Kadir AYTAR
Gençlik ve bayram
Mevsim bahar, aylardan Mayıs. Senenin ve mevsimin genç aylarını, terütaze, gül kokulu, rahmeti bol ve rengarenk günlerini idrak ediyoruz. Bir bayram havası var. Mutluluk ve neşe saçan, duygu ve ruhları besleyen ve zemin yüzünü şenlendiren çiçek ve ağaçların bayramı.
Bildiğiniz gibi bugün bir başka bayram daha var. Gençlik ve Spor Bayramı. Gençlerin iffet dairesinde neşelenip eğleneceği, sportif faaliyetler göstereceği ve Bediüzzaman’ı ağlattırmayacak bir bayram.
1935 yılında Eskişehir Hapishanesinin karşısında bulunan okulun bahçesinde Cumhuriyet Bayramında oynayan genç kızların elli altmış sene sonraki perişan ve elim hallerini görerek ağlayan Bediüzzaman Hazretlerinin geleceğe yaptığı bu fikir seyahati, çok ibretli bir tefekkür örneğidir. Gördüğü manzara; ilgi, bakım ve sevgiye muhtaç çok yaşlı on kadın, toprak olup gitmiş ve çürümüş altmış iskelettir.
Gençlik gibi hayatın en tatlı zamanlarını acıklı ve acınacak bir hale düşürmemek için güçlü, sağlıklı ve engel tanımaz gençliğin dizginlerini istikametli bir şekilde elde tutmak gerekir. Geleceği görmek ve akıbeti düşünmek bir basiret işidir. Basireti de istikametli bir hayat geliştirir, taat, ibadet ve şükür güzelleştirir.
Gençlik; sağlıktır, güçtür, enerjidir, hayali ve ideali bol bir çağdır. İdealler gerçekleşmek, güç ve enerji de kullanılmak ister. Başında kavak yelleri esen, his ve heveslerinin esiri olan gençlerin bu ideallerini gerçekleştirmek için engel tanımaz tavırlar içine girmeleri, onları meşru olmayan yollara itebilir.
Güç yerinde kullanırsan güzeldir. Kontrol edilmeyen güç, keskin sirkenin küpüne zarar vermesi gibi önce kendisine zarar verecek, öfkenin de yardımı ile sahibini yere serecektir.
Sağlık da kıymetini bilirsen değerlidir. Gençliğe güvenerek; “Acı patlıcanı kırağı çalmaz.” edebiyatının arkasına gizlenmek ve hor kullanmak belki de; insana “Eyvah!” deme hakkını bile tanımayacaktır. Bütün bu taşkınlık ve suiistimallerin sağlaması, Bediüzzaman’ın dediği gibi hastanelerden, hapishanelerden, meyhanelerden ve mezarlıklardan sorularak yapılabilir.
Şükür, kanaat ve sabır mekanizmaları zayıf gençlerin kendilerini fakirleştiren medeniyetin cazibedar nimetlerini; “Haram-helal demeden ve ne olursa olsun.” mantığı ile elde etmeye kalkışmaları, geleceklerini ve özgürlüklerini ipotek altına alma tehlikesini ortaya çıkaracaktır.
İsraf, suiistimal ve sefahat gibi zararlı unsurlar, güzel duygu ve düşüncelere ket vurmakta, gençlik hevesatını elde eden cereyanların estirdikleri fırtınalar, maddi ve manevi değerlerimizi paramparça ve gençleri perperişan etmektedir. Hevesat engel tanımaz. Gençliğin verdiği karagözlülük ve cesaretin etkisiyle aldıkları geçici hazlar, yakıcı birer alev olarak kendilerine geri döneceği unutulmamalıdır.
Gençlik, sağlık ve güç, iyidir, hoştur ve güzeldir ama gaflet verdiğinden bir nevi hastalıktır. Gaflet ile bir ömür geçirenlerin ihtiyarlık sabahında uyanmaları ve ölümle burun buruna gelmeleri, iş işten geçtiğinin bir göstergesidir. Gençlik, gerçekten gafleti ağırlaştıran ve akıbeti unutturan bir hastalıktır. Genellikle insanlar ihtiyarladıklarında, gençliklerini çok ararlar ve; “Ah! Gençliğim ah!” diyerek bir de iç çekerler. Nitekim tarihte; “Gençliğim bir geri gelse de ihtiyarlığı başıma neler açtığını ona bir şikayet etsem.” diyenler de olmuştur.
Bahar mevsimini andıran o şirin ve güzel gençlik nimetini, tatlı, bâkî ve lezzetli bir şekilde geçirebilmek için istikâmet ve tâatle şükredilmesi gerekir. Yoksa hayat belâlı, elemli, gamlı, ve kâbuslu bir hal alacaktır.
Gençlik ve Spor Bayramı da insanları güzel duygularla coşturan bir bahar havasında kutlanmalı, güzellikleri muhafaza ve ihya etme bayramı olmalı, gayrımeşru hevesatların uygulama alanı, sefahat ve dalaletin adresi olmamalıdır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.