بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Önceki akşam Risale Akademi'nin uzaktan panel dizi programında muhterem Prof. Dr. Bünyamin Duran konuştu.

"Üstad Said Nursi bugün tam anlaşılmıyorsa; gelenekten koptuğumuz/gelenek oluşturamadığımız için" dedi.

Özellikle Üstad, Muhyiddin Arabi, Mevlana vb. büyük adamların çıkış kaynakları arasında İbn Sina'yı saydı.

İbn Sina inanç bakımından; İbn Rüşt ve Farabi'den farklıymış.

Sokrat'ın Platon (Eflatun) ve Aristo'dan farklı oluşu gibi.

İbn Rüşt ve Farabi'nin imanı noktasında üstad; Ehli sünnet imamları bunlara "adi/ sıradan mümin" demişler der.

Oysa benim kafamda; İbn Sina da öyleydi, değilmiş.

Prof. Duran'ın 90'larda Nesil'de çıkan yayınları çok çarpıcıydı.

En çok Abdurahman bin Af'fa dayandırdığı; Af ticaret mesleği aklımda kalmış. Bir de bugünlerde çok anlam ve aciliyet kazanan tasallut/ musallat olma meselesi.

Sonra Hollanda İslami Üniversite tecrübesi yaşadı Bünyamin hoca.

Sayın Duran, Melekler ve İbn Sina konuşmasında; kökü taa Medine'ye, Aristo'ya, Eflatun ve Farabi'ye uzanan Fazilet Şehri'nden bahsetti.

Bu şehir, gelenekleri olan, olması gereken bir şehir olmalı(ymış).

Geleneği olmayan veya kopan şehirden erdemliler şehri kurulamazmış.

***

Bu yazının önceki bölümünde çevremde, yakınımda yaşadığım, gördüğüm kent sorunlarını ve birebir karşı duruşları yazmıştım.

Bugün mutlu, faziletli şehir, bu tür birebir cehdlerle/ mucahedelerle kurulabilir.

Yoksa devlet ve belediye vatandaşın kayıp eşeğini ıslık çalarak arıyor.

Evinin etrafını ve sokağını temiz, düzgün tutmak için çabalamayan insanın bugün huzurlu yaşama hakkı yoktur ve olamaz!

Nokta soruna müdahil olamayan mümin, geniş açıdaki soruna müdahil olamaz.

İmanı da hadisin açıkladığı üzre "en zayıf imandır."

Bu gerçeği zikir, evrad, tarikat, tasavvuf değiştirmez!

Haa kişi; hem evradlı hem zikirli hem de çevreye duyarlı ve eylemli ise o başka tabi.

Bu daha güzel olur.

Cenab-ı Hak kul hakkı için "Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder" demiştir. (Hadisi kutsi)

***

Önceki yazımda bahsettiğim; ezanda bile öğrencileri höyküren yandaki lise şimdi tamamen sessizliğe gömüldü.

İyi mi oldu, elbet değil.

Keşke okullar kapanmasa da şenlik, gürültü devam etseydi.

Üsta kattaki gürültülü tamirat bitti.
Alt kattaki komşunun balkonunu defalarca su basmıştı.

Taşeron binbir nazla da olsa; balkon deliğini kapattı ve alt kat balkonu kısmen boyadı.

Şimdi apartman yöneticisi ve taşeronun söz verdiği gibi; apartman merdiveni ve önündeki sundurmaya verdiği zararları düzeltmesini bekliyoruz.

Arada unutmayalım; yasal destek ve komşu desteğiyle bu noktaya gelindi, yoksa imkansızdı.

Bir şey iki uçtan tutulup kaldırılabiliyor; maşa ve mandaldaki gibi.

Kısaca; sivil/ yasal dayanışması kaçınılmaz.

Yoksa şehirler daha da zindan olacak..

Ayrıca dar sokağa giren, yeni apartmanla ilgili bildirime de cevap geldi.

İnandırıcı değil ama olsun; halkçı, solcu belediye büsbütün uyumuyormuş!

