Hayrettin KARAMAN
İki araştırmaya göre Türkiye fotografı (2)
Dindarlık, amel, dinin hayattaki yeri: GMF anketine göre Türk halkının yüzde 33'ü günde 5 vakit namazını düzenli kılıyor. Toplumun yüzde 45 ile yarıya yakını, bazen namaz kıldığını belirtirken yüzde 17'lik kesim hiç namaz kılmadığını bildirdi. Türk halkının yüzde 99'ü Müslüman olduğunu belirtirken kalan yüzde 1 inancını açıklamaktan kaçındı.
Bu halkın üzerinden Cumhuriyetin ilanı ve din karşıtı (dini müminin hayatında azaltmaya yönelik laiklik uygulaması bir silindir gibi gelip geçti. Globelleşme denilen "Deccal" de insanımızı dinden ve dindarlıktan çekmeye, her alanda dünyevileştirmeye zorluyor. Bütün bunlara rağmen halkın, hayatında namaz kılmamış %17 sini hariç tuttuğumuzda %83'ü, yalnızca "elhamdülillah müslümanım" demekle yetinmiyor, öyle anlaşılıyor ki, en azından bazı dini yasaklardan uzak durmaya çalışıyor ve %33'ü beş vakit, geri kalanı da arada bir namaz kılıyorlar.
Bir fikir vermek üzere Fransa'daki duruma bakalım:
Fransa Katolik Kilisesi resmi yayın organı Le Croix'in vermiş olduğu rakamlara göre son 10 yılda Fransa'da açılan kilise sayısı 20. 60_tan fazla kilise ise resmi olarak "kapatılmış"( Son 10 yılda Fransa'da yapılan cami sayısı 2000_den fazla). Fransız halkının %64_üne sorulduğunda kendisini Katolik olarak tanımlıyor ancak düzenli olarak kiliseye devam edenlerin oranı %4. Aynı veri Müslümanlar için geçerli olduğunda Müslüman göçmenlerin %75_i kendisini "inançlı" olarak tanımlıyor, %41_i ise "ibadet eden Müslüman" kategorisinde.
Bu ülkede düzen ve değişimden söz eden, din-devlet ilişkisi bahsinde de genellikle Batı'daki "din-insan-devlet" ilişkisini öne süren kişilerin bu önemli farkı gözden uzak tutmamaları gerekiyor. Kimse unutmasın, "Bu ülke halkının %99'u Müslüman ve "Ben müslümanım" diyor. % 1'in, %17'nin haklarını ve hürriyetlerini koruma adına bu büyük çoğunluğun hak ve hürriyetleri feda edilemez. Herkes inancını yaşasın, ama laiklik, insan hakları, azınlık hakları, çağdaşlık diyerek bu büyük kitlenin, insan unsurmuzun bu büyük gövdesinin haklarına kıyılması kabul edilemez.
Dindarlık ve siyasi aidiyet:
Türkiye'de toplumun yüzde 13'ü kendini merkez sağda, yüzde 14'ü sağda ve yüzde 8'i aşırı sağda, yüzde 5 merkez solda, yüzde 12 solda ve yüzde 2 aşırı solda görüyor. Kendisini merkezde görenlerin oranı ise yüzde 23.
Halkımızın aldığı laik/seküler eğitim yüzünden din ve dindarlık ile siyasi aidiyet arasındaki bağın farkındalık bilinci zayıflamış görünüyor. Sağın ortası, sağı ve solunu toplarsak %60 civarınd sağcı var. Bunlar da "sağcılığın" dindarlıkla bağdaştığı inancı ile buralarda yer almışlardır. Toplamı %19 olan solcular ise "hiç namaz kılmayan" %17 rakkamına oldukça yakın.
Akpartiye verilen %50 oy oranında da başka amiller yanında dindarlığın önemli rolü olsa gerektir.
Türkiye normalleştikçe kendine döneceğe benziyor.
Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.