İsmail BERK
Medresetüzzehra : 4+4+4 sisteminde 5 tercihli derstir
Medresetüzzehra : 4+4+4 sisteminde 5 tercihli derstir.
Ya da Bediüzzaman ikliminin fikri ürünleridir
İnovasyon fikirleri, özgün bir ortamın ürünlerini ifade eder. Özgün ortam ise özgür iklimin eseridir. Özgür iklimler ise bireyin düşünme reflekslerini besleyen hayal gücü ve onu ete kemiğe büründüren ar-ge çalışmaları ile mevsimini yaşar.
Yukarıdaki zincirleme süreçlerden olan ortam-özgünlük-özgürlük-iklim altyapısını kuramayan birey ya da kurum ve ülke, inovatif harmanlara sahip olabilir mi?
Demokratik düşünmenin, farklılıkları kabullenmek yerine desteklemenin hakim olduğu bir zeminde tohumlarını fidanlığa çevireceğini fark ettiğimiz an, yenilik patlaması yaşarız.
İnovasyon, yeni ihtiyaçları fark etme zekasıdır. İhtiyacı, sürdürülebilir kurumsal bir hafızayla projelendirme ve elde edilen ürünün pazar değerini, talebini uyandırma öngörüsüdür.
Zihinler, inşa edildikleri basamaklarda kendi düzeylerinin bilimsel kapasitelerine vakıf olurlar, onu fark eder ve anlamlandırırlar. Çıtası yükselen zihni derinleşmeler, merakla dikkatin birbirini kamçıladığı ve zekanın tasarım zevkiyle içine girdiği ar-ge çalışmaları, ısrarlı keşif ve konsept arayışı, güvenli çevre ve demokratik düşünme imkanı veren ülkelerde ve iklimlerde mümkün olur.
İnovasyon iklimi, en az üç kuşak yenilik ufku ve geleneksel kültürün teşvikini ister. İnovasyon iklimi, olanla yetinmeyen, dahası geliştiren, çözümü yenilikte arayan ve eskinin özünü yenilenerek güncellediği bir süreklilik ve değişim dinamiği ile hayat bulur.
Hayal, umut ve beklenti içinde geleceğin inşasında rol almak isteyen genç aktörlerin filizlendiği, bilimin zevkli bir alan ve araç olarak insanın mutluluğuna teknolojik üstünlükle servis yaptığı huzur ve birlik arayışları, beraberinde inovasyonu kaçınılmaz bir adres olarak gösterir.
İnovasyon, bir makyaj değildir. Bir gösteri farkı veya "eski köye yeni adet" tepkisini hak edecek zorbalık aracı hiç değildir. İnovasyon, eski köyün eskimeyen değerleri ile birlikte yeni ihtiyaçlarını çözme çabasıdır. Bu yeni ihtiyaçları çözümlerken, eski yöntemler yerine yeni yaklaşım ve yöntemleri kullanma tercihidir.
Versiyonu geçmiş, kullanma süreleri dolmuş bir programın yeni makinada denenmesi ne kadar zorlaştırıcı ise, benzer şekilde en son üretilen bir yazılımı/programı, kapasite ve hafıza olarak çalıştıramayacak bir makinada denemek de bir o kadar çözümsüzleştirici bir zorlamadır.
Burada, ihtiyaçların ve fonksiyonların gerektirdiği, hatta ötesine geçilip geleceğe ait yeni ihtiyaçların farkedildiği süreçler içinde yeni fikirleri proje disiplini içinde üretim bandından geçirip insanın kullanımına ve yararına sunmaktır.
İnovasyon iklimi, akılla birlikte sağduyu ister. Bilimle birlikte etik değerler ister. Toplumsal hafıza ile birlikte geleceği inşa ufku ve coşkulu bir irade ister.
Yeni fikirler, eski fikirlere misafir olup beraberce durum değerlendirmesi yaparak geleceğe ait ortak bir inovasyon sürecine ve değişmezlerle değişkenlerin ortak bildirisine imza atıyorlarsa, o zaman yeni fikirler tecrübe imbiğinden geçmiş ve hayal gücü aklın fitilini yakan birer meşale gibi geleceğe koşarlar. Böyle bir inovasyon ikliminin harman mevsiminde, herkes önüne bakar. Herkes odağına oturur. Kısır döngünün kendini tekrar eden zihin yalaması olmaz. Konuşmalar pozitif olur. Fikirler diriltici, hedefler ümit verici olur.
Birlik bilinci ve ruhu, ortak değerlerin ödüllendirici sistemine ve insanın mayalandığı gelecek okumalarına bağlıdır. İdrak ve basireti kavramsal bilmekten öteye hayatın derin muştusu yapan bir özendirme ve olgunluk, geleceğin ufuk haritasında konumlanan zihni süreçlerle yol alır.
İnovasyon ikliminin ülkemizde de anlam bulacağına dair ümit verici gelişmeler olduğunu belirtmek isterim. Yüz yıl gecikmeyle de olsa tecditten ilham alan inovasyon düşüncelerinin bilim eksenli gelişme trendi artıyor.
Mesela 4+4++4 ile ilk defa seçmeli ders seçiminde bu yıl öğrenciler zorunlu dersler dışında ek dersler aldılar. Bu öğrencilerin inovasyon iklimi için bir seçenekti. Aslında ihtiyaçlarını kendi kümeleri içinde karşılama bilincine bir teşvikti.
MEB'in açıkladığı bilgiye göre, Türkiye genelinde bu yıl seçmeli ders olarak ilk beş dersi;
Matematik uygulamaları dersini yaklaşık olarak 495 bin,
Yabancı dil dersini 413 bin,
Kur'an-ı Kerim dersini 402 bin,
Hazreti Muhammed’in (asm) hayatıyla ilgili dersi 256 bin,
Yaşayan diller ve lehçeler dersini ise (ağırlıklı Kürtçe) 21 bin öğrencinin tercih ettiğini öğreniyoruz. (24.9.2012 tarihli medya haberleri)
Yukarıdaki tablo bile Medresetüzzehra Modelinin (MZM) yüzyıl önceden ortaya koyduğu ve yüzyılları kuşatan şemsiye inovasyonun ve kalıcı tecdidin güncel istatistiki sonuçlarından biri değil mi?
Hem matematik, yani mektep, hem lisan (bilim dili olarak batı dilleri ve diğer Arapça, Kürtçe v.s.), hem de din eğitimi ihtiyacından gelen Kur'an ve siyer tercihi.
İşte ilk beş tercihin ortaya koyduğu, yaklaşık 1 milyon 587 bin öğrencinin tercihleri ile ortaya çıkan kamu eğiliminin 100 yıl farkla doğruladığı MZM gerçeği bu.
Sizi heyecanlandıracak bir müjde ