Hayrettin KARAMAN

Hayrettin KARAMAN

Demokratikleşme Paketi

Bu ülkede, insan hak ve özgürlükleri temelinde kamil bir demokrasinin olmaması ve yapılan yanlışlıklar yüzünden mağdur olanlar yalnızca Kürtler ve Alevîler değildir.

İşsizler mağdurdur.

Yoksullar mağdurdur.

İnandığı gibi yaşamak isteyen dindarlar (çok sayıda Sünni Müslüman) mağdurdur.

Devlet içinde devlet olan, hukuka aykırı yetki kullanan, kerameti kendinden menkul olan çevrelerin haksız ve hukuksuz olarak siyasete müdahaleleri ve demokrasiyi kesintiye uğratmaları yüzünden bütün millet mağdurdur.

Son yıllarda sesleri daha fazla çıkmaya başladığı için Aleviler ve PKK belası yüzünden Kürtlerin mağduriyeti gündemi işgal etmeye başladı.

Alevi açılımı konusunu başka yazılara bırakarak Kürt açılımı konusuna bakalım.

Hükümet, toptan retçilerden ürktüğü için daha ileri gidemiyor, daha ziyade psikolojik etkisi olacak bazı tedbirlerle işe başlamak istiyor. Eğer bu hazmedilirse arkadan başka adımları da atacağını, bunun bir süreç olduğunu söylüyor.

Hükümetin zincirleri var, daha hesaplı kitaplı hareket etmek mecburiyetinde. Ama düşünürlerin, yazarların, bilim adamlarının iyi ki böyle zincirleri yok ve düşündüklerini -hapisten, işkenceden, vazifeden atılmaktan, sürülmekten korkmaksızın- söyleyip yazabiliyorlar.

Bu yazıda, Kürt meselesinin çözümü konusunda, farklı kulvarlardan üç zatın tekliflerini yan yana getirmek istiyorum.

Prof. Dr. Mustafa Erdoğan (Star, 29 Ağ. 09):

"Daha önce işaret ettiğim gibi, bana göre, Kürt sorununun demokratik çözümünün anayasal-hukuki çerçevesi şu beş esasa dayanmalıdır: (1) etnik tarafgirliğin reddi, (2) kültürel çeşitliliğin tanınması, (3) kültürel haklar, (4) idari adem-i merkeziyet, (5) demokratik katılımın güçlendirilmesi.

"Etnik tarafgirliğin reddi"nden kastım, dibacesinden başlayarak baştanbaşa Anayasa'nın her türlü etnik imadan arındırılmasıdır. Bunun için en başta, milliyetçi söyleminin zirve noktasını teşkil eden Anayasa'nın Başlangıç kısmının tümüyle kaldırılması gerekir. Ayrıca, devletin adı konusundaki belirsizliğin (m.2: "Türkiye Cumhuriyeti", m.3: "Türkiye Devleti"; m.66: "Türk Devleti") kaldırılması ve sadece "Türkiye Cumhuriyeti" teriminin kullanılması (resmi söylemin de buna göre değiştirilmesi), "Atatürk milliyetçiliğine bağlı" devlet başta olmak üzere milliyetçiliğe yapılan atıfların kaldırılması ve nihayet halihazırdaki etnik esaslı yurttaşlık tanımının (m.66) Anayasa'dan çıkarılması gerekmektedir…"

Sosyalist Kürt aydını Enver Sezgin Öcalan'ın şunları önereceğini söylüyor (Neşe Düzel röportajı):

1. Devletle PKK arasında ateşkes yapılması, 2. Demokratik bir ayasa hazırlanması, 3. Hakikatleri araştırma komisyonu kurulması, 4. Kürtçe eğitim hakkının tanınması, 5. Dağdan inenlere siyaset yapma hakkı verilmesi, 6. Koruculuğun kaldırılması, 7. Akil Adamlar Kurulu'nun oluşturulması, 8. Dağdan inmeyi kolaylaştıracak bir yasal değişikliğin yapılması (bir çeşit af).

İslami bakış ve görüş sahibi Altan Tan:

"Terör ayrıdır, terörizm ayrıdır, teröristle mücadele ayrıdır… Onun için Kürt sorununu ayrı çözmek lazım. PKK'yı dağdan indirmek ve ovada siyaset yapmasının şartlarını ayrı oluşturmak lazım, teröre giden yolları kesilmeli. Teröristle ve terörizmle mücadele ayrı bir mücadele yapılmalı.

Siz Kürt sorununu, PKK ile Genelkurmay arasına sıkıştırırsanız Kürt sorununu terörize etmiş olursunuz. Kürtlerin etnik taleplerini ortadan kaldırmış olursunuz. Ve sorunu çözümsüzlüğe mahkûm edersiniz.

Dünyanın yeni şartları içerisinde Türkiye'nin kendi tarihi kodlarıyla barışık bir paradigma inşa etmesi lazım. Bu yeni paradigmada bu çarpık laikçilik anlayışını değiştirmesi lazımdır. Çarpık tek ırk, tek millet çerçevesinde ifade edilen ulusalcı, ırkçı anlayışını değiştirmeli.

Yeni bir paradigma, yeni bir anayasa, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak yeni bir toplumsal sözleşme olmalıdır. Türkiye bunları yapamazsa ayağa kalkamaz.

Eğer siz bir İslam hukukuna göre Kürtlerin haklarını belirliyorsanız daha alacakları çok şey var. Anadilde eğitim hakkı var, özel televizyonlarda yayın hakkı var, değiştirilen köy ve kasaba isimleri var, boşaltılan köylerin tekrar iadesi var, Kürdoloji enstitüleri kurulamıyor. Bir genel siyasi af olması meselesi var. Yani İslam hukukuna göre değerlendiriyorsanız daha Kürtlerin alacakları çok şey var. Liberal demokrasiye ve sosyal demokrasiye göre belirliyorsanız hâlâ Kürtlerin alacakları var." (Salih BİLİCİ röportajı, 09.11.2008 23:25)

İşte size üç paket taslağı, karşınızda iktidar da yok, bu teklifler iyi niyetle, ehliyetle, hasılı gerektiği gibi tartışılsın, siyasilerin bu teklifler karşısındaki tavırları belli olsun, çıkan sonuçtan iş başındakiler de istifade etsinler.

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.