Seçimin galibi Başbakan Erdoğan’ın ifadesiyle: bu millettir!
Başbakan, balkon konuşması’nda “Yeni Anayasa’nın teminatını verdi.
“Millet sadece bize hükumet etme yetkisi değil, yeni Anayasa yetkisi de verdi. Bu anayasada herkes kendini bulacak.”
*
Türkiye hep “darbe anayasalarıyla” yönetildi.
Asker her darbe sonrası anayasa hukukçularını çağırır, emrederdi. Akademisyenlerimiz iki büklüm, “Nasıl bir anayasa istersiniz paşam” derdi. Artık o devirler geride kaldı.
*
Şimdi AKP’nin ortada bir vaadi vardır.
Kaçarı yok. Bu anayasa yapılacak!
Seçim de bitti. Hakaretler, suçlamalar meydanlarda kaldı.
Artık yeni bir döneme girdik. Konsensus sağlanarak temiz sayfa açılmalı. Küslük yok!
Memleketin aklıbaşında insanları veya muhalefet kalkıp da “AKP anayasası” deyip sırtını dönmemeli.
Kaldı ki, anayasa “kapalı kapılar” ardında hazırlanmamalı.
*
Önce taslak, şablon hazırlanmalı. Bütün partilere, kurumlara, örgütlere, aydınlara, yazarlara ve hatta çizerlere dağıtılmalı.
Onların eleştirileri önerileri beklenmeli.
Öyle ya, hangi aydın kendi yasasına ilgisiz kalabilir?
Öyle ya; 1924, 1961, 1982… Hangisinde fikir yürütebildik?
Hangi meydanlarda, hangi platformda kaç bin kişi toplanıp da taslak hazırlayabildik?
*
“Söylenmeyelim” söyleyelim.
Olumlu/olumsuz fikir yürütülmemeli, tartışılmalı. En mükemmel yasaları bulana kadar kafa yormalıyız.
“İstemezük” diyerek kestirip atmamalı.
Hükumet gerekirse kapı kapı dolaşmalı. Tek tek maddeler halinde not almalı.
Bu hükumeti ister benimseyin, ister benimsemeyin.
Ancak şu var ki, bu meclis meşrudur. Hükumet meşrudur. Birlikte yapılacak anayasa da meşrudur. Hayatımız o’na göre şekillenecek.
El birliğiyle yapılacak olan katkı önemlidir.
*
Ne diyelim:
Milletin tercihi hayırlı olsun!