Hasan TANRIVERDİ
Çocuklar, bize Allah’ın en güzel emanetleridir
Yüce Allah’ın, kâinatın en mükemmel varlığı olarak yarattığı insanoğlu, yaratılış gayesine uygun hareket ettiği sürece her haliyle güzeldir. Böyle bir varlığın yavrusu ise güzeller güzelidir. Onlar bize Hâlık-ı Zülcelâl’in mübarek bir emaneti olmakla birlikte, aynı zamanda, en mükemmel hediyesidir de. Hediyenin güzelliği, o hediyeyi verenin güzelliğindendir. Veren güzel ise hediyesi de mutlak güzeldir.
Mal, mülk ve çocuk bizlere Allah’ın emanetleridir. Yüce yaratıcı, çocuğumuzu bize doğumu ile birlikte bir beyaz kâğıt sayfası gibi tertemiz armağan eder. Onu, bizimle beraber medya, çevre ve okul şekillendirir. Çocuk sorumluluk çağına geldiğinde aileden aldığı temel bilgilere dayalı olarak hayatını yönlendirir. Anne ve babanın gölgesi hiçbir zaman üzerinden gitmez. Boşuna “ Bir evlat pîr olsa da anaya muhtaç imiş dememişler. Hele anne şefkati, Çocuğun ömür boyu adeta koruyucu meleği gibidir. Çocuk, o mübarek varlığın dualarını alabilirse, Allah her işte onun önündeki engellerin kaldırılmasında yardımcı olur.
Bizim kültürümüze ve inanç sistemimize göre çocuk kaç yaşına gelirse gelsin, aile desteğini arkasında hissetmek ister. Anne- baba aynı zamanda sabırlı birer öğretmendirler, onlar hayat boyu öğretmeye devam ederler. Çocuk dış dünyaya açıldığında ise, evde öğrendiklerine paralel olarak buradaki kurallara da uymayı öğrenir. Örneğin; yere tükürmenin doğru bir davranış olmadığını, gürültü yapmanın başkalarının hakkını ihlâl etmek, haklarına zarar vermek olduğunu öğrenir ve böylece topluma uyum sağlar.
Çocukların gerçek huzuru bulduğu tek yerin aile ortamı olduğu gibi, onu isyan ettiren yerlerin başında da yine aile ortamı gelir. Onun için, çatlamış toprakların suya ihtiyacı derecesinde çocukların da sevgiye ve huzura ihtiyacı vardır.
Aile sevgisiyle tatmin olan bir çocuk kendini daha özgür hisseder. Çocuklarımızla evlerimizdeki çiçeklerden daha çok ilgilenmemiz gerektiğinin idraki içinde olmalıyız. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklarımız sevgiye doyamazlarsa, bu eksiklik ileriki yıllarda çeşitli davranış bozuklukları olarak kendilerinde ortaya çıkar. Hayat boyu bu eksikliğin izleri sürer gider. Çocuk şahsında nükseden dengesizliklerle boğuşmak zorunda kalır.
İşte anne ve babanın en önemli görevi, Allah’ın kendilerine emanet ettiği bu güzel yavruları sağlıklı bir şekilde büyütüp, olması gerektiği gibi terbiye edip hayata hazırlamalarıdır. Çünkü hayat zordur, uzun soluklu bir mücadele ister. Çocuklar, ancak aileden, okuldan ve çevreden aldığı desteklerle bu mücadeleyi omuzlayabilirler.
Anne ve baba çocuklarının önünde model olduklarını unutmamalıdır. Çünkü çocuklar gördüğünü yaşayarak öğrenir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.