Onuncu köye hazır olun

Hayallerimizin bizi sevimli hale getirdiği ve tasavvurumuzun idelimize yakınlaşan dürbünüyle baktığımız mutlu bir demde hicret etmeye ne dersiniz?
Hayal,
Tasavvur,
İdeal,
Ve hicret.

Birbirini tamamlayan dörtlü. Eğer fikri yolculuğunuz varsa, bunun peşine düşün. Gideceği yere gitsin. Ve siz artık idelin peşinde bir seyyah, bir gezginci, bir maceracı, bir deli, bir hakikat aşığı ve sevda adamısınız.
Anlaşılmamanız son derece normal ve tebessümle karşılamak ise ikinci bir normal davranış olmalı.

İşte onuncu köy, kovulduğumuz değil derdimizi anlatmak için köy köy gezdiğimiz yeni bir durak, yeni bir inkişaf ve yeni bir inşirahtır.
Yoksa numaralı bütün köyler bizim. Sekizincisi de dokuzuncusu da onuncusu da.
Ve yirmi birinci defa varacağınız her yeni menzil, her yeni muhatap, her yeni proje, her yeni kapı ve her yeni başlangıç, dünün devamı, hakikatin eskimeyen cemali ve istikrarın gelişen ve tecditle canlanan bir heyecanıdır.

İşte böylesi bir gezginci ruhuyla, akıncı gibi serhat boylarında sefere çıkar gibi risale eksenli projelerimizi hayata taşıma ve teşebbüs etme vaktidir.
Bolca düşünme, hayal kurma, sonra bunları realize etme ve girişimde bulunma vakti şimdi. Artık bereketli zekalarımız, kariyerli potansiyelimiz, evrensel ölçekte diyalog kurabileceğimiz hakikat dostları var.
Kışın bittiği ilk bahardayız. Mevsimlerin hicreti kadar bir hicreti de biz yaşayalım ki, bahar baharını, kış kışını bilsin.

Ve mevsimlerin yaşattıkları bütün güzellikleri tekrarlanan bir süreç ve yenilenen bir hakikat ve “kökü mazide olan bir ati” şuuruyla müktesebatın ruhuyla seyyah olma vakti.

Çelebi gibi evliya olmazsak ta, hakikatın evliyası risaleleri bir seyyah gibi kainatın bağrında “temevvücsaz” etmemize/dalgalandırmamıza, nefsimiz dışında bir manimiz kalmadı. Özellikle bu dijital çağda ve sırren tenevveret/internet teknolojisinde.

Tam bu noktada hepimize düşen sorumluluklar var. Başta risale mensupları olmak üzere, devlet erkanına, cemaatlere/sivil toplum kuruluşlarına iş düşüyor.

Buyurun sırayla uğrayacağımız köyleri görelim:
1-Said Nursi’nin vasiyetidir. Risale-i Nur’un Diyanet tarafından basılması ve dağıtılmasıdır.
2-Üniversiteler Said Nursi Araştırma Merkezleri kurmalıdır.
3-TRT, ciddi bir Said Nursi belgeseline başlamalıdır. Hatta filmini yapmalıdır.
4-Devlet, özrünü kabulle, bir gönül borcu olarak, Yunus Emre Enstitüsünün bir benzerini Said Nursi Enstitüsü kurarak hak ettiği temsili vermelidir.

hastalar_risalesi_dernegi.jpg5-“İman sineması” adıyla bütün camiaların eş zamanlı veya sırayla kullanabileceği tefekkürün ders-sohbet-temaşa-tiyatro-konferans-sergi-şiir dinletisi v.s. her türlü sinematoğrafik alan ve ölçekte faaliyetler/etkinlikler/kayıtlar yapılabileceği ehl-i imana özel tefekkür merkezleri kurulmalıdır. Her grubun/STK’nın faaliyeti canlı yayınla bütün dünyaya duyurulmalıdır. Herkesin evi bir tefekkür mekanı olsun. Çeşitli, estetik, canlı, tevhid eksenli, keyfiyeti yüksek sanat, bilim ve kültür etkinlikleri ile dünya okuluna herkes hanesinde öğrenci olabilmeli.
Bir hayat makinesi gibi şeritler dönmeli, kayıtlar alınmalı, konuşmalar, seyirler olmalı. Birbirine yaslanmış farklı salonlardaki kareler bir ekranda tercihlere sunulmalı.
Hizmetin mesaisi olmamalı. 7/24 sistemi çalışmalı.
Siz bu fikre uçuk ve hayal deyin. Ama gaye-i hayal olmazsa, “ezhanların enelere”/zihinlerin bencilliğe nasıl dönüştüğünü acı acı yaşamak zorunda kalıyoruz.

