Misafir Kalem
İnsafın rengi
Rengini söyle sana gömleğini söyleyeyim.
Ne kadar da haklıydı Cemil Meriç " İdeolojiler, Batı'nın bizi giydirdiği deli gömlekleridir." demekle. Ya da bizim severek giydiğimiz, gururla taşıdığımız gömlekler. Tek renklidir ideolojik gömlekler, herkeste o rengi görmek istersiniz ve göremezseniz o rengi karşıdaki insan da ona göre kıymet alır. Çünkü ötekidir, muhaliftir, düşmandır öteki renkler.
Peki, insan neden gömlek değiştirmek ister? Batı tarihine baktığımızda anlayabiliriz durumu çünkü mutlak krallıklar ve kilise iktidarı altında çevirilerle, seferlerle ufuk aralıyan Batı farklı renkli gömleklerin de olabileceğini fark ettiği için farklı gömlekler tek renkli krallık ve kilise gömleğine karşı savaş açtı ama onları yenince kendi aralarında tek renk hakimiyeti altında savaşa tutuştular yani ideojiler savaşı. Çünkü her renk bir ideolojiydi ve herbiri gerçeğin bir parçasıyken tek gerçek olmak istiyordu. Baskılar yeni renkleri doğruyorken farklı renkler de tek rengi çıkarıyordu. İnsan hırsı, kibri ilahi zenginlikleri sadece kendileri için kuşatmak istiyordu.
Gelenekle mücadeleyi ve onu yıkmayı Batı'dan öğrenen her toplum içinde renkler savaşı yaşamaya başladı. Hangi renk galip oluyorsa o renk topluma hakim oluyordu böylece öncesinde savaştıkları tek renkler gibi tek renk oluyorlardı. Yeni bu olunca modern de bu oluyordu. Aslında modern bir gelenekti oluşan. Geleneğe karşı sistemli, gerekçeli gelenek.
Modernizmin de gelenek gibi olduğunu ama sonuçları olan üretim ve yıkımın sadece daha büyük olduğunu farkedince insanlar sıkılıp bütün renkleri yamalı gömleklerden oluşan post-modernizmi, modern-sonrasını keşfetme gereği duydular. Gömleklerinin rengarenk olmasından keyif aldıkları gibi başkalarını da bu kadar renklilikle şaşırtmaktan gizli bir haz alıyorlardı.
İnsanlar gömleklere takılı kalmışlardı ama hep ıskaladıkları bir şey vardı hangi gömleği giyseler de hepsinin bir ortak yaşamı vardı. Gömlek rengi için kendi ve başkalarının yaşamlarını zehir etseler de ve onları tehlikeye atsalar da bu renk oyunundan toyca bir zevk alıyorlardı. Tutuculukla, inatla, bilgili cahillikle tek bildiğinden vazgeçmiyorlardı. Gömlek savaşları her alanda sürüp gidiyordu.
Diğer renkler için hakperestlik namına bir şey yokken yaşamlarında; bazen sözlerinde can buluyordu hakkın hatırı. Çünkü bir renge taraftar olmaktı ve onu hakim kılmaktı sadece çare oysa ne güzeldi her rengiyle gökkuşağı ve haklı çıkarıyordu her gökkuşağı Bediüzzaman'ı "insaf odur ki hakkı düşmanının elinde dahi görse hakkı kabul etmektir" demesiyle.
(AD)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.