Habip ARTAN
Kamu otoritesi
Otorite, bir şeyi yaptırma ve engelleme gücünü elinde bulunduran kişi veya kurum olarak tarif edilir. Kamu otoritesi, kanunların vermiş olduğu yetki ve sınırlar içerisinde belirli sosyal yaşam kuralları ile devlet ve toplum yönetimi olarak bilinir. Yönetilenler bu kanun ve kurallara uyarak hayatlarını sürdürmek zorundadırlar. Kamu otoritesini tesis etmek, sarsılmadan sürdürülmesini temin etmek yönetenler ve yönetilenler bakımından son derece dikkat edilmesi gereken bir husustur. Otoriter kelimesi halk arasında ciddiyet, disiplin manasına gelmekle birlikte bazen de aşırı derecede totaliter rejimlerde olduğu gibi baskı manasına da gelmektedir. Uygulayıcıların elinde bulunan mevcut yasa ve kanunları yorumlama anlayışına göre otoritede zaman zaman baskı ve gevşemeler olabilmekte ve haliyle adalet terazisinde söz konusu şaşmalar olabilmektedir.
Kamu otoritesini uygulayan bürokratik mekanizmalar
Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, ilin en yetkili mülkü amiri Valiler. Yerel yönetimler olarak belediyeler ve muhtarlıklar. Valiye bağlı olarak başta il jandarma komutanlığı, il emniyet müdürlüğü, kaymakamlar, il müdürleri ve rektörler. Bekçi, polis, jandarma gibi kolluk kuvvetleri, inzibatlar, zabıtalar, bilişim teknolojileri kurumu, tez ve makale raportörleri, kamu harcamalarında Sayıştay, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK). Saydığımız bütün kamu bürokrasisi yöneticileri devletin bakanlık ve başkanlıkları vasıtasıyla iktidar tarafından atanmaktadırlar. Atanan bu idareciler sırtındaki yükün ve sorumluluğun bilinci içinde olarak hareket etmeli, kamu vicdanını rahatsız edecek her türlü hareket ve olumsuz tavırlardan uzak durmalı, adalet mekanizmasını her türlü zarardan ve olumsuz etkilerden korumalıdırlar.
Kamu bürokrasisinde gevşeme
Kamu otoritesi yasa ve kanunlar çerçevesinde iktidarın sorumluluğunda olup kamu bürokrasi tarafından uygulanmakta ve takip edilmektedir. Burada yürütme erkinin kanun ve yönetmeliklerden taviz vermeden işleyişi takip etmeli görevini kötüye kullanmamalıdırlar. Kanun ve yönetmeliklerde görülen eksiklikler veya açıklar sahada tespit edilip güncellenerek art niyetli kişilerin yanlışlarına geçit verilmemelidir. İktidar ve muhalefet her ne pahasına olursa olsun, hiçbir endişeye ve mazerete sığınmadan, seçim kaybetme pahasına bile olsa, kanun ve yönetmeliklerden hak hukukun üstünlüğünden vazgeçmemelidirler.
Etkin yönetim ve denetim
Vatandaşların mağdur olmaması için kamuda kanun ve yasalara aykırı davrananlara karşı etkin bir şekilde mücadele edilmelidir. Hiçbir zaman gevşemeden aralıksız, tavizsiz olarak denetimlere ara verilmeden kötü niyetli olanlara göz açtırmamalıdır. Kamu bürokrasisinde küçük bir gevşemeden meydana gelebilecek zararları ileride telafi etmek zorlaşmakta ve vatandaşların mağdur olmasına sebebiyet vererek adaletin sarsılmasına da neden olabilmektedir.
Yasaklar, ceza ve yaptırımlar
Kanun ve yönetmeliklerin bürokrasiye vermiş olduğu yetki kapsamında gerekli takip ve denetimler sonucunda herhangi bir usulsüzlük tespit edildiğinde ceza ve yaptırımlar hemen uygulanmalıdır. Cezası veril-e-meyen bir suçun neticesinde toplum nezdinde kamu vicdanında yaralar açılır. Kamu bürokrasinin yanlışlara göz yumması neticesinde esas sorumlu olarak iktidar zamanla, milletin gönlünden ve gözünden düşer. Bunun sonucunda milletin demokrasiye ve cumhuriyete olan inancı git gide zayıflayabilir. Otorite adalet terazisinin iyi işletilmesini sağlamakla birlikte adalet mekanizması da kamu otoritesinin denetleyicisi olarak vazife yapar. Kamu otoritesinde herhangi bir gevşeme ve ihmal milletin ve devletin aleyhine gelişeceğinden adalet ve kolluk mekanizması yanlışın peşine düşerek kanun ve yasaların vermiş olduğu sınırlar çerçevesinde gerekli ceza müeyyideleri uygulamalıdırlar.
Kamu otoritesini zedeleyen hal ve hareketler
□ Kamu otoritesini kötüye kullanmak
□ Kamuya açık kapalı alanlarda sigara içmek, izmarit ve çöp atarak çevreyi kirletmek.
