Musa Kazım YILMAZ

Musa Kazım YILMAZ

Cömertlik, Cimrilik ve İktisat (5)

Allah bu dünya hayatında dengede kalmamızı emrederek şöyle buyurur: (اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَٓائِ۬ ذِي الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ) “Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.”[1] Allah bu ayette öncelikle adaletli olmayı emrediyor. Adaletin değişik tanımları olmakla birlikte ekonomik açıdan adalet, hiçbir konuda israf etmemek anlamındadır. Çünkü ekonomide dengeleri doğru kuramazsanız önce israf, ardından da halkın çoğunda fakirlik baş gösterir ve toplumun dengesi bozulur.

Eğer işimizde, ailemizde ve ülkemizde dengeleri iyi muhafaza etmezsek israfın önüne geçemeyiz ve gelir dağılımında adaleti sağlayamayız. Adaletin öncelikli göstergesi genelde herkese iyilikte bulunmak, özelde de akrabaları gözetmektir. Adaletin zıttı olan israfın göstergesi de hayâsızlık, kötülük ve zorbalıktır. İsrafın çok olduğu bir ülkede bu üçü de vardır. İşte Allah bu üçünü yasaklıyor, bunların yerine her işimizde adaleti gözetmemizi, iyilik yapmamızı ve akraba hakkına riayet etmemizi emrediyor.

Genelde israfla cömertlik, iktisatlı davranmakla cimrilik birbirine karıştırılabiliyor. Oysa malı yerinde sarf etmek ve iyilik yolunda harcamaktan korkmamak cömertliktir. Malı hiç harcamamak, iyilik yolunda harcamaktan korkmak ya da kendisi dışında kimseye kuruş koklatmamak ise cimriliktir. Aynı şekilde müsrif ve cömert de karıştırılabiliyor. Kimi insanlar müsrifleri cömert, cömertleri aşırı müsrif görebiliyor. Ancak bu kavramları birbirinden ayırmanın başka bir yolu daha vardır, o da şudur:

Helal veya haram yolda harcamayı bir tarafa bırakalım, eğer insan kişisel malını kendisi için çar-çur ediyorsa, fuzuli masraflar yapıyorsa, bir dirhem keyfi için milyonlarca lira sarf etmekten çekinmiyorsa o insan müsriftir. Çünkü harcadıkları paralar da hayra gitmez. Kişinin topluma yönelik olarak, mesela camilere, okullara, hayır kurumlarına Allah rızası için yapacağı harcamalar cömertliktir. Çünkü paraları hayır yolunda harcanmıştır. Nitekim Allah, topluma yapılacak harcamaları müminlerin temel vasıflarından biri olarak kabul etmiştir; şöyle buyuruyor:

(الَّذِينَ يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرًّا وَعَلَانِيَةً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ) “Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak hayra sarf edenler için Rableri nezdinde ecirleri vardır; onlar için ne korku olacak ne de üzüleceklerdir.”[2] Bir önceki ayette de şöyle buyruluyor: (وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ خَيْرٍ فَلأنفُسِكُمْ وَمَا تُنفِقُونَ إِلاَّ ابْتِغَاء وَجْهِ اللّهِ وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ خَيْرٍ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لاَ تُظْلَمُونَ) “Hayır yolunda yaptığınız her harcama kendiniz içindir. Verdiklerinizi ancak Allah rızası için verirsiniz. Hayır için yaptığınız her harcamanın karşılığını da hiçbir haksızlığa uğramaksızın tam olarak alacaksınız.”[3] Buna göre insanın topluma yönelik olarak Allah rızası için yaptığı harcamalar müsriflik olarak nitelendirilemez.

Diğergâmlık

Toplum için harcama yapmak diğergâmlıktır, yani başkalarını da düşünmektir. Diğergâmlık kâinatın özünde de vardır. Güneş, ay, yağmur, orman, deniz ve tüm kâinat, kendileri için değil hep bizler için vardır. Diğergâm olmayanlar bencil sayılırlar. Bencillik cimriliktir. Yani insanın sadece kendisini düşünmesi ve başkaları için hiç harcama yapmamasıdır. Bir insan şahsi hayatında ne kadar cömert gibi davranırsa davransın, ne kadar bol para harcarsa harcasın o insana cömert denilmez. Üstelik müsriflikten ve cimrilikten kurtulamaz. Cimri insan kendisine iyilik yaptığını sanır ama aslında o sadece kendisine kötülük yapar. Bakınız Allah ne buyurur!

(وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَّهُم بَلْ هُوَ شَرٌّ لَّهُمْ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ) “Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilâkis bu onlar için kötüdür. Cimrilik ettikleri mal kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır.”[4]

Cimriliğin Sebepleri

Başkalarını düşünmek anlamındaki diğergâmlık dinlerin özüdür. Allah Kur’an’da (وَأُحْضِرَتِ الْأَنفُسُ الشُّحَّ) “Nefisler cimriliğe meyillidir[5] buyuruyor. Din ise nefislerdeki bu cimriliği izale etmek için gönderilmiştir. Denilebilir ki din, başkalarını da düşünen hatta başkalarını kendi nefsine tercih eden insanları yetiştirmek için gönderilmiştir.

Allah, Hz. Peygamber’in Mekkeli ve Medineli ashabından övgüyle bahsederken şöyle buyuruyor: (وَالَّذٖينَ تَبَوَّؤُ الدَّارَ وَالْاٖيمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ اِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فٖي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِمَّٓا اُو۫تُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِهٖ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَۚ) “Onlardan önce bu yurda yerleşmiş ve gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar; ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı başarırsa işte kurtuluşa erecekler onlardır.”

İnsan merak ediyor; acaba insanlar neden cimrilik yaparlar? Bunun birkaç sebebi vardır:

Birincisi: Bazı insanların Allah’a tam güvenleri olmadığı için, başka bir ifadeyle gerçek rızık verenin Allah olduğuna tam inanmadıkları için fakirlikten korkuyorlar. Şeytan onlara, “Toplum sizin neyinize, paranız ancak size yeter; neden boş yere onlar gibi fakirlikle karşı karşıya kalasınız” diyor. Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor:

(يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّٓا اَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَبٖيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ وَلَسْتُمْ بِاٰخِذٖيهِ اِلَّٓا اَنْ تُغْمِضُوا فٖيهِ) “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın iyilerinden verin. Kendinizin ancak içiniz çekmeye çekmeye alabileceğiniz adi şeyleri hayır ve sadaka diye vermeye kalkışmayın.[6]

Ayet sadakanın ve zekâtın nasıl verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu konuda zekât veren biz müminlere ciddi bir uyarı da yapıyor. Başkasının elinden almayacağımız bir malı sadaka veya zekât diye vermemiz yasaklanmıştır. Bununla beraber malından en kötüsünü vermenin cimriliğe bir kapı açacağına da işaret ediyor. Arkasındaki ayetten bunu anlamak zor değildir. Allah şöyle buyuruyor:

(الشَّيْطَانُ يَعِدُكُمُ الْفَقْرَ وَيَأْمُرُكُم بِالْفَحْشَاءِوَاللَّهُ يَعِدُكُم مَّغْفِرَةً مِّنْهُ وَفَضْلًا) “Şeytan içinize fakirlik korkusu düşürür ve çirkin şeyler yapmanızı emreder. Allah ise kendinden bir bağışlama ve lütuf sözü vermektedir.”[7] Eğer fakir olmaktan korkup malımızın en kötüsünü fakirlere vermeye kalkarsak, şeytanın tuzağına düşmüş oluruz. Bu da cimriliğe açılan bir kapıdır. Eğer bir mümin farz olan zekâtını hakkıyla verirse cimrilikten kurtulur.

İkincisi: Bir insanda sosyal bilinç yoksa o kimse ne kadar zengin olursa olsun başkasına yardım edemez. Çünkü sosyal bilinçten yoksun olan birisi yardımın ve başkalarını düşünmenin bir erdem olduğunu idrak edemiyor. Öldürücü bir bencillik ruhunu istila etmiş, “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölmüş bana” dercesine başka insanların mağduriyetinden ve yoksulluklarından etkilenmez ve cimrileşir.

Üçüncüsü: Bazı insanlar en önemli görevlerinin bu dünyada yaşamak olduğunu zannederler. Oysa başkalarını yaşatmak da insanın en önemli görevlerinden birisidir. Bu düşünceden yoksun olanlar sadece kendilerinin müreffeh bir hayat yaşama hakkına sahip olduklarını zannederler. Başkaları ne durumda olursa olsun onları ilgilendirmez. Bu da cimriliğe yol açar.

Şu var ki, eğer cimri insanlar hayatı başkalarıyla paylaşmak için yaratıldıklarını idrak etselerdi… Eğer toplum mutluluğunun ferdin mutluluğundan daha önemli olduğunu bilselerdi… Eğer mağdurlara karşı merhamet duygusunu kaybetmenin en büyük fakirlik olduğunu anlasalardı, elbette ki sadece kendilerini düşünmeyeceklerdi. Onun için Resûl-i Ekrem (sav) son noktayı koymuş ve şöyle buyurmuştur: “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir; Sizden birisi, kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz.

[1] Nahl, 16/90.

[2] Bakara, 2/274.

[3] Bakara, 2/272.

[4] Al-i İmran, 3/180.

[5] Nisa, 4/128.

[6] Bakara, 2/267.

[7] Bakara, 2/268.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum