Selahattin GEZER

Selahattin GEZER

Gezi Parkı mı, insan olma farkı mı?

Eller vardır; yapar yakıştırır, yaşanır hale getirir. Diller vardır; ilaç olur, yürek sarar, hoşnut eder. Eller vardır; eloğlunun eline oyuncak olmaz, hayra kalkar. Diller vardır; elin dili olmaz, hakikatin dili olur, dilin Yaratıcısını hoşnut eder konuşur. En karanlık anda aydınlığa kavuşturur. Diller vardır; ihtiyaç anında araya girer tüm karışıklığa lisanı merhem olur, barış getirir. Eller vardır; taşı taşın üstüne kor, çorak toprağı bağ eder. Eller vardır; kimsenin malına uzanmaz, emanete bekçi olur. Diller vardır; konuşurken kin dolu yüreği yumuşatır. Eller vardır; şiddet tanımamış, can yakmamış. Diller vardır; hesap gününü düşünüp sadece hakikat konuşur. Ya O’ güzel eller, güzel diller olmasaydı?

Ah! Bir de öyle eller vardır ki; tahribe kalkar, yakıp yıkar, yaşanmaz hale getirir. Ah! Bir de öyle diller vardır ki, nefret kusar, yaraya kezzap olup, hayatı yaşanmaz eder. Öyle eller vardır ki; kullanılmaya müsait ve maşa olmaya can atar. Öyle diller vardır ki; elin dili olur, ara bozar, elin türküsünü çığırır.

Kaldırım taşlarını söküp atmak, yolları tahrip edip, araçları yakıp yıkmak, iş yerlerine evlere zarar vermek, bilgisayar ve akıllı telefon kullanan ellere hiç yakışıyor mu? En önemlisi Allah’ın verdiği İnsani donanıma yakışmıyor mu? Birkaç saniyede bir: “Aşkım, aşkım” diyen dillere küfür, hakaret yakışıyor mu hiç?

Bu görüntüler, bilgisayarda kullansanız, akıllı telefonlarda kullansanız, dağ adamlığını, vahşetin ruha hükümranlığını gösterir. Şimdi desem ki yapılan tahribat Allah katında büyük bir suç; diyeceksin ki dini karıştırma. Hadi organize olmada, yıkmada tahripte cevval kardeşlerimizi rahatsız etmeyeyim. Neye inanırsanız inanın, madem bu devletin vatandaşısın yakmayacaksın, yıkmayacaksın. Senin ruhsal problemlerin mi var. Bu şiddet, yakıp yıkma sende oldukça, senden hiçbir şey olmaz ki. Sen hiçbir şeyi doğru dürüst yapamazsın. Bu öfken ve şiddetinle senden evlat olmaz, senden baba, senden eş, senden sevgili, senden politikacı, senden arkadaş olmaz. Güvenilip seninle ortak olunmaz, senden sanatkâr, senden âşık, yazar, şair, ressam, olmaz. En önemlisi dost olmaz. İçindeki bu şiddet ne zaman hortlar bilinmez ki.

Hz. Ömer: “Haksızlık karşısında susan dil şeytandır “ diyor. Kardeşim bir derdin ve uğradığın haksızlık varsa arayacaksın. Hak aramada bile bir asaletin olacak. Hak araman öyle akıllıca olacak ki, haksızlık yapanda, haksızlığından ibret alacak. O kadar tahrip ettiğin, yakıp yıktıklarının sahiplerinden tek, tek nasıl helallik alacaksın. Seni haksızlık yapmaya, ülken insanına karşı şiddet göstermeye, ülkenin hep üçüncü sınıf kalmasına destek vermen için programlamışlar. Sen, dışarının alçaklarını, içerinin çalışanına, 10 yılda ülkeyi faklı yerlere getirenden, dev projeler bitirenden, ekonominin büyümesini sağlayandan, hazinesinin güçlenmesini başarandan, dış borcunu bitirenden, memleketi kalkındırandan üstün tutarsın.

Padişahları katledenler, dışarının kansızı değil içerinin kandırılmış olanlarıydı.  Ruhunu amacını satmış olanlardı. Kandırılanlara, sarayda her türlü entrikalar yaptırılmış, iğrenç cinayetlerde yine onlar kullanılmış. Koca imparatorluğun yıkılmasında,  kandırılmış olanların, cevval organizasyonları vardır.

