Hekimoğlu İsmail: Bendeki Bediüzzaman budur
Hekimoğlu İsmail, "Bendeki Bediüzzaman"ı yazdı
Risale Haber-Haber Merkezi
Hekimoğlu İsmail, "Bendeki Bediüzzaman"ı yazdı. Dava adamı denince akan suların durduğunu ifade eden İsmail, Zaman'daki yazısında "Elimi başıma koyar, uzun uzun düşünürüm; davalarında nasıl sebat ettiklerine hayran olurum" dedi.
Nazım Hikmet ve Aziz Nesin’le düşüncelerinin taban tabana zıt olmasına rağmen "dava adamı olma yönlerine hayran" olduğunu belirten İsmail, "Neden onların dinsizliklerinde gösterdiği samimiyeti ben dinimde gösteremiyordum?.. “Ben de hak davamın bir ucundan tutmalıyım!” diye karar verdim" şeklinde yazarak Bediüzzaman Hazretlerini anlattı:
"Dinine bağlı diye hapsedilen Bediüzzaman’a yardım edeceğime dair kendi kendime söz verdim. Mesela Risale-i Nur’lardan bol bol alıp, isteyenlerin evine teslim ederdim. Tabii bu işi gizli yapardık. Yakalandı mı çilesi büyüktü. 163. madde gereği Risale-i Nur talebeleri hakkında yüzlerce dava açıldı, binlerce arkadaş işinden, sıhhatinden oldu; hapishanelerde çile doldurdular.
Ona “Şeriatçı” dediler, “Dini siyasete alet ediyor” dediler. O da cevap olarak, “Şeriatın bir hakikati için saçlarım adedince başım olsa, her gün birini feda etmeye hazırım!” dedi. Ölmemek için, çile çekmemek için hiçbir tedbir almamıştı. Kıyafetini değiştirmedi, sarığını çıkarmadı. Bir sünnet için başını vermeye razıydı. Hiçbir hadise karşısında telaşa kapılmadı, her hadiseyi İslam’ın esaslarıyla değerlendirdi.
Şimdi Üstad’ın 53. vefat yıldönümü… Her talebe Risale-i Nur’larla yüz yüzedir; Risale-i Nur’ları okuyup anlamaya çalışacaktır. Bilhassa “İhlas, İktisat ve Uhuvvet” risalelerini anlamayan, Bediüzzaman’ı anlamamış demektir. Bu risalelere reçete gözüyle bakmalıdır. Her türlü manevi hastalığa devadır.