Gülenizm ve Kemalizm ilişkisi

Gülenizm, Kemalizm’in meşru olmayan çocuğu. Kemalizm gübreliğinde üreyen zararlı ve zehirli bir mantar. Birçok yönüyle iki düşman kardeş. Gülenizm, Kemalizm’in rahle-i tedrisinde yetişmiş, hocasının bütün maharetlerini öğrenmiş ve giderek kendi yüceliğini ve biricikliğini ilan etmek için hocasını yutmaya ve tasfiye etmeye azmetmiş bencil biri. [FETÖ’nun başı Gülen’in her fırsatta ve platformda Mustafa Kemal’e -Kemalistleri bile hayretler içinde bırakacak bir şekilde- methiyeler dizmesi tesadüf olmasa gerek.] Biri zamanla din hüviyetine bürünmüş seküler bir ideoloji; diğeri yığınla mesiyanik hurafeyi bünyesinde barındıran ve bunları korkunç bir şekilde siyasallaştıran mistik bir ideoloji.

Gülenizm, Kemalizm’in bütün unsurları tevarüs yoluyla kendisine adapte ederek ayakta kalmaya çalışan Haşhaşi bir örgüt. Gülenizm’in bu kadar büyümesinin ve bir ur gibi ülke sathını istila etmesinin temelinde Kemalizm’in affedilmez aptalca hataları yatıyor.  İkisinde de “amaca ulaşmak için her araç meşrudur” zalimane kaidesi geçerlidir. Biri direkt olarak dine ve mukaddesata karşı amansız bir savaş açtı ve bunun sonucunda topyekun bir kuşağı bu değerlere karşı ilgisiz ve hatta düşman bir hale getirdi. Diğeri sureten medeni sireten en deni (alçak) bir tavırla dini ve kutsal değerlerin içini oydu. Bütün İslami kavram ve ritüellerin içini vahşi ve gayr-i meşru bir amaç uğruna boşalttı. Araçsallaştırdı hepsini. Başta İslam’ın yüce ve değişmez ahkamı olmak üzere bütün kutsal değerlerle kurduğu bağ ilkesel değil, ilişkiseldi daima. Birincinin İslam’la savaşı çok daha merdane iken; diğerinin çok daha münafıkane idi. Birincilerin kutsal kitabı Nutuk iken; diğerlerinin Pırlanta Serisi idi. Lider kültüne itaat ile düşüncesizlik hastalığı iki akımın da mümeyyiz vasfıydı. İkisinin de hedefi düşünen bireyler yetiştirmek değil, sürü halinde aklını liderin cebine emanet etmiş kukla fertler yetiştirmekti. “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” gibi söylemler lafızdaydı sadece, hakikatte olan biten bunun tam tersiydi. Her iki cereyan da maziyi (Osmanlı) yok saydı. Birincisi aşırı alçaltarak, ikincisi aşırı yücelterek. Bu hususta biri ifrat etti, diğeri tefrit. İki eğilimin de verdiği zarar ve bünyede açtığı onulmaz yara aynı. Birincilerin bu millete en büyük ve aynı zamanda en acı hediyesi Ergenekon ve uzantıları oldu; ikicilerin ise Fergenekon (FETÖ) ve uzantıları. İkisinin de aracı haince kumpaslar oldu.

Onun için FETÖ’nun ihanetleri üzerinden Kemalizm propagandası yapıp bütün cemaatleri ve tarikatları mahkum etmeye çalışanların şu gerçeği çok iyi bilmeleri gerekir ki; Gülenizm -ters taraftan- halis bir Kemalizm’dir. Gülencilerin, devleti sızılacak bir aygıt olarak görüp mantar gibi onun her tarafına sızmalarının ve onu içten içe kemirişlerinin altında Kemalistlerin yıllarca devlet aygıtını bütün kurumlarıyla hiçbir muhalif kişiye geçit vermez bir tarzda kuşatmış olmalarındandır. Devlet aygıtının içerisine sızılıyorsa eğer, en az sızmak isteyen kadar, o devlet aygıtı sızılması gerekli bir nesne haline getirenler de suçludur ve sorumludur. Kimse kimseyi kandırmasın, eğri oturalım doğru konuşalım, Ergenekon’un müsebbibi Fergenekon’dur; Fergenekon’un müsebbibi Ergenekon’dur. Bir yanlışla mücadele başka bir yanlışla olmaz. İki yanlış bir doğru etmez çünkü.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum