Alparslan ÖZYAZICI
Canlılardaki hassas ölçüler
Yeryüzünde canlı mahlûkata dikkat ettiğimiz zaman, hepsinin belli bir ölçü dahilinde, münasip şekillerde yaratıldıkları dikkatimizi çeker. Misâl olarak bir insana bakalım. Çeşit çeşit antika cihazlarla donatılmış olan insanoğlu, hiçbir ressam tam taklidini yapamayacak derecede, dışı ve iç organları bir ölçü ile hudutları çizilmiş, her bir azasına münasip bir şekil verilmiştir. Meselâ, kollarımıza, ellerimize dikkat edelim. Simetrik olarak yaratılmışlardır. Parmaklarımız da öyle, Aynı şekilde, kulaklarımız, gözlerimiz, bacaklarımız ve ayaklarımızda simetrik yani muvazeneli olarak yaratılmışlardır.
Simetrik, mizanlı yaratılış
Dişlerimizin dizilişinde bir simetri olduğu zaten malûmdur. Ya iç organlarımız nasıl? Meselâ beyin yarım kürelerimiz simetriktir. Küçük beyin diye de adlandırılan beyincik te de simetri vardır. Bir diğer merkezi sinir sistemi organımız olan omurilik te simetrik olarak yaratılmıştır. Vücuttaki iki hayatî temizleme organlarımız olan böbreklerimiz ve akciğerlerde simetrik olarak yaratılmışlardır. Bu örnekler daha da arttırılabilir.
Bütün bu örnekler, vücudumuz yaratılırken bir hesaplama ile yaratıldığını açıkça gösterir. Adeta bir kalıptan çıkmışçasına ince, hassas ölçülerde yaratılış söz konusudur. Bilhassa yüzümüzde yer alan göz, kulak, ağız, burun gibi organlar arasında bir çok ince hesaplar, mizanlar vardır. Bütün bunlar, her bir insanı yaratan büyük ve meharetli bir tasvircinin, yani Allah’ın mevcudiyetine, insanlar adedince, hatta insanların bütün organları adedince deliller teşkil eder. Şuursuz tabiat, serseri tesadüf bu ince hesaplarla yapılmış işlerin yakınından bile geçemez.
İnsan ölçülü, mizanlı, simetrik yaratılmış da diğer canlılar, bitkiler, hayvanlar farklımı dırlar? Her bir hayvanda, meselâ, sinekler ve kuşlar gibi uçabilen hayvanlarda, gözler, kanatlar, ayaklar arasında çok ince hesaplar, ölçüler, dengeler vardır. Bir kuşun bir kanadında birkaç tüy eksik olsa, kuş dengeli uçamamakta, yere düşmektedir. Hatta bitkilerdeki yapraklara, çiçeklere bakalım. Basit gibi gördüğümüz yapraklarda, her bir yaprakta, her bir çiçekte, bir kalıptan çıkmış gibi, ayrı ayrı şekil ve ölçülerde yaratılmış olduğunu görürüz.
Yaratılıştaki bu fevkaladelikler, insan, hayvan ve bitkilerin faaliyetlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için bir kolaylık sağlamaktadır. Misâl verecek olursak, ayaklarımızın biri diğerinden kısa veya uzun olsa, yürümemizdeki aksaklık hemen kendisini açıkça belli eder. Bunu bütün organlarımız, hatta bütün nebat ve hayvanların bütün uzuvları içinde düşünebiliriz.
Bütün bu hesapları önceden kim yapmıştır? Kim planlamıştır? Arzu edilen neticenin husulü için bütün canlıları belli olan şekillerde kim halk etmiştir? İlmi ve kudreti sonsuz olan bir Allah’tan başkası olabilir mi? Bir terzinin, bir gömlek veya pantolonun kollarını, ölçülü, hesaplı, simetrik olarak dikmek için ne kadar emek verdiği bilinebilir. Bütün canlılardaki, düşünülerek yapıldığı açıkça belli olan ince hesapları, nasıl akılsız ve şuursuz olan tabiata havale edebiliriz? Nihayetsiz ilmi ve kudreti olmayanın, canlılara bu fevkalade intizamlı vaziyeti verebilmesi hiç mümkün olabilir mi?
Kamer Sûresi, 49. âyet: “İnna külle şey’in halaknahu bikader” Yani “Gerçekten biz her şeyi bir takdir ile yaratmışızdır.” Bütün verdiğimiz misâller, bu âyet-i kerimenin açık bir delili olmaktadır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.