Hava güneşli ama soğuk idi. Küçük bir caminin küçük bir şadırvanında cüssesi küçük bir adam küçük bir kıssa anlattı.

“Mezarlıkta kanadı yaralı bir karga gördüm, onu aldım eve getirdim. Yaklaşık bir hafta boyunca baktım, tedavisi için uğraştım, iyileşti. İlk önceleri elimi ısırıyordu, sonraları ısırmamaya başladı.

Sonra saldım uçtu gitti. Şimdi her sabah saat sekizi çeyrek geçe pencereme gelir, göremezse sekiz buçukta tekrar gelir; beni görünce uçar gider.”

Adamın anlattığını gayri ihtiyari kulak misafiri oldum, doğruluğu veya yanlışlığı kendine ait.

Hani denir ya “besle kargayı oysun gözünü.” Demek öyle değilmiş veya her karga öyle değilmiş. Yine kediler için nankör denir. Bunun aksini ifade eden o kadar hadise var ki!

Soğuk havada içi ısıtan karga kıssası gibi nice kıssalar, kendimizin gördüğü manzaralar var. Hayret hisleri yitirdiğimizden, güya büyük işler, düşler peşinde koştuğumuzdan görmüyoruz o tebessüm manzaraları.

Ekonomi, siyaset, seçim, geçim haberleri zihnimizin kanatlarını kırıyor, kanaat hislerimizi azaltıyor çoğu zaman. Hele sosyal medya ağlarına bilinçsizce girmişseniz çıkmanız zor; ne kedi görürsün, ne de karga!

Karga kıssasından önce bir dostla kısa çay sohbet iyi geldi; insan ünsiyeti bir başka; içi ısıtan başka bir sıcaklık. Soğuk hadiseler üşütse de birkaç dost ünsiyeti hayata ısınmak için yetiyor bazen.

Soğuk kışta sıcak güneş gibi hisler ve kıssalar; zihne ve kalbe iyi geliyor, iyileştiriyor… Hep ciddi şeyler, büyük şeyler düşünmek olmaz, olmuyor da…

Daha böyle kaçırdığımız nice manzaralar var kim bilir, hayret hisleri hoyratça harcadığımızdan fark edemiyoruz çoğunu.

Sade pencereden bakmak, naif manzaralar peşinde gitmek; güç bu zamanda. Meşguliyet denizine düşmüşüz bir kere; kafayı kaldırıp da sağa sola bakmak küçük hikmet adaları keşfetmek kolay değil.

Yine de küçük de olsa bir irademiz var, doğru kullanma gayretine girdiğimizde nice kıssa hisselerini yaşar, yaşatırız çevremize.

Zor olan sade olmak; yaralı kuşu eve almak evde bakmak, büyük adamlık işi! Bu ıssız dünyayı o büyüklükler ısıtıyor.

Paris sokakları ne karga görecek ne kedi görecek durumda; hava hem soğuk, hem de güneşsiz! Soğuk kış Avrupa’nın kapısını çalıyor olmalı; hep bahar olacak değil ya!