Faruk ÇAKIR
Değişmeyen tek şey, çelişki
Günler, mevsimler gibi insanlar da değişiyor ve gelişiyor. Bu sebeple son yılların ünlü sloganlarından biri de Değişmeyen tek şey değişim sözüdür. Türkiye şartlarında bu sözü biraz daha farklı ifade edebiliriz: Değişmeyen tek şey, çelişkidir! Hakikaten ciddî çelişkilerle yüz yüze geliyoruz. Bir yandan kötülüklerden şikâyet ederken, öte yandan iyileri devre dışı bırakmanın yollarını arıyoruz. Öyle ki, iyilerin adı, sanı, ünvanı, safa çıkıyor. Ve maalesef, hırsızlardan da uyanık olarak söz ediliyor.
Her sahada çelişkilerimiz var, ama bu çelişkilerin şahı ve padişahı eğitim sahasında göze çarpıyor. Başlangıçta oturup kalkan herkes; haktan, hukuktan ve adaletten söz eder. Bunun yanında eğitimin kaliteli olması ve her türlü engelin sona ermesi istenir. Üstelik, kızların eğitimine daha bir önem verilir ya da verilmek istendiği ifade edilir. Hatırlayın, Haydi kızlar okula! diye kampanyalar açılmıştı, ki hâlâ devam ediyor...
Bütün bu iyi tekliflere kim itiraz edebilir? Gelgelelim ki bu sözler icra safhasına konulmak iste-nince değil çelişki, çelişkinin çelişkisi ile karşılaşıyoruz. En büyük çelişki de, kafaların içine bakılması gerekirken dışına bakılmaya başlanması... Haydi kızlar okula! çağrısına uyan bir veli, kızını üniversiteye götürmek istediğinde, eğer o kızın başı örtülü ise ancak üniversitenin kapısına kadar götürebiliyor! Çünkü kapıdaki bekçiler, Kıta dur! Başörtülüler içeriye giremez diyor. Veli, Olur mu? Bakan açıklama yaptı. Yeni kampanya varmış, ben kızımı bu kampanyaya dahil etmek için okula getirdim, bakan bey çağırmıştı dese de derdini anlatamaz... Ben bakan makan anlamam, emir var, yönetmelik var, bildiri var, uyarı var, kararlar var... sözleriyle karşılaşır.
Aslında üniversitelerde devam eden başörtüsü yasağı, kökten yanlış olmanın ötesinde, temelden de kanunsuz ve keyfî bir uygulama. Dünya âlemin bildiğini sizden ne saklayalım? Bu uygulama kesinlikle yürürlükteki herhangi bir kanuna dayanmıyor. Ha, yürürlükte olmayan gizli bir kanun var ise onu bilemeyiz! Öyle şey mi olur? derseniz, o konuda da haklısınız. Demokrasilerde böyle bir şey olmaz, olamaz. Amma ve lâkin, Ergenekonraside böyle şeyler olabilir ki, olmaya devam ediyor.
Biz geçmişte görev yapan YÖK başkanlarına niçin kızıyorduk? Kanunlarda olmadığı halde, keyfî olarak başörtüsü yasağı ugyuladıkları için. Peki, YÖK başkanı değişti, güya yasakçı olmayan bir isim başkan oldu. O halde kanunsuz yasak niçin hâlâ devam ediyor? Ya da bazı üniversitelerin yeni seçilen rektörleri de şahsî olarak başörtüsü yasağına karşı olan kişiler... Onlar da kanunlarda olmayan başörtüsü yasağını uygulamaya devam ediyorlar. Üstelik de bunu kanunlara uymak zorundayız diyerek yapıyorlar.
Güya yasakçılar gitti, yasakçı olmayanlar geldi. Ama netice değişmedi. Dünya değişti, mevsimler değişti, yıllar değişti fakat kanunsuz yasak değişmedi.
O halde, değişmeyen tek şey çelişki değil mi?
Yeni Asya
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.