Güven duygusunu böyle aşılayın
Başarı ile doğru orantılı olan kendine güvenme çocuk yaşlarda aile tarafından kişiye aşılanması gerekir.
Uzman Dr. Mehmet Yavuz çocuklarda kişisel gelişimi hakkında önemli bilgiler verdi.
Çocuklarınızı bir birey olarak görmelisiniz…
Hızla gelişen dünyada agresif ve problemli çocuk sayısı her geçen gün artarken ailelerin de sorunlu çocuk sayısının artmasında büyük payı bulunduğunu aktaran Nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz bu konu hakkında aileleri şu sözleriyle uyardı:
'Çocuğunuza güven duygusunu verdiğiniz takdirde onu toplumun saygın kişileri arasına getirebilirsiniz. Her çocuk birey olma yolunda ilerlerken davranışlarının önemsenmesinden hoşlanır. Bu yüzden çocuklarınızı küçük yaşta depresif durumlardan korumak adına benlik değerlerini kazandırmanız gerekir.
Çocuklara güven duygusunu kazandırmanın en etkili yöntemi öncelikle onları birey olarak görmekten geçer. Çocukların da subjektif bir algısının olduğunun bilincinde olmak ve onları biz yetişkinlerden farklı düşündükleri için küçümsememek gereklidir.'
Çocukları terslemek benliklerinde kötü bir iz bırakır!
Sadece bedenen değil, ruhen de gelişen çocukların, ebeveynlerinden aşırı derecede etkilendiğini anlatan Yavuz, çocukların kendilerine güven ortamında sunulan kuralları daha kolay kabullendiklerini aktaran Yavuz; 'Öncelikle çocuğun oyun oynamasını önemseyin. Bu çocuğa araştırma, kavrama, algılama yetenliğini kazandırır. Çocuklarınız herhangi bir konuda size yardım etmek isterse onları terslemeyin. Bu tavır karşısındaki çocuklar korkak ve çekingen davranışlar sergiler ve bu durum çocuğun benliğinde kötü ve derin bir iz bırakır' açıklamasında bulundu.
Anne ve babaların kendi ailelerinden gördüğü sevgi ya da ilgisizliği kendi çocuklarına yansıttıklarını belirten Yavuz şu sözleri söyledi:
'Bireylerin aldıkları aile eğitimi çocuklarını yetiştirmeleriyle doğru orantılıdır. Fakat bireyler bu konuda onlara yapılan yanlış davranışları sürdürmek yerine kendi çocuklarına daha olumlu davranarak çocuklarını gelecekteki zorluklara karşı hazırlamalıdırlar.
Çocuk gelişimi fiziksel, ruhsal ve duygusal olmak üzere çeşitli bileşenlerle birlikte seyrettiğinden bu bileşenlerden herhangi birisinin eksik olması ya da gerektiği gibi gelişmemesi durumunda çocuk ileriki yaşantısında çeşitli zorluklar yaşar. Aileler bu gelişimin sağlıklı bir şekilde sağlanmasından sorumludurlar. Bunun için çocuklarına nasıl davranacakları konusunda anlaşmaları gerekmektedir. Erken çocukluk dönemi çocukların benlik gelişiminde oldukça önemli bir dönemdir. Bu süre zarfında çocuğun maruz kaldığı davranışların içeriği ileriki yaşantısında nasıl biri olacağının ipuçlarını taşır.
Ailelerin çocuğun her istediğini yapması ya da her istediğine karşı çıkmaları olumsuz sonuçlar doğurur. Bunun yerine çocuklara belli bir çerçeve içinde kendi isteklerini dile getirebilecekleri, becerilerini ortaya çıkarabilecekleri, güvenli ve sıcak bir ortam sunulmalıdır.
Aynı zamanda aile kurumunun nasıl işlediği çocukların güvenlik algısı ve gelişimi ile ilintilidir. Aile kurarken kendi yaşantımızdaki olayları da bu sisteme getirip karşımızdaki insanla ortaklık kurmaya çalışıyoruz. Elbette her birimiz verimli çocukluk yılları geçirmemiş olabiliriz. Bu durum bizim kendi çocuklarımıza nasıl davrandığımızı etkilediği oranda sağlıksız bireyler yetiştirmeye başladık demektir. Çoğu zaman bu bilinç düzeyinde yaşanmadığından tespit etmek hayli güçtür. Bu durum karşısında çocuklarımızın mutlu ve sağlıklı gelişip gelişmediğini sorgulayarak iyi bir ebeveyn olup olmadığımızı da fark edebiliriz.'
Çocuklarınızla yaratıcı oyunlar oynayın…
Çocukların oyun oynarken sergiledikleri davranışların aslında hayal ürünü olmadığını, aile içerisindeki davranışların da çocukları etkilediğini söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, anne ve babaların davranış ve tutumlarının iyimser olmasının gerektiğini bildirdi. Dr. Yavuz, çocuklarla yaratıcı oyunlar oynamanın çocuğun hem zekâ gelişiminde hem de kendini ifade etmesinde oldukça etkili olduğunu söyleyerek şu bilgileri aktardı.
'Oyun oynayarak gelişen çocuklar daha yaratıcı olmakla beraber daha mutludurlar. Oyun çocuklarda bir çeşit rahatlama biçimidir. Çocuklar kendilerini yetişkinler kadar rahat ifade edemediklerinden ve bilişsel hafızalarında kendilerini anlatacak duygu adlandırmaları olmadığından oyun oynadıkları sırada gerçek hayatta yapmak istediklerini, yapmaktan zevk aldıkları şeyleri ya da yapmaktan kaçındıkları şeyleri canlandırarak deneyimlemiş olurlar. Yakın çevrelerinden birisinin söylediği kırıcı bir söz ya da onları üzecek herhangi bir durum oyunlarının teması olabilir. Yetişkinlerin çocukların oyunlarını çok iyi takip etmesi gerekir çünkü çocuklar anlatmak istedikleri birçok şeyi oyun yoluyla aktarırlar. Aynı zamanda çocukla oyun oynuyor olmak başlı başına çocuklara kendilerini iyi hissettirir. Anne babalarının gözünde değerli ve sevilebilir oldukları hissini bu şekilde yaşayabilirler.
Ödül de ceza da tatlı dille olmalı…
Çocuklarınızı sergiledikleri iyi davranışlardan dolayı ödüllendirin diyen Dr. Mehmet Yavuz, anne ve babalara şu şekilde önerilerde bulundu;
'Çocuklar anne ve babalarının sevgisini ve ilgisini kazanmak için çeşitli yollara başvururlar. Çocukların kendilerini olumlu yolda ifade etmelerini teşvik etmek için ödüllendirme yöntemini kullanabiliriz. Elbette çocuğun yaptığı hoşumuza giden davranışı için ödül vermek yerine belirli zamanlarda küçük sürprizlerle sevindirmek en iyisidir. Böylece çocuk zevk alarak yaptığı aktiviteleri ödül için değil hoşuna gittiği için yapmaya devam eder. Arada aldığı ödüllerse onu bu davranışını sürdürme konusunda süreklilik göstermesini sağlar.
Çocuklar çeşitli şekillerde aile üyeleri ile iletişim kurmak isterler. Sordukları sorularla hem bilgilenmiş hem de iletişim becerilerini geliştirmiş olurlar.
Anne baba olarak çocukların sorularına basitçe ama ilgili bir şekilde cevap vermeliyiz. Size herhangi bir konuda soru sormaları durumunda ona gerekli bilgileri verin. 'Şu anda işim var', 'seninle uğraşamam' gibi cümleler çocuğunuzu kırar ve düşüncelerinin önemsenmediğini hissettirir. Örneğin çocuğunuz herhangi bir konuda çok güzel bir davranış sergilediğinde 'Benim çocuğum çok akıllı ya da sen mükemmelsin' gibi cümleler kullanmak da çocuğa yanlış davranışlar kazandırabilir. Bunların yerine daha samimi cümleler kurulmalıdır. Örnek olarak 'Odanı topladığın için teşekkür ederim', 'Senden yapmanı rica ettiğim bir şeyi yapmış olman çok güzel' gibi cümleler onlar için daha iyidir.
Söylediklerimizin içeriğine ve doğruluğuna dikkat etmemiz gerekir. Verdiğimiz bilgilerin doğru olmaması çocukların ileriki zamanlarda bize güvenmemelerine neden olur. Ayrıca çocuklarımızı yaptığı işlerde teşvik ederken dikkat etmemiz gereken, onları başarılı oldukları için sevildiklerini aksi halde sevilebilir olmayacakları mesajını vermemektir. Bunun yerine çocuklarınıza koşulsuz pozitif kabullenme göstermelisiniz.'
Yeni Şafak