Her nefes almaya, memleketimizden gurur duymaya, ülke arı gibi çalışmaya, yıldızı parlamaya başladığında, dışarının alçak elleri, içerinin kuklalarını devreye sokup, tekrar memleket karanlığa ve gariban günlerine, beceriksiz ve üretemez yıllarına geri dönsün diye, oynatmaya başlıyor. O alçak, kirli eller değil de, asıl içeride onlara inanmış, menfaat için kukla olanlar, kin kusanlar, iğrendiriyor.

Kardeşim sen en kısa zamanda kendini tedavi ettir. Aynanın karşısına geç ve kendine uzun, uzun bak. Gelecekte senden olan insaflı çocuklar “Yuh! Ne oynatılmaya, azgınlaşmaya müsait ebeveynim varmış“ diyecekler. İnsana akıl, duygular hayvanlardan ayıran özellikler, şiddet için canavarca haksızlıklar yapması için verilmemiş ki.

Ağaç için isyan edenler, acaba kaç ağaç dikmişlerdir? Ağaç için, yakıp, yıkan kaç defa devlet için, millet için taş üstüne taş koymuştur? Ağaç için organize olanlar hangi haksızlık için hangi zulüm için organize oldular?

Ah! Benim organize, yakıp yıkmada maharetli, kinde öfkede cevval, ölümsüzlük garantisi almış, hesap umurunda olmayan kardeşim. Dünyanın her yerinde Müslümanlar haksızlığa uğrarken, dinine hakaretler edilirken kahramanlar gibi celallenip, eline tencere tava almadın. Önceden Irak'ta, Bosna’da, şimdi Myanmar'da müslümanlar katliama uğrarken, diri, diri yakılırken celallenip sokaklara düşmedin akşamları tencere tava çalmadın. Başbakan, bakan, gençler asılırken: “heytt! Bu ne zulümdür“ deyip, taş sökmedin, kırıp dökmedin tencere tava çalmadın. Uğur Mumcu alçakça öldürürken tenceren tavan yok muydu?  Kuyruklar, yokluklar olduğu zaman, bankalar hortumlandığı zaman sesin çıkmadı, tencere tava çalmadın. Uçağa sadece zenginler binerdi organize olup, yakıp yakmadın, tencere tava çalmadın.

Dandik arabalara binip, dandik yollarda canın çıktı, tencere tava çalıp, ışıkları söndürmedin,
Hastanelerde itilip kakıldın, insan yerine konulmadın; organize olup tencere tava çalmadın.

Milyonla tuvalete gittin, paran pul olmuş, sıfırların baskınına uğramıştı, organize olup tencere tava çalmadın. Yurt dışına çıktığında Türk vatandaşı olmandan dolayı hakir görüldün tencere tava çalmadın, on binlerce şehit verdin tencere tava çalmadın. Teknolojin yoktu; her yönden dışarı bağlıydın tencere tava çalmadın. Enflasyon belinden silindir gibi geçti, organize olup taşları söküp, yakıp yıkıp, tencere tava çalmadın. Okul kitaplarına para veriyordun tencere tava çalmadın. Sağ sol birbirine düşürtüldüğünde, sokaklar kurtarılmış bölge olduğunda cevvalleşip, tencere tava çalmadın. İşçisin işçi kal dediler, aslanlar gibi kükreyip tencere tava çalmadın. Son on yılda şahlanan Ekonomin yerlerde sürünürken, kredi notun yüz kızartacak durumdayken, organize olup tencere tava çalmadın. Köyler yakılırken, Bingöl'de ölüme bile, bile gönderilen 33 asker için, tencere tava çalmadın. İhtilallar ciğerini sökerken, tencere tava çalmadın. Ezan Türkçeleştirilirken, tencere tava çalmadın. Camiler ahırlara döndürülürken, tencere tava çalmadın. Kıbrıs savaşında, belimizi büken ambargoya, ışıkları yakıp söndürüp; tencere tava çalmadın. Çürük bina yapanlara, etine domuz katanlara, zehirli sular içirenlere aslanlar gibi kükreyip tencere tava çalmadın. Küçücük kızları zorla evlendirenlere, kadını sadece mal görenlere tencere tava çalmadın.

Şimdi Gezi parkında nasıl adam olunur farkını gösterelim. Her şeye rağmen, sen benim kardeşimsin. Ben seni dışarının alçağından üstün tutarım ve tutmalıyım. Ve bu mübarek, Miraç gecesi hürmetine aklının başına gelmesini, her yapılanın kayıt edildiğini ve Allah’ın mutlaka ama mutlaka hesap soracağını hatırlatırım. Benim kandırılmış, kardeşim.

Tüm İslam Âleminin Miraç gecesini tebrik ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum