Hüseyin EREN
Dosta yarenle gitme
O’na götürmeyen her şey düşmandır, O’na götüren her şey ise dost… O’nu bulana her şey dosttur, bulmayana her şey düşman.
Onun için olsa gerek “O’nu bulan her matlubunu bulur, hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtulur” diyor Nursi. Said olmak böyle bir hakikatle dolmaktan geçiyor olmalı; kâinata meydan okuyan bir imana sahip olmak… O imanla bütün kâinatı ubudiyet vesilesi yapmak; zere ile Kehkeşanları aynı kefeye koymak, ikisine de aynı hülle biçmek…
O’nu götüren bir zerre bütün kâinatı “esir” alır, O’na götürmeyen bütün kâinat hüsrandır. “İmanın bir zerre inkişafı bir hazinedir” sözü, öze götüren kâinat büyüklüğünde bir söz. Büyükle küçük müsavi bu düzlemde; imanda dikey yükselmek isteyen hakikat yolcuları için…
“An” a akan ezel ile ebede giden “an” da buluşulduğunda yokluğun yok olduğu noktaya erişilmiştir.Kâinatın bütün mevcudatı, zerratın bütünü O’nu gösterir, O’nu söyler; yok yoktur artık, hazineler sahibinin huzurunda neye ihtiyaç duyulur, her şeyin dizgini elinde olanın yanında olduktan sonra kimden korkulur?
Dizginlenen nefis O’na götüren bir binek değil mi? Keza Nurlanmış akıl, nurlanmış acz ve fakr… Cismani vücuda ruh olmuş kalp… O kalbin bir hademesi olan hayal, başını “hacerül esvedin” altına koydurmaz ve şehadetini sundurmaz mı?
Zerreler kümesi kâinat O’nun Kayyumiyeti ile ayakta durmuyor mu? Nefsine esir olan, “esir” maddesinin hakikatini idrak eder mi? İsmi Azam’ da nasıl bir iksir var?
Acizden dost, fakirden arkadaş, üful edip gidenden sevgili olur mu? Her zerre soru, her esir cevap… Her bir mevcud O’ndan gelen ayine-i samed bir mektup, bütün kâinat O’na götüren Rabbani bir mektup… Bu mektubu okumaya engel her şey perde, yırtılası bir perde, defedilesi bir perde…
İmanda zerreden şemse kadar meratip var diyor Nursi. Her bir zerre artış bir hazine kıymetinde... Kâinat kuvvetinde ne büyük kazanç…
Evet, ne diyordu Said Nursi; Dost istersen Allah yeter, yaren istersen Kur’an yeter, düşman istersen nefis yeter.
Dosta yarenle gitme duasıyla… Bütün zerratın şahitliğiyle… Şehitlik ne ki? “An” bu şahitliğe ve şehitliğe şahit mi?
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.