Çocuklarda kekemelik tedavisine erken başlamak başarıyı artırıyor

Çocuklarda kekemelik tedavisine erken başlamak başarıyı artırıyor

Anadolu Sağlık Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Zafer Atasoy, kekeme çocuğun tedavisine ne kadar erken başlanırsa başarı şansının da o derecede arttığını söyledi.

Duran Savaş'ın Haberi
 
Atasoy, yaptığı açıklamada, kekelemesi olan çocukların, olmayanlara göre daha fazla davranışsal ve duygusal sorun yaşadıklarını tespit edildiğini söyledi. Kekelemede ailesel yatkınlıktan söz edilebileceğini, ancak bu değerlendirmenin genetik bir geçiş anlamı içermediğini ifade eden Atasoy "Kekeleme nedeni ile ilgili yapılan çalışmalarda kekelemesi olan ve olamayan çocuklar ve ailelerinin özellikleri arasında belirgin fark görülmedi. Ancak kekelemesi olan çocukların olmayanlara göre daha fazla davranışsal ve duygusal sorun yaşadıkları tespit edildi. Bu artış kekelemenin nedeni olabileceği gibi sonucu da olabilir. " dedi.


Kekeleme ortaya çıktıktan sonra büyük oranda çocuğun gelişim süreci içinde kendiliğinden ortadan kaybolduğunu dile getiren Atasoy, ancak sönmemiş ya da tedavi edilmemiş ve uzamış kekelemeden ileri dönem olarak söz edilebileceğini kaydetti. Atasoy bu sebeple erken tedavinin önemli, başırı şansının çok yüksek olduğunu belirtti.


TİTİZ AİLENİN ÇOCUKLARI KEKEME OLUYOR

Kekelemesi olan çocukların ailelerinin bir kısmında titizlik, düzen, mükemmeliyetçilik gibi özelliklerin yanı sıra baskıcı, aşırı koruyucu olduklarının altını çizen Atasoy, "Kekeme çocuklarda çekingenlik, korkma, titizlik, sıkıntılı olma kişilik özellikleri olarak ön planda. Kekelemenin başlaması sıklıkla ani oluyor. Köpek kovalaması, şahit olunan kavga gibi örseleyici ve yoğun duygusal bir durum sonrasında kekemeliğin ortaya çıkması klinikte sık görülen bir durum." diye konuştu.


KEKEME ÇOCUK SABIRLA DİNLENMELİ CÜMLESİ TAMAMLANMALI


Diğer tüm sağlık sorunlarında olduğu gibi kekelemede de tedaviye ne kadar erken başlanırsa, başarı şansı da o denli arttığını vurgulayan Atasoy şu bilgileri verdi: "Öncelikle çocuğun bozulmuş olan konuşmasını düzeltmek için zorlanmaması gerekiyor. Bunun için konuşması kesilmemeli uyarılarak düzgün konuşması istenmemeli, konuşması dinleyen tarafından tamamlanmamalı. Çocuk düzgün konuşmak ister, ancak başaramadığı için huzursuzluk duyar. Yapılacak uyarılar çocuğu daha büyük gerginlik ve sıkıntı içine sokabilir. Böyle bir uyarı çocuğun kekelemesini artırmaktan başka bir işe yaramaz. Sabırla, düzeltmeden, ağzından kelime çalmadan, onun yerine konuşmadan dinlemek tedavi için ön koşuldur. Benzer bir tutumla karşılaşan ve kekelemesine karşın ilişkisini sürdüren çocuk kendisini rahat hissedeceği için konuşması da rahatlar. Kekeleyen çocuğun duygusal olarak rahat bir durum içinde olmadığının unutulmaması gerekiyor."


Kekelemesi olan çocuk için anne babanın öncelikle, bu durumun büyük oranda kalıcı olmadığını bilmesinin önem taşıdığının altını çizen Atasoy, "Durumu abartılı bir tepki ile karşılamamak ve sükûneti korumak gerekiyor. Çocuğun bilerek yapmadığı, kendisinin bu kekelemeden dolayı acı çektiği göz önünde tutulmalı. Bu tabloyu ortaya çıkaran etken olarak gördükleri, çocukları için taşınması zor duygusal durumlar)varsa bunu ortadan kaldırma ya da daha kolay taşınabilir hale getirmek ana baba görevi olarak kabul edilmeli. " şeklinde konuştu.

2 -6 yaş grubundaki çocukların yüzde 5'inde kekeleme görülebildiğini anlatan Atasoy, kekemeliğe en sık rastlanan yaş grubu ise 3 - 4 yaş arası olduğunu kaydetti. Kekelemesi olan çocukların yaklaşık yüzde 80'i ergenlik öncesinde belirtilerinden kurtulduğunu, bu grup içinde olan kekelemeyi "fizyolojik" olarak adlandırmanın mümkün olduğunu dile getiren Atasoy, "Kekemelik toplumda yüzde 1 oranında görülüyor. Erkek çocuklarda kekemelik, kız çocuklara göre iki misli fazla karşımıza çıkıyor. Bu oran erişkinlik döneminde artarak 5 misline yükseliyor. Ailesel sıklık oranı yüzde 50 civarında bulunuyor." bilgisini verdi.