Şahin DOĞAN
Evet üstadım, sizden özür diliyorum
Aziz ve muhterem Üstadım;
Geçen hafta bize tahsis edilen bu mütevazi sütunda “Mustafa İslamoğu, Kuran ve Aşırı Yorum” başlıklı bir yazımız çıktı. Yazıdan birkaç gün sonra bizim nurcu camiadan saygıdeğer, kıymetli ve meşhur bir abi, bu yazımızdan dolayı, sitem dolu bir yazı kaleme aldı. Bizi, size şikayet ediyordu. Edebi ve hayli dokunaklı bir üslupla, bizim affedilmez kusurlarımız adına kendisi sizden özür diliyordu.
Evet sevgili üstadım, bazı cinayetler işledim ve onun için sizden özür diliyorum. Bu, vakti zamanında sizin de başınıza gelmişti ve cinayetlerinizi tek tek sıralamıştınız, Tarihçe-i Hayatınızda. Sizin bu davranışınızdan cesaret alarak, müsaadenizle işlediğim cinayetleri sıralamak istiyorum.
Mustafa islamoğlu isimli bir yazar, sizin Risale-i Nurları “Paralel Kur’an” ilan ettiğinizi söyledi. Biz, buna karşılık, sizin ve müellifi olduğunuz Risale-i Nurların üzerimizdeki manevi hukukunu müdafaa adına, öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Kullandığınız orijinal ifadeleri tahrif ederek sizin Risale-i Nurları vahiy ilan ettiğinizi söyledi. Biz, buna karşılık öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Nurcuların ve bütün nur talebelerinin “Kuran’ın son vahiy oluşuyla ilgili ciddi sorunları var” dedi. Biz, buna karşılık, yine aynı gayelerle, öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Nurculuğun birkaç kuşak sonra Bahailik gibi yalancı bir din olacağını söyledi. Biz, buna karşılık öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
“İmanın şartı altı değil beştir, kadere iman maddesi yoktur” dedi. Biz, buna karşılık, 26. Söz olan Kader Risalenizin bu konuda en azılı münkirleri bile ilzam ve ıskat eden güçlü hüccetleri adına, öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Hz. Peygamber’in (asm) Kur’an dışında hissi hiçbir mucizesinin olmadığını ve üstelik mu’cize kavramının bir bid’at olduğunu söyledi. Biz, buna karşılık, Mu’cizat-ı Ahmediye gibi kerametli bir risaleni müdafaa adına, öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Geçmiş bütün alimlerin üzerinde ittifak ettiği temel bazı Kur’ani kavramlara hiçbir ilmi esas ve usule dayanmadan keyfi anlamlar vermeye çalıştı. Ve bilhassa “Adiyat” kavramını, “atlar” olarak anlayan bütün selef-i salihin’in aksine “müşrikler” olduğunu söyledi. Biz, buna karşılık, öyle olmadığını, bu mealin hiçbir ilmi çerçevenin içine girmediğini, surenin siyak ve sibakıyla örtüşmediğini, bunun apaçık bir tahrif olduğunu ve hayret makamında “böyle bir yorumun bin dört yüz yıldır hiçbir müfessirin aklına gelmemiş olması sizce de çok tuhaf değil mi?” sorusuyla en doğal hakkımızı kullandık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Kıymetli abimizin moderatörlüğünü yaptığı bir programda “Hz. Adem’in bir anne ve babası vardır ve üstelik bunu ben demiyorum Kuran söylüyor” dedi. Biz, buna karşılık, öyle olmadığını, en azından Kuran-ı Hakim’in hukukunu müdafaa adına, bu dediğinin yüce Kuran’ın değil, kendi batıl yorumu olduğunu yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden gerçekten özür diliyorum.
Evrim teorisi haktır ve buna karşı çıkanlara “uydurulmuş dinin maymunlaşan Müslümanları” dedi. Biz, buna karşılık öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Ehli Sünnet’in bütün itikat kitaplarında geçen ve İmam Azam Eb-u Hanife’nin “hepsine iman ederiz” dediği “mehdi, deccal, kıyamet alametleri, kabir azabı, şefaat, keramet, Hz. İsa’nın nuzülu, vahyi gayri metluv gibi… sabitelere “uydurulmuş dinin masalları” dedi. Biz, buna karşılık, kıymetli bir risalen olan 5. Şua’nın yüreğimize fısıldadığı hakikatler hatırına, öyle olmadığını yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Başta İmam Ahmed Bin Hanbel olmak üzere geçmiş alimlerimizin umeraya (yöneticilere) (haşa) dalkavukluluk yaptığını söyledi. Biz, buna karşılık öyle olmadığını, bunun apaçık bir iftira olduğunu yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Bir meal yazdı, kendi orijinal fikirleri diye. Biz, buna karşılık öyle olmadığını, bunun önceki meal sahiplerinden bir aşırma, bir intihal olduğunu yazdık. Elimizden geldiğince, lisanımız el verdikçe. Demek cinayet işledim. Bundan dolayı sizden özür diliyorum.
Evet, aziz ve muhterem üstadım; bunları ve çok daha fazlasını pervasızca, fütursuzca ve kaygusuzca diyen birine cevap verme gayretkeşliğine yeltendiğim için cinayet işledim ve bundan dolayı sizden gerçekten de özür diliyorum…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.