Abdulkadir MENEK
Hasret bitti Sungur Ağabey
Hizmet ve meşakkat dolu bir hayatı ardınıza bırakarak, baki âlemlere yelken açtınız.
Her anınızı nurla doldurdunuz, gününüzün her saatini nurlandırdınız.
Hayatın hiç bir çilesine aldırmadınız.
Her türlü bela ve musibete güldünüz ve onları da hep tebessüm ettirdiniz.
Üstadınızdan aldığınız emaneti canınızdan aziz bildiniz.
Bu emaneti yere düşürmemek ve hep yükseklere taşımak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadınız.
Sizi hep yüzünüzden eksilmeyen tebessümünüz, nurlu simanız, samimi ve müşfik bakışlarınız ile tanıdım.
Risale-i Nur'a olan muhteşem sadakatiniz ve destansı muhabbetiniz, meftun olduğunuz Üstad’ınızın alaka ve takdirine mazhar oldu.
Size Üstad hakkındaki görüşlerinizi soran Afyon Mahkeme Heyetine nasıl da cesaretle ‘’Said Nursi, kemalatın zirve-i balasındadır’’ diye haykırmıştınız.
Fena fin-nur olduğunuz, bizzat Üstadın tespit ve takdiri ile bütün Nur talebelerinin malumu oldu.
Her Nur Talebesinin dünyasında adınız Nur ile özdeşleşti ve adeta bütünleşti.
Zatınız her zaman bu hususiyetiniz ile büyük bir teveccüh ve alakaya mazhar oldu.
Nur'un bütün insanlığı kucaklayan şefkat ve kucaklayıcılığı, adeta şahsınızda temessül etti,
Özellikle bütün Nur Talebelerinin hepsine engin bir şefkat ve muhabbet ile yaklaştınız.
Hiç kimseyi kırmamak için azami gayret gösterdiniz.
Çok güzel günler gördünüz ve çok büyük fütuhata şahit oldunuz.
Sadece dış ülkelerden gelen yüzlerce hizmet elemanı ile birlikte Nur programları yapmayı Rabbim size nasip eyledi.
Üstad'a anlatacağınız çok haberiniz var.
O nurlu ve manevi mecliste müştak olduğunuz Üstad'ınız ile paylaşacak ne çok hatıranız bulunmaktadır.
Üstad'ın "ben görmeyeceğim, fakat sen göreceksin Sungur" diye haber verdiği birçok müjdenin tahakkukuna şahit oldunuz.
Biz belki size çok yakın olamadık.
Engin nurunuzdan yeteri kadar istifade edemedik.
Fakat sizi hep özleyip aradık.
Sizi çok sevdik.
Zamanın ve dehrin hile ve tuzaklarına aldanabilen bizim gibi hata ve yanlışlar ile ma'lul ve buna maruz insanlar, belki sizin gerçek kıymet ve ehemmiyetinizi tam olarak fark edemedi.
Bu şefkat ve muhabbetinizi su-i istimal etmek isteyenlerden dahi şefkatinizi esirgemediniz.
Engin bir şefkatin, hesapsız mükâfatlarla doldurduğu heybenizle Hakka yürüdünüz.
Büyük bir hizmet aşkı ve mesuliyet duygusu ile yüklendiğiniz vazifenizi bitirdiniz.
Artık sizin için ücret ve mükâfat zamanı.
Meftun ve âşık olduğunuz iki cihan güneşi Peygamberimize(ASV) kavuştunuz.
Eminim Üstadımız seni bağrına basmış ve "Hoş geldin Sungur'um" demiştir.
Emirdağ'a ve Isparta'ya Üstad'ı ziyaret etmek için gittiğinde yaşadığınız heyecan ve yürek çarpıntılarını yine aynı şekilde yaşadığınızdan hiç bir şüphe etmiyorum.
Ben şahsen zerre kadar tereddüt etmiyorum fakat yine de "yolun açık olsun Sungur Ağabey, mekânın cennet olsun" diyorum.
On binlerce insanın hüsnü şehadetleri ve duaları eşliğinde ebedi âleme yolcu edildiniz.
Bu ülkenin Başbakan ve bazı bakanlarının da katıldığı bu muhteşem uğurlama merasimi, sizin muhteşem hizmetlerinizin ve yüksek şerefinizin büyük bir tescili değil midir?
Bu uzun ve meşakkatli yolculukta, bakalım biz ne yapacağız?
Bizim için hüsn-ü şehadet eder misiniz?
Bilmiyorum, bunu istemeye ne kadar hakkım var, fakat yine de istiyorum.
Siz muhterem saff-ı evvel ağabeylerin ve Aziz Üstad'ımın refakatine ve şefaatine şiddetle muhtaç olduğumu biliyorum.
Rabb'imin sonsuz rahmet ve mağfiretine iltica ediyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.