Önce mevzua muttali olmayanlara hatırlatalım:

Kılıçdaroğlu’nun yolu, referandum çalışmaları yaparken Bandırma’ya da düşmüş. Helikopteri ile askerî üsse iniş yapan CHP liderini askeri manga, merasimle karşılamış. Kılıçdaroğlu da hak ve selahiyeti varmış gibi, mangayı selamlayıp bir nevi teftiş etmiş.

Askerî mevzuata göre, merasim mangasının karşılayacaklarının listesi uzun değil: Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkan ve âmirleri. Anlayacağınız, listede Kılıçdaroğlu yok...

Mevzuata sıkı sıkıya bağlılığı ile öğünen ordunun bu mevzuat ihlâlini, hele de hayatî bir referanduma üç kala, hoş görmenin, müsamaha ile bakmanın imkânı yok. Bunu basit bir gaflet, bir anda gelişmiş küçük bir vâka olarak görme meyline de iştirak etmem.

Zirâ, benim neslimin ömrü on yılda bir gelen darbelerin bu ülkeye yaşattığı dehşetli acılar ve büyük kayıpların şahidi olmakla geçti. Bu ülke ve milletin en az bir asrını mahveden bu darbelere rahm-ı mader olmuş bir orduya nazar-ı müsamaha ile bakmamızı kimse beklemesin.

Bu ülkede hâlâ düşünce suçu ve ona terettüb eden bir ceza var mı, bilmiyorum. Varsa bile terettüb edecek cezaya hazır ve râzıyım: Ordu kendi içini temizlemeye yanaşmıyorsa, sivil devlet ricâli de bunun üstesinden gelemiyorsa, kânun ihdası ile bu iş mutlaka halledilmeli. Lağv ve orduyu yeniden kurmak dahil, her tedbirin meşruiyeti temin edilmeli. Aksi takdirde dün yaşadıklarımızın yarın tekrar yaşanmayacağını kimse temin edemez.

Hemen her darbenin ya arkasında, ya da içinde olmakta hiçbir beis görmemiş bir parti liderine yapılan askerî karşılama, yeterince mide bulandırıcıdır. Bir cuntalaşmanın olup olmadığını bulup çıkarmak, işim değil. Bu meseleyi örterseniz, hakikati öğrenme şansınız ya hiç olmayacak, ya da ağır bir bedel daha ödeyerek öğreneceksiniz. Onun için hukuk devreye girmeli ve bu çirkin hâdise yargının hakemliğine mutlaka taşınmalıdır.

Kılıçdaroğlu, devlet teammüllerine hürmet gösterse idi, mangayı selâmlamadan dağılmasını temin edebilirdi. Ama hayır, Beyefendi İsmet Paşa tavırlarıyla mangayı selâmlamakta bir beis görmemiş. Bilmiyor olabilir mi? Belki... Bu durumda da dürüstçe bir açıklama yapması iktiza eder. Şu satırlar yazıldığı âna kadar herhangi bir açıklaması yoktu.

Bu bahse dair bir kaç twit mesajı attığımda; isimsiz, kimlikleri meçhul, Kemalist dikta gönüllüsü klavye ahlâksızlarının edepsizce hücumlarına hedef oldum. Batılılara milleti dinsizleştirme sözü veren geçen asrın Ankara’sının eseri bu nesiller, tam bir tefessüh içinde. Edeb ve ahlâk adına hiçbir şeye sahib değiller. Şuur dersen, hak getire; küfretmekten başka bir şey bilmiyorlar.

Onun için AK Parti idarecilerine kaç yıldır, eğitim müfredatı değiştirilmediği müddetçe geleceğimizden emin olamayız, demekten dilimde tüy bitti. Bir daha söylemiş olayım: Batıperest, milletin değerlerine yabancı ve düşman nesiller yetiştiren bu eğitim müfredatını değiştirmeden, bu milletin parlak yarınları olamaz.