6- Bismillah okulları acilen açılmalı. Her mahalleye. Sadece bir daire bile yeterli. Birinci söz anlatılacak. Draması seyredilecek. Dersi dinlenecek. Uygulamaları olacak. Birinci söz müziği olacak. Risaledeki Allah bahisleri kısa ve öz verilecek. Her yaş grubuna göre ayrı bir eğitim içeriği ve kavramlar olacak. Baylara ve bayanlara ayrı günler tahsis edilecek. En az dört  eğitimci olacak. Organizasyon ekibi ayrıca kurulacak.
Eğitimler ücretli olacak. Sertifika verilecek. MEB, Diyanet veya valilikler/belediyeler, aile bakanlığı ile veya sivil toplum kuruluşları ile müşterek yapılacak.
Detayını merak edenlere ve isteyenlere, başvurduğu takdirde (Risale Akademiye) safça ve olduğu gibi bütün detayları kopyalanmak üzere verilecektir.

7-Sağlık Bakanlığı ile her hastanede bir “motivasyon odası” istenecek. Ya da siz buna “Moral odası” deyin. Orada düzenli bir fon olacak. İnsanı dinlendirecek. Oturma düzeni hastalara göre rahat olacak. Duvarlarda Hastalar Risalesinden çarpıcı/ışıklı/resimli panolar olacak. Su sesi ile kuş sesi fon müziğin kulak dekoru olacak. Ve sempatisi sabrının yol arkadaşı, hastalanmış ve iyileşmiş, yardımsever ve fani dünyadan çekilmiş eğitimli bir beyefendi gelen hastalara seanslar halinde en fazla 3’er deva okuyup, sessizce onlarla hem hal olacak, muhabbetleşecek.
İşte bunun için başvuru ve organizasyon sağlamak üzere “Hastalar Risalesi Derneği” kurulması icap edecek. Hastalarla ilgili teknik ve genel bilgiler rehberi olacak. 24 saat destek isteyenlere nöbetçi gönüllülerle destek sağlanacak. Hasta yakınları için ayrı bir moral ve psikolojik destek verecek. V.s.
Dahası Risale Akademi’ye başvurun.

8-Camilerde risale dersi başlatılabilir. Başlatıldı bile. En yakın camiye başvurun. Ya da imam efendi tereddüt ediyorsa müftüye başvurun. Belli zaman aralıklarında, namaz sonrası, belirlenen konularda, hatta ilgili kısımların kitabını/fotokopisini vererek risale dersleri başlatın. Risalede geçen ayet/hadis/kelam-ı kibar v.s konularına vakıf, İslam cemaatine hitap ettiğinin şuurunda, dengeli, propaganda yapmayan sadece risaleye ayna ve müminlerin aklına kapı açan tefekküri bahislerden başlanabilir.
Bunun için de bir rehberlik kitapçığına ihtiyaç var. Bir bilgilendirme dokümanı gerekli. “Siz kimlerdensiniz?” sualine karşılık, “Biz sizdeniz” denilecek bir mümin mehabeti ile kurumsal temsilinizi ortaya koymanız gerekiyor.

Bunun içinde bir dernek kurmanızı öneririm. “Tevhit Derneği” ya da “Tefekkür Derneği” diyebilirsiniz. İman, ahlak ve ubudiyet orijinli nefis bir risale sohbeti ve erbabınca mahviyetle takdim edilmiş Kur’ani bir ders çok kapılar açabilir. Artık burada  mahallenize/grubunuza götüreceğiniz değil, orada mahalle kuracağınız yeni bir grup var. Ve böylece cemaat/cemaatler bereketlenecek ve herkes daha ferahlayacak ve herkes hürriyetin imanlı tadını doyasıya yaşayacak ve nefes alacak. Müzakereler yeni bir kabulün eşiğinde risale eksenli bir iman inşası ile yeniden neşv-ü nema bulacak.
Dahası Risale Akademi’den destek alabilirsiniz.

9-Bir proje de siz üretin. Düşlerinizi risale ile canlandıran. Çünkü “insanları canlandıran emeldir. Öldüren ise yeis’tir.”
Eğer bunlara “hayal” diyorsanız, doğru yoldasınız. Gerçekten hayal, ama hakikatin hayali. Ve her hayal gerçekleşmek ister. Hayallerini gerçekleştirenler ise özel insanlardır. Hayal ruhun yansımalarını beşeriyete sunan bir hakikatin gölgesinde ilerliyorsa eğer, işte sözün bittiği bir huzur muştusu ve “şecaat-i aliye.”

Bu dokuz kapıyı açmak için dokuz köyden davet almayı beklemektense, kapıları varın siz çalın. Onlar sizi bekliyor. Artık bütün köyler bizim. “Gezmesek de görmesek de o köy bizim köyümüz” tembelliği yok.
Herkes işbaşında. Eylem vakti. Ve bu müjdeli haberlerin tohumları ekildi bile.
Siz de ya bir bahçede bu ekilen çekirdeklere sahip çıkın ya da bir ihtiyaç bahçesi ve yeni bir projeyi de siz geliştirin.

Biliyoruz ki, her insanda  açılması gereken yüz kapı var.
Ya her binaya kaç kapı düşer?
Ya sokağa kaç kapı düşer?
Mahalle ve köyü varın siz tasavvur edin yine.
Onuncu köyde görüşmek duasıyla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum