Afife ARTIK
İkinci Şuayı anlamak
Üstad hazretleri ikinci şua için ‘bu risaleyi anlayarak okuyan adam imanını kurtarır inşallah’ diyor. Peki ikinci şuayı anlayarak okumak ne demektir. Sadece lügatların manasını öğrenerek okumak ikinci şuayı anlamamıza yeter mi? Yoksa başka bir yöntemle mi okumak gerekir? Üstad hazretleri bu konuda bize bir yol gösteriyor mu?
Risale-i Nur’un içinde pek çok yollar vardır. Belli risaleleri ard arda okuduğumuzda bir yolda ilerlediğimizi hissederiz. Farklı bazı risaleler beraber bir tek mana dokurlar.
Mesela Tılsımlar Mecmuası’nda ard arda gelen meseleleri bir bütün olarak değerlendirdiğimiz zaman bize belli bir nazar kazandırır ve gidilecek bir yol olur. Ya da Hanımlar Rehberi, Gençlik Rehberi ve Hizmet Rehberi gibi mecmualarda bir külliyet oluşturan ayrı ayrı meseleler bir araya getirilmiştir. Bununla beraber üstad hazretleri otuz ikinci söz ve onuncu söz gibi bazı risaleler için tek başına bir mürşittir der. Yani sadece o risale okunsa insanı bir yolda götürür.
Gelelim ikinci şuayı anlamamızın yollarına. Elbette Risale-i Nur’a muhatap olan her fert kendine hususi bir yol bulabilir. Öncelikle ikinci şuadaki kavramların Risale i Nur içindeki hususi anlamını bulabilmek için kendimizi muhatap tutarak külliyatı en azından dört beş sefer okumalıyız ki hem genel çerçeveyi görebilelim hem de kavramlara külliyatta yüklenen özel manalara vâkıf olalım. Bundan sonra istersek ikinci şua ile bağlanmış olan meseleleri okuyabiliriz. mesela İkinci Şua’nın evvelinde Otuzuncu Lem’a vardır zira İkinci Şua’nın başında şu ifade bulunuyor: ”Allahu Ehad isim-i Âzamına dair yedinci nükte-i âzam ve altı ismi Âzamın altı nüktesinin yedincisi.”
Yine aynı yerde “Altı İsm-i Âzamın altı nüktelerinin Allahu Ehad’e dair yedinci nükte-i âzamıdır.” Demek bu yedinci nüktenin evvelinde altı nükte var ve bu da Otuzuncu Lem’a’da bulunuyor. Otuzuncu Lem’ayı okurken de görüyoruz ki onunla bağlı başka meseleler de var. Mesela Otuzuncu Lem’anın altıncı nüktesi olan İsm-i Kayyum’un başında “Bu ism-i Kayyum dahi, Otuzuncu Söz’ün zeyli olması münasip görüldü” diyor; demek ism-i Kayyum’dan evvel Otuzuncu Söz’ü okumam gerekiyor. Yine Otuzuncu Lem’anın birinci nüktesi olan ism-i Kuddüs’ün başında “Bu Kuddüs nüktesi Otuzuncu Sözün zeylinin zeyli olması münasiptir” deniliyor demek ki ism-i Kayyum’dan sonra bu Kuddüs nüktesini okumalıyım.
Elbette bunları bu sıra ile okumadan evvel dört beş sefer aynen kitaptaki sıra ile okumuş olmak işimizi çok kolaylaştır. İkinci Şuaya giden yolu özetleyecek olursak
1.Otuzuncu Söz
2.İsm-i Kayyum
3.İsm-i Kuddüs
4.İsm-i Adl
5.İsm-i Hakem
6.İsm-i Ferd
7.İsm-i Hayy
Bunları okuduktan sonra İkinci Şuayı okumak ikinci Şuayı anlamamıza yardımcı olacaktır, yoksa tek başına müstakil olarak İkinci Şuayı okumak onu iyice anlamamız için yeterli olmayabilir. Bu yöntem diğer risaleler için de geçerlidir. Mesela Dördüncü Şuanın evvelinde Yedinci Şuayı okumak orada yer alan kainatla ittisal manasını anlamamız için çok önemlidir ve hakeza…
Peki ben İkinci Şuayı bu tarzda okuduktan sonra onu anlayıp anlamadığımı nasıl bileceğim?
Hani şu şeker ölçme cihazları var ya, herkesin kolayca edinebileceği ve kanındaki şeker miktarını rahatlıkla ölçebileceği basit aletler. Elimizde onun gibi bir alet olsa İkinci Şuayı ne kadar anlamışım ve yaşıyorum bana gösteriverse ne güzel olurdu değil mi. Esasen Allah bize bir ölçme aleti vermiş onun adı da enedir. Bize gelen bütün mâlumatı biz ene de değerlendiririz. Bu, çok derin bir başka konu olduğundan oraya girmiyorum. Allah’a, Kâinata, zişuurlarla beraber kendimize bakış açımız bizim ikinci şuayı anlayıp anlamadığımız konusunda bir gösterge olabilir.
İkinci Şuanın iki makamı var, birinci makamda üç meyve var. Tevhidin üç meyvesi. Peki tevhid nedir? Tevhid ile beraber onunla bağlı olan vahdet kavramını da bilmem gerekir. Bu iki kavramı bir cümle ile ifade edersek; vahdet Cenab-ı Hakkın zâti ve vacib tekliğinin kainattaki tacellisi, tevhid ise bu vacib ve zâti tekliğin insan mahiyetinde derk edilmesidir, belki de yaşanmasıdır. Tevhidin birinci meyvesi Halık-ı Kainat olan Zat-ı Akdes’e bakıyor, ikinci meyvesi kâinatın zatına ve mahiyetine bakıyor, üçüncü meyve ise zişuura bilhassa insana bakıyor. Öyle ise ben eğer bu birinci makamı anlayarak okursam Allah’a, kainata ve insana bakış açımda bir değişiklik olacak. İkinci Şuayı anlamadan evvelki halim ile anladıktan sonraki halim ve nazarım arasında fark olacak.
Çok kısaca birer cümle ile birinci makamın meyvelerinin bana nasıl bir nazar kazandıracağına bakalım. Mesela bir kuşu gördüğümde o kuş bana tek bir kuşun manasını ifade etmeyecek, kuş nev’ine intikal ettirip kuş nev’i üzerinde görünen geniş ve külli manayı okutturacak ve ben o mana üzerinden Cenabı Hakkın Rububiyyetine ait Cemal ve Kemal manalarını tefekkür edeceğim. Bu, birinci meyveden alabileceğim mana. İkinci meyve ile ise kâinatı, bir tek manayı ifade eden bir bütün olarak tefekkür etmeye başlayacağım ve kainatın mevcudatı ne yapıyorlar, ne için çalışıyorlar, neye ayinedarlık ediyorlar ve nereye gidecekler suallerinin cevabını alıp o mevcudat üzerinde Allah’a ait Cemal ve Rububiyyetin Kemalini müşahede edeceğim. Üçüncü meyvede zihayatı, hususen insanı, dünyası ve ahreti ile bir bütün olarak görüp, ulvi cihazatının sadece bu dünyaya bakmadığını derk edeceğim ve gördüğüm her zihayat bana doğrudan doğruya o zihayatın sahibi ve mutasarrıfı olan Allah’ı, Allah’ın manevî teşahhusatını gösterecek. Bu ulvi manaların ancak tevhid ve vahdetle anlaşılabileceği üç meyvede de çokça tekrarlanmış. Öyle ise burada bir tavhid nazarı bana veriliyor.
Demek ki Allah’a, kâinata ve zişuurlara nasıl bakıyorum ve onlardan ne anlıyorum, bana ne ifade ediyorlar sorusunun cevabı benim ikinci şuanın birinci makamını anlayıp anlamadığım sorusunun cevabını bulmamda yardımcı olabilir.
Şimdilik ikinci makama girmeyeceğim. Allah cümlemize İkinci Şuayı anlayarak okumak ile rızıklandırsın.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.