Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU
Kömür ve elmas ruhlar (2)
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
“Eğer kat’-ı intisaptan ibaret olan küfür, insanın içine girse o vakit bütün o manidar nukuş-u esma-i İlahiye karanlığa düşer, okunmaz.
Zira Sâni’ unutulsa Sâni’e müteveccih manevî cihetler de anlaşılmaz. Âdeta baş aşağı düşer.
O manidar âlî sanatların ve manevî âlî nakışların çoğu gizlenir. Bâki kalan ve göz ile görülen bir kısmı ise süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip nihayet sukut eder.
Her biri birer parlak elmas iken birer sönük şişe olurlar..." (23 Söz 1. Mebhas birinci nokta)
"Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidatlar beraber kalacaktı.
Âlâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık’ın ruhu, esfel-i sâfilîndeki Ebu Cehil’in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.” (12. Mektup)
"...Dünyevî ve uhrevî saadet-i beşere lâzım olan her şey, değeri nisbetinde içinde bulunur.
Fakat niçin Kur’ân onları sarahatle zikretmiyor-tâ muannit kâfirler dahi tasdike mecbur olsunlar, kalbimiz de rahat olsun?”
Elcevap: Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ, ervâh-ı âliye ile ervâh-ı sâfile, müsabaka meydanında birbirinden ayrılsın.
Nasıl ki bir madene ateş veriliyor, tâ elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın.
Öyle de, bu dâr-ı imtihanda olan teklifât-ı İlâhiye bir iptilâdır ve bir müsabakaya sevktir ki, istidad-ı beşer madeninde olan cevâhir-i âliye ile mevadd-ı süfliye birbirinden tefrik edilsin." (20.Söz)
İnsan Çok ileri (aşırı) gitti.
اُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةًۜ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَۚ ﴿٥٥
وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَا وَادْعُوهُ خَوْفًا وَطَمَعًاۜ اِنَّ رَحْمَتَ اللّٰهِ قَر۪يبٌ مِنَ الْمُحْسِن۪ينَ (٥٦
A'raf Suresi 55: Rabbinize yalvar yakar ve gizlice dua edin. Çünkü O aşırı gidenleri sevmez.
A'raf Suresi 56: Yeryüzü düzene konduktan sonra; orada fitne fesat çıkarıp bozgunculuk yapmayın. Azâbından korkarak ve rahmetini umarak O’na dua edin.
Hiç şüphesiz Allah’ın rahmeti, iyilik eden ve işini güzel yapanlara pek yakındır.
* İnsanoğlu ayette vurgulandığı gibi bugün de çok aşırı gitti (haddinden taştı).
* Yeryüzünde fitne fesatta aşırılaşıp bozgunculukta çizmeyi aştı.
Kaliforniya Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölümü Öğretim üyesi Zafer Acar yazısında şunları yazdı:
"ABD istihbarat birimlerinin yayınladığı bir rapora göre, Çin askeri birimleri biyolojik olarak geliştirilmiş, DNA’sı değiştirilmiş süper askerler üretti. Biz yapay zekâ ile robotları insan gibi düşünen ve karar veren humanoidlere çevirmeye çalışırken, robotlaşmış insanlar görmeye başlayacak gibiyiz.
Çinli bilim insanı He Jiankui, 2018 yılının başlarında anne-babası hasta olan bir kız çocuğunu DNA yapısıyla oynayarak CRSPR denilen yöntemle hasta doğmasına engel olmuş ve bu kız çocuğu sağlıklı olarak dünyaya gelmişti. Bilim dünyası bu olaya karşı çıkmış ve yan etkileri bilinmeden böyle bir uygulamanın etik olarak yanlış olduğunu belirtmişlerdi. Çinli doktorun açıklamaları bununla da kalmamış daha doğacak birçok çocuğun DNA’sı ile oynayıp hasta doğmalarına engel olduğunu belirtmişti.
Bu açıklamanın ardından doktor sırra kadem basmış ve hiçbir yerde görülmemişti.
Geçtiğimiz yıllarda bir tüp bebek merkezinde çalışan üst düzey bir yönetici ile sohbet etme imkanım olmuştu.
Bu merkeze aileler geliyor ve istedikleri bebeğin özelliklerini sıralayıp sipariş veriyorlarmış.
Hatta o kadar ileri gitmişler ki eğer aile erkek bebek isterse, babadan sadece Y kromozomunu alıyorlarmış. Bebeğin göz ve saç rengine kadar her şeyi belirleyebiliyorlarmış. Gebelik sürecinde annelere uygulanan tedavileri büyük bir titizlikle kayıt altına alıp, bütün verileri yapay zeka ve makina öğrenmesi algoritmalarına tabi tutarak, başarısız olan hamilelikleri en aza indirgemeye çalışıyorlarmış." (14 Aralık 2020-Karar gazetesi)
Değerlendirme ve yorum okuyanın kendisine kalmış.
***
Tüm ehli iman ve insafın birleştiği gibi; korona belası bu azıp sapıtmanın bir cezası ve zorunlu (zecri) bir ihtarıdır.
Şu anda yeryüzü insanları tıpkı kömür ve elmas gibi yüksek basınç ve ısıya maruz bırakılıyor!
Şimdi tam bir çaresizlik ve ümit sarkacında kuşatılıp sıkıştırılıyor, metamorfoza tabi tutuluyor.
Son 250 yıldan fazla zamandır müslümanlar; çok uzun çok yoğun ve çok kuvvetli basınç altında metamorfoza uğratıldıklarına göre; elmas ruhlu adamların müminlerden çıkması adetullah kanunlarına uygun ve kehanet olmaz!
Tarihte de insan, benzer tagayyür ve dönüşüm operasyonlarına uğratıldığına göre bu basınçlı ameliyat; Kadiri Mutlak Hakimi Adil'in en temel kainat ve fıtrat kanunlarındandır.
Zamanın değişmesiyle dönüştürücü yasaların özü aynı lakin şekli farklı olarak infaz edilmektedir.
Zalim, sefih ve nankör medeniyetleri yıkan; Nuh (as) Tufanı, çekirge istilası, sel, fırtına, deprem, iklim değişikliği ilk akla gelenlerden.
Bu korona belasının baskılayarak dönüştürücü tesirlerinin en az 4-5 yıl süreceği genel kabuldür.
Ayrıca korona öncesi dünyaya bir daha dönülemeyeceği apaçık görülürken; insanoğlunda ‘yeni normal’in nasıl olacağı kaygısı hakimdir.
Ahir zamanın yıkıcı inkılap, boğucu istibdat ve insan soyunu kurutan savaş korkusu; insan ruhunu yakıcı zemheri soğuğu gibi istila etmiştir.
Bugüne kadar bu musibetlerden ibret alındığı görülmediği için, ayar verip düzen kuran bu salgınların finalleri olacağı akla gelmektedir.
Bu metamorfoz ve tagayyüratlar iki ana neticeyi verecek gibi gözükmekte.
Dönüşüm operasyonun tüm insanoğluna çekildiğine düşünürsek sonuçlar da umumi olacak. O halde:
1- Yüksek karbon basıncında olduğu gibi; insan tabiatları çoğunluk kömür ve grafite dönüşebilir.
2-Yarıdan az kısmı ise; elmas formlarının çeşitli biçimleri şeklinde tezahür edebilir.
3-Bunların içinde seçkin bir azınlık ise; pırlanta denilen kusursuz mücevher mahiyetinde üretilebilir.
Bir karbon elementi 4 karbon elementiyle bu şekle benzer şekilde bağlanarak; elması/ pırlantayı oluşturur.
Asrı Saadet sahabe ve cennetle müjdelenenleri hatırlatır simalar biçiminde.
Asrı Saadet'te; cahili/ kömür devresinde karakteri sağlam olanlardan hidayet dönüşümü geçirenler, mümin/ elmas döneminde de aynı sağlam ve sert yapıyı koruyup; İslam ışığını en parlak ve net vaziyette yansıttılar.
Hz. Ömer ve Hz. Hamza ve Hz. Halid gibi. (radıyallâhu anhum)
Çağımızda elmas ruhlu iman kahramanlarından bazıları:
Elmas ve kömürde geçerli olan bu işleyiş çelikte ise; sert çelik/ yumuşak çelik olarak kendini gösterir.
Sert çelik son derece dayanıklı ve zor işlerde kullanılırken, yumuşak çelik yaygın ve pek çok işte kullanılır.
Sert çelik kırılırsa tam kırılır ve kolayca eski haline gelemez!
Allah'ın kainattaki sünneti ezelden beri mükemmel bir mekanizmada işlediği gibi bugün de işleyecektir.
"Çünkü Allah'ın sünnetinde bir değişim/başkalaşım göremezsin!"
Mevla'm görelim neyler, neylerse güzel eyler.
Hak şerleri gayr eyler (dönüştürür).
Erzurumlu İbrahim Hakkı (rh.)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.