"969246 sayılı başvurunuza istinaden söz konusu şikayetle ilgili olarak; yapı denetım fırması ile köşe noktaları kontrol edilmiş inşaatın sınırları aşmadığı tespit edilmiştir.

Bölge eski bir yapılaşma olduğundan mevcut yol olarak görünen kısım şikayet konusu 4690 ada 03 parsele girmiştir.

Sağlıklı günler dileriz. 
Muratpaşa Belediyesi."

Ayrıca apartman giriş katındaki kuaförde; cumartesi pazar kargaşası, apartmana dolan sigara dumanı ve gece eğlenceleri de kesildi.

İyi olmadı tabi. Hayatımızın akışı durdu ülke olarak.

Kuaförde çalışanlar belediye uyarıları sonunda; yeşil kuşağa sigara artığı atmaktan büyük ölçüde vazgeçmişlerdi.

Bir kısmı belediye çöp kutusuna yakın ahşap oturağa, bir kısmı da yandaki çay ocağı masasına taşınmıştı.

Yeşil alan yeniden canlandı, yanındaki fidanlar gürbüzleşti.

***              

Bu arada ana cadde üzerinde gece gündüz yanan yer ışıkları meselesi gündeme geldi.

Bir haftaya yakın yazışma, uyarı ve tepkiler sonucu bugün çayır içinden yanan 8/10 ışık gündüz söndürülebildi.

Böylece israf azaldı duyarlıklar işe yaradı.

[18/11 ÖS 3:32]  A. Büyükşehir Belediyesi:

Merhaba, talebiniz alınmış olup yetkili birimimize iletilmiştir. İlgili birimden cevap geldiğinde tarafınızla paylaşılacaktır. Sağlıklı günler dileriz.

[18/11 ÖS 3:57]
Kaçıncı kez?

3.kez oldu.

Tedaş'ın vatsapını atabilir misiniz?
Sizden iş çıkma...yacak.

[18/11 ÖS 3:58]

[21/11 ÖS 3:42] A. Büyükşehir Belediyesi:
Merhaba, yardım talep ettiğiniz konu nedir efendim?

[21/11 ÖS 3:54] A. Büyükşehir Belediyesi: Işıkların olduğu açık adresi yazabilir misiniz efendim ?

A.Çetinkaya Caddesi...efendim..

[25/11 ÖÖ 11:28]

A. BüyükşehirBelediyesi: Sayın Başvuru Sahibi, talebiniz teknik ekiplerimize iletilmiştir. Gerekli kontroller iş programımız dahilinde yapılacaktır. Bilgilerinize rica ederiz. Saygılarımızla. A. Büyükşehir Belediyesi Bakım ve Onarım Şube Müdürlüğü.

Bu bildirimden sonra, bir haftadır gündüzleri yanan ışıklar sönmüş.

Büyükşehir belediyesi tosbağa hızıyla da olsa talep ve tepkide ısrar edilirse; görevini yapabiliyor.

Lakin bazı işler var ki; tepeden bastırmadan kavga etmeden olmuyor.

Mesela; yolları, kaldırımları kapatan mafyatik esnaf, etkili yetkili ve belediyeye yapışık has adamlar, kamu hukukunu çiğnemeye, kul hakkı yemeye devam edip "böyyük adam!" gibi laflara devam ediyor.

***

Üstad Bediüzzaman; “Hukuk-u umumiyenin müdafaası, hukukullah nevindendir” 3 diyerek çok önemli bir tespitte bulunmaktadır.

Genelin hukuku Allah hukuku türündendir derken, kul hakkı  ve umum milletin, toplumun hakkına ne derece ehemmiyet verdiğini göstermektedir.

Said Nursî için hukuk bu derece önemlidir. Sonra bu hukuka riayet edenleri de hem teşvik etmekte, hem de selâmlamaktadır:

“Hukuk-u ammenin hukukullah hükmüne geçtiğini bilenlere, umumen selam ve dua ediyorum.” (Emirdağ Lahikası)