Çobanlar kaval çalar, mezarlıklardan geçenler türkü söyler.
Hâlbuki korkunun ecele faydası yoktur.
Herkes aynı mezara girecek, her metal “cüruf’u” ile birlikte kalıba girdiği gibi…
Acaba “kurşundan bir yük mü köpükten gövdesine binmiştir” yoksa köpük ve cüruf mu kurşundan gövdesine bir yük olmuştur?
Yahutta hak ile batılın ayrılmasında ilahi metottan başka metot mu var?
“O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah böyle misaller verir.” (Rad suresi 17)
“Köpüğe gelince sönüp gider”
Ve ağlamanın da ecele faydası yok.
Ve cerbezenin de…
*                           *                    *
Gerçekten bu son Kürt açılımından beri bir Kürt gözü ile veya bir Kürt kulağıyla hiç sayın Bahçeli’yi dinlediniz mi?
Bir Kürde ne kadar itici geldiğini kendisi de biliyor mu?
“Kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır.”(Rad:22) nerede; böylesine kötülüğe itici sinerjiler oluşturanlar nerede.
Tıpkı antagonizma mantığı gibi…
Birisi birisinin etkisini ortadan kaldırır.
Bence bu milleti ne Bahçeli temsil eder ne de PKK.
*                      *                   *
Sayın Bahçeli hiç olmazsa tamamen Kürt merkezlerindeki partisine gönül verenlere saygılı olması lazımdı.
Bir siyasetçi böylesi iç âlem karartıcı düşüncelere sahip görüntüsüyle nasıl toplumlarda makes bulacak, nasıl halklar tarafında kabul görecek?
Gerçekten o şahısların yerinde olmak istemezdim. (Kürt bölgelerindeki MHP’lilere diyorum)
Artık savunacak ne bulacaklar merak ediyorum.
Oysa: “fitne uykudadır uyandırana lanet olsun” uyarısına sadece PKK’yı itmek istiyorduk ama maalesef “etki- tepki” kaidesince işin ezeliyetinde belki de PKK’nın çıkış sebebi de böyle bir şeydi.
İnşallah sağduyu olaylara hâkim olurda ne Sayın Bahçeli’ye nede PKK’ya kalmayız.
Yoksa bu vatanda yaşayan tüm bir halk olarak çekeceğimiz var.
30-40 senedir bu zihniyetin kurbanı olduk bari bundan sonra rahat edelim.
İnşallah bu çarpışmalar hak ile batılın ayırt edilmesi için ayette tarif ettiği şekliyle süs eşyası yapılırken oluşan cüruf misali üste yok olup gider de altta sağlam madde kalır.
Ama şu unutulmamalı ki:
Bu toplum şu an uçuşan fikirleri iyi tahlil ediyor.
Yarın bu tür fikirlerin hiç birisinin pirim yapmaması adına toplumda oluşacak genel kanı için sanırım önemli bir süreçten geçiyoruz.
*                            *                            *
Lakin ortada ilginç bir hesap var sanki…
Sanırım bu Türkiye’nin garibi ve ayıbıdır da aynı zamanda…
Böylesi açılım istekleri genel olarak muhalefetten gelir ve iktidarlar karşı çıkar.
Ülkemiz de ise bunun tam tersi oluyor.
MHP kin aşılıyor CHP diktatörlüğü hortlatıyor.
Mesele Kürt meselesi mesele biraz daha demokrasi ama tartışmanın boyutları o kadar farklılıklar arz ediyor ki; eski Türkiye olsaydı tüm hükümet yetkilileri idam bile edilirdi.
Allah’tan Türkiye eski Türkiye değil.
Hele bazı şeyler var ki hazmetmekten zorluk çekiyorum.
Askeri galeyana getirip zorla konuşturmanın manası ne?
Yahu illaki asker gelip “balans ayarı” mı verecek?
Yani biz boyumuzdan utanmadan hala ilkokul çocukları gibi “Örtmenim bu beni dövecek” deyip iki adım başı öğretmene şikâyet mi edeceğiz?
Hakikaten şöyle dışarıdan sanki yabancıymışsınız gibi Türkiye’yi seyredin, tıpkı ilkokul çocuklarının havasını göreceksiniz.
Tam gırgır geçilecek bir ülke…
Ülke mızıkçılarla,oyun bozanlarla ve zır cahillerle doludur.
“Zır cahil” dediklerimi sakın halk olarak algılamayın; ülkenin ileri gelenlerine söylüyorum.
Böylesi basit tartışmaları böyle körükleyenler ya cahildir ya da zındıktır.
Eh bende cahil diyorum.

Bir ülkede siyasetçiler bu kadar aciz olursa, bir ülkede devleti idare etmek isteyenler kendi tebaasından bu kadar korkarsa adalet ve hürriyet nasıl tecelli edecek?
Ama şahsen benim korkum hükümetin geri adım atmasıdır.
Tarihin akışını değiştirecek bir karar eşiğinde, böylesi cerbezeler eşliğinde paketin içini gerektiği gibi doldurmayıp dağın fare doğurması misali geri teperse çok yazık olacak.
Metaller ergitilirken “hidrojen gevrekliğini” hesaba katmazsanız mikroskobik çatlaklara sebep olacağı için istediğiniz mukavemette bir metal elde edemezsiniz.
Allahtan dileğim; paket doldurulurken CHP, MHP ve PKK’nın oluşturacağı köpük sönüp gider de geriye gerçek manada bir açılım kalır.
İnşallah dağ fare doğurmaz.