Nurettin HUYUT
İslamın emirlerini tartışmaya açmak doğru mu?
'Bir önceki yazımda Kuran'ın bazı emirlerini dikkate vererek, meydana gelen krize çare ararken bu emirlerin de tartışmaya açılmasını talep etmiştim. Bu talep farklı şekillerde algılandı ve farklı tepkilere neden oldu.
Öncelikle şu soru akla geliveriyor. Allah'ın emirlerini tartışmaya açabilir miyiz? İlahi emirler gerçekten tartışılamaz mı? Bir mü'min bu emirleri sadece uygular, ama sorgulayamaz mı? Sorgularsa günaha mı girer? İşte tüm bunları da dikkate alarak ne demek istediğimi anlatmak istiyorum.
İslam literatüründe gayr-ı Müslim bir mü'min veya gayr-ı mü'min bir Müslim terimleri vardır.
Açarsak;
Gayr-ı Müslim bir mü'min: İman etmiş ama İslam'ın kurallarına teslim olmamış bir Müslüman demektir.
Gayr-ı mü'min bir Müslim ise: İman etmemiş ama İslam'ın emirlerine teslim olmuş ve bir kısmını uygulayan insan demektir.
Örneğin; çevremizdeki birçok insanla başörtüsünü tartıştığımız oluyor. Oysa, o tartıştığımız kişilerin inançlı ve Müslüman olduğunu biliyoruz. Ama, bunu bildiğimiz halde yine de tartışmadan vazgeçmeyiz. Neden? Çünkü bu kişi birinci kategoriye girer. Allah'a iman etmiş ama emrini kabullenememiş bir anlayış ve inanca sahiptir. Tartışırken teslim olmadığını direk söylemez, ama türlü bahanelerle karşı çıkar. Neticede teslimiyet görülmemektedir. Özellikle sol kesim bu sınıfa dâhil edilebilir.
Birçok insan da vardır ki, ateistim der veya inancı olmadığını söyler. Ama İslam'ın bazı kurallarını kabullenir ve takdir eder. Örneğin faize karşı çıkar, zenginin bu yolla fakirleri sömürdüğünü düşünür. O nedenle de kapitalist düzene karşı durur. İşinde dürüsttür, rüşvete karşıdır. İşte bu gibi insanlara da Gayr-ı Mü'min bir Müslim denir.
İşte, Müslüman sıfatlarının tümüne malik bir insan bu gibi kişilere karşı Allah'ın emridir öyleyse tartışma, uygula diyemez. Bahsi geçen her iki gruba da bu emirlerin faydalı ve saadet temin eden yönlerini anlatıp ikna eder.
İmani konularda ikna etme işi tartışma gerektiriyorsa, İslami konularda da tartışma gerektirir. Medeni bir insan Allah'a inanmıyorsa o kişiye kaba bir anlayışla Allah'a inanılmaz mı? Hemen inanacaksın diyemediğimiz gibi, bir kişi İslam'ın herhangi bir kuralına itiraz ediyorsa ona da İslam'ın kuralları tartışılmaz uygulanır, uygula diyemeyiz.
İşte bir önceki yazımda tartışılmalı dememdeki neden buydu. İman etmeyenlere veya inancı zayıf olanlara sesleniyoruz. Uygulamaya çalıştığınız beşeri sistemlerin dışında bir de İlahi sistem var onu da deneseniz, en azından konuşsanız diyoruz. Türkiye insanının yüzde 99'u Müslüman'dır. Amenna, ancak bunun büyük çoğunluğu İslam'ın prensiplerini bilmediğinden karşı çıkmaktadır. Bize düşen onlara medeni ölçüler içinde kalarak izah ve ispat etmektir. İslam'ın her hangi bir kuralı uygulanacaksa bunun uygulamasının nasıl olacağı ile ilgili fikir alışverişi şarttır. Zaten mezhepler de o yüzden ortaya çıkmıştır.
Medenilere galebe çalmak ikna iledir. Söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir veciz sözü bunun için söylenmiştir.
Kısacası seslenişimiz tamamen teslim olmuş bir Müslüman'a değil. Eksik bilgiye sahip ve yeterince inanamamış olan kimseleredir.
Bugünlerde iflas etmiş iki sistemden bahsedilmektedir. Biri, Sovyetler Birliğinin çökmesi ile beraber çöken Sosyalizm. Diğeri ise, geçirdiğimiz kriz nedeniyle çökme ile karşı karşıya kalan ABD'nin uyguladığı faize dayalı kapitalist düzendir.
Her iki sistemin de bir şekilde çöktüğü anlaşılınca, ekonomistler panikledi ve senelerdir dünya milletlerine iftiharla tavsiye ettikleri bir düzenin çökmesi neticesi kaybettikleri servetin şokunu yaşarken nasıl izah edeceklerinin karasını bağlar oldular.
Buna karşılık biz de bir çağrıda bulunuyoruz. Gelin isterseniz birde faizsiz sistem olan İslam ekonomisini deneyin. Göreceksiniz ki, bu o sistemlerden çok daha güzeldir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.