Hülya YAKUT
Konu kadın olunca
Malum,kadınlar günü kutlandı.
Herkes,her kesimden insan kendine göre,inancı,ideolojisine göre bu konuda birşeyler yaptı.Etkinliklere katıldı.Fikirlerini dile getirdi.
Konu kadın olunca…
Konuşulacak çok şey var elbette.
Eh!Biz de bu konuda kendimize göre birşeyler konuştuk.
Konuştuk konuşmasına da,epeydir dile getirmek istediğim birkaç şey de vardı hani.
Uygun bir zeminde bunları ifade etmek istiyordum,kısmet bu sütunlardaymış.
Ne niyetle takılırsa takılsın,özellikle Müslüman bir ülkede,başörtü; İslamı hatırlatan bir simgedir.
Dolayısıyla İslâmı temsil eden bu simgeyi başında taşıyan kadınlarımız,bu sembole saygı duymak durumundadır diye düşünenlerdenim.
Tarzdan bile örtünmenin hatırlattığı Allah’ın emri olan farzdır.
Kâbul…
Kamusal alanda var olmamışlığın,sosyal hayatta uzun zamandır ötelenmişliğin,kimi zaman aile,mahalle baskısıyla örtünmüşlüğün acısını çıkarmak isteyenlerin varlığını inkâr etmiyorum.
Bu sebeblere,bastırılmış duygular,göç nedeniyle kültürel değişim veya erozyon,başörtüden nemalanan pazar payı hissedarlarının çekici reklamları da ekleyebiliriz.
Artan başörtülü kadın gerçeği var mı?...Var…
Peki biz bu gerçeğin neresindeyiz?
Yıllarca başörtülü,daha doğrusu ‘tesettürlü’ hanımlara bu ülkede maalesef zenci muamelesi yapıldı.
Bunu bizzat yaşayanlardan biri olarak,yaşadıklarımı yazsam sanırım roman olur.
Uğrunda bunca sıkıntı çekilen bu Kur’ ani emir,toplumsal değişimlerle birlikte zedeleniyor diye düşünüyorum.
Kadını,nesne haline getiren,reklam ve rant objesi gibi kullanan mantığa ‘hayır’ dememiz gerekiyor.
Kadın;tanımlamasında’İslâmi’ bile olsa,’figür’ olmayı kendisine hakaret saymalıdır.
Evet,şu bir vakıadır ki,İslâmi kesimde,değişen ve gelişen zamanla birlikte,yaşam biçimi değişti.O artık daha çok sosyal hayatın içinde.Eğitimden sağlığa,bilişimden kozmetiğe,siyasetten ekonomiye hemen her yerde var.
Bu var oluş,onu asli ve fıtri varlığından uzaklaştırmamalıdır.
Her hal ve şart altında,mübarek annelerimizin hayatına bakılmalı,onları referans almalıyız.
Yaşları onbeş onaltı olan gencecik kızlarımızı,modadır diye,arkadaşlarım gidiyor diye,zamanın icabıdır diye ne acıdır ki olmadık yerlerde eğlenirken görmek,içimi sızlatıyor.
‘Helâl dairesi keyfe kâfidir,harama girmeye luzum yok’ diyen Bediüzzaman’ı zaman bir kez daha haklı çıkarıyor.
Kısacası kadın,tarzdan mı,farzdan mı örtündüğüne karar vermeli,farzdan örtünenler tarzdan örtünenlerden farklı bir tablo sergilemeliler.
Çünkü tarzın az gerisinde moda vardır.
Kadını modanın,reklamın,siyasetin,mağazinin,erkeğin gündeminden çıkarmak yine kadınlara düşer.
Müteddeyyin kadın,her türlü tarzın,modanın,rekabetin,izm’in üstünde olmalıdır.
Çünkü onun sermayesi inancı,kazancı ise Allah’ın rızasıdır.
Dünya kadınlar gününde,dünya hayatının saadeti için ‘emekçi’liğinin hakkını almak isteyen kadına saygı duyarken,ebedi hayatının saadetini tehlikeye sokan biz kadınlara üzülmeyelim istiyoruz.
Saadet-i Dareyn duası ve umudu hepimize olsun…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.