Biz sıcak odalardan karı seyrederken
Hayrettin Karaman'ın yazısı...
Suriye olayında bugün, kim suçlu kim masum, kim haklı, kim haksız, başta nasıl olmalıydı… konularını tartışmanın faydası yok. Faydalı iki konu var: 1. Burada akan kan nasıl 'adil ve makul bir çözümle' durdurulabilir. 2. Ölümden ve zulümden kaçarak başka ülkelere sığınmış insanların hali ne olacak?
Daha kar bastırmadan, Türkiye sınırına dayanmış, içeriye alınmayı bekleyen, çoğu kadın, yaşlı ve çocuk binlerce insanı haber kanallarından seyrettik. Burada bile bombalanıyorlar, elbiseleri, yiyecek, giyecek ve yakacakları, doktor ve ilaçları… yok. Bir kadıncağız 'Acele ile evlerimizden çıkıp kaçtık, üzerimizde yazlıklar var, üşüyoruz, açız, hastayız…' diyordu.
Şimdi hamiyyet duygusunun her şeyi bastırmasının zamanıdır, şimdi fazlası olanın vermesinin vacib olduğu zamandır, şimdi insan kardeşliğinin bütün yakınlıklardan baskın çıkmasının şart olduğu zamandır, şimdi onları düşünerek sıcak odalarda titremenin zamanıdır, şimdi lokmaların boğazda düğümlenmesinin zamanıdır.
Kimin elinden ne geliyorsa onu ortaya koyması, bu insanlık dramının acılarını azaltmak için çaba göstermesi farz-ı kifayedir.
Suriye'de halkın yüzde altısını 'ülkenin halkı', geri kalanı ya terörist veya ona yardım ve yataklık edenler olarak gören, ülkeyi yok edinceye kadar vurmaya devam etmeye azmetmiş, kendi iktidarlarını korumadıkça hiçbir çözüme yaklaşmayan bir yönetim var. Bu yönetimin elinde/içinde ülkeyi imha edecek kadar silaha sahip bir ordu var. Yerde tanklar, gökte uçaklar bomba yağdırıyor…
Bunlara ses çıkarmadan barış havariliği yapanları Allah ıslah etsin!
Evet bana göre de bir ülkeye dışarıdan müdahale edilmemeli, ama her kuralın bir istisnası vardır; göz göre göre bir halkın katledilmesine rıza gösterilemez. Müdahalenin çeşitleri vardır, illa da Suriye'yi bombalamak gerekmez, ama birileri bir tarafa, diğerleri diğer tarafa bir şekilde yardım ettikleri sürece olan Suriye'ye ve halkına oluyor. Bu yardım da bir müdahaledir; öyle ise Allah rızası için bu halka acıyın ve 'Ey yardım edenler, bir araya gelin, kendi çıkarlarınızı ikinci plana atın ve kanı durdurun!'
Yeni Şafak