□ Diziler ve TV programları vasıtasıyla halkın inanç ve değerlerine ters düşen yayınlar yapmak.
□ İnternet üzerinden zararlı içerikler üretmek ve yaymak.
□ Trafik kurallarına uymamak, trafik kazaları ve kaza tutanaklarında sahtecilik yapmak.
□ Zorunlu trafik sigortası ve kasko üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalışmak
□ Akademik tez ve makalelerde intihal (izinsiz aşırma) yapmak.
□ İnternet alış verişlerde sahte ve aldatıcı ürünler satmak
□ Pazarlarda fahiş fiyatlar ile sebze ve meyve satışı yapmak.
□ Telefon ve internet dolandırıcılığı
□ Hırsızlık ve yankesicilik
□ Ekonomik istikrar bozacak dengesiz fiyat uygulamaları
□ Her türlü mafya ile ve tefecilik.
□ Yasa dışı oyun, kumar ve bahisler
□ Karşılıksız çek ve senetler.
□ Okullarda devamsızlık ve disiplin takibi
□ Cinayet ve infazlar, kendisini hâkim ve savcı yerine koymaya çalışanların adaletin faturasını şahıslara kesmek istemesi.
□ Kamu ihalelerinde usulsüzlükler ve ihaleye fesat karıştırma.
□ Kamu görevlisi seçiminde yazılı ve sözlü sınavlarında adam kayırma.
□ Hastanelerde gereksiz tetkik ve tedavi uygulayarak haksız kazanç elde etme ve hastaların hayatını tehlikeye atmak.
□ Vergi kaçırma ve kayıt dışı hareket etme.
□ Sigortasız işçi istihdam etme
□ Diplomasız meslek sahibi olarak merdiven altı iş yeri açma
□ Kadın ve çocuk ticareti, cinsel suçlara bulaşma
□ Organ mafyası ve ticareti
□ Sınavlarda joker kullanımı ve kopya
□ Belediyelerin inşaat ruhsat ve yapı denetimi
□ Sosyal medya üzerinden hakaret
□ İnternet haber sitelerinde yalan ve yönlendirici haber ve başlıklar,
□ İnternet haberlerine yapılan yorumlarda hakarete varan uygunsuz ifadeler
□ Öğretmen ve doktorları darp edilmesi
□ Memurlarda giyim-kuşam kurallarına riayet etmemesi, mesai takibi ve kontrolü
□ Meskun mahallere yakın yerlerde kafe ve benzin istasyonları işletmek.
□ Öğretmenlerin ikinci iş yaparak asli vazifelerinde ihmal etmesi
□ Doktorların tedavi ve ameliyatlarda bıçak parası talep etmesi
□ İyileştirme vaadiyle izinsiz ve ruhsatsız ilaç üreterek insan sağlığını tehlikeye atmak
□ Kamuda çalışan yetkisi olmayan doktorların büro açarak hastalardan yerinde muayene talep etmeleri
□ Devlet hastanelerinin genel sigorta kapsamında olan hastalardan sarf malzemeleri adı altında para talep ederek fatura çıkarması.
□ Gıda sektöründe tağşiş ve taklit yapılarak toplum sağlığını tehlikeye atmak
□ Kalpazanlık yaparak piyasaya sahte para sürmek
□ Kara para aklama ile iştigal etmek.
□ Haksız kazanç ve rekabete yol açacak reklamlar.
□ İzinsiz gösteri ve yürüyüş düzenlemek
□ Anlaşmalı boşanma ile dul aylığı almak
□ Çevreye, hayvanlara ve bitkilere zarar vermek
□ Mahkemelerin uzun sürmesi nedeniyle adaletin geç tecelli etmesine sebep olmak.
□ Belediyelere iş yeri genişletme ve işgaliye cezası adı altında para ödeyerek kaldırımları ve bina girişlerini işgal etmek.
Kişinin polisi kendi vicdanı olmalıdır
Yukarıda ilk etapta aklıma gelen suç ve kabahatler, bunları daha da ekleme mümkün. Devlet ve toplum olarak kamu otoritesini hâkim kılmak için evvela aile olarak küçük yaşta iken çocuklarımıza iman ve inanç ve ahlaki değerleri aşılamamız gerekir. İlk ve orta öğretim kademelerinde öğrencilerimize okul yönetimi ve öğretmen olarak değerler eğitimi kapsamında yüksek ahlaki kazanımlar ile donatmalıyız. Mahallede ve komşuluk ilişkilerinde dinimize uygun örf, adet ve geleneklerimizden asla vazgeçmemeliyiz. Özellikle insanımızda ve toplum vicdanında Allah ve ahiret inancının tesis edilmesi için dini terbiyenin verilmesini sağlamak. Devlet ve millet olarak bütün kurumlarımızla oto kontrol, uyarma ve bilgilendirme, suç ve ceza yaptırımlarını toplumun hafızasına nakşetmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle siz değerli okuyucularımı Allah’a emanet eder, müreffeh yarınların sizlerin olmasını dilerim.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.