayınca bu saadet zinciri koptu.
-Risk yumağının sistemi çökerteceği görülünce devlet işe el koydu.
-Sınırsız finansal serbesti devlet eliyle kurtarmayı zorunlu hale getirdi.

Demek ki "serbest piyasa ekonomisi" serbest bırakmaya gelmiyormuş.
Tecrübeler hayatta yenen kazıkların toplamına deniyor.
Dünya büyük bir kazık yiyerek büyük bir tecrübe sahibi daha oldu.

* * *
Arz ve talep hırslı ve aç gözlü finans devlerinin eline geçince uluslar arası fon sahipleri piyasa ile istedikleri gibi oynadılar.
Petrol fiyatlarını emme basma tulumba gibi bir aşağı bir yukarı çıkararak milyonlarca insanın ekonomik hayatını altüst ettiler.
Petrolü olmayan dışa bağımlı ülkeleri yoksulluğun pençesine atarken, petrol üretici ülkeleri zenginleştirdiler.

Bu haksız ve adaletsiz uygulamanın bedelini de batarak ödediler.
Hani kapitalizmin kurucu babaları, "Bırakınız yapsınlar" diyordular ya.
Şimdi sıra, "Bırakınız batsınlar" demeye geldi.

"Efendim onlar istihdam sağlıyor. Binlerce insana iş ve aş imkanı olan yerler niye batsın" demeyin.
Verene değil verdirene bak.
Rızkı veren onlar değil?
Haksız kazanç elde edenler batsın.
Sular bulanmadan durulmazmış.
Batsın ki dürüst çalışanlar piyasaya hakim olsun.

Umarım kapitalizm bu küresel dalga ile daha insanileşecek.
Adaletsiz bir dünya kuranların ve sebep olanların hepsi teker teker batacak.
Ne zamana kadar?
Sevgi ile malın paylaştıkça arttığını öğrenene kadar.

* * *
İnsan oğlu köle olmak istemediği gibi ücretli olmak da istemiyor artık.
Bediüzzaman Said Nursi'nin işaret ettiği küresel ekonomide hissedarlık yöntemiyle herkesin hem işçi hem işveren olacağı dönem yaklaşıyor.
Kapitalizmden sonra Karl Marks'ın dediği gibi ya komünizm gelecek ya da Bediüzzaman'ın işaret ettiği serbestiyet ve malikiyet devri.
Bakalım zaman kimi haklı çıkaracak.

Yeni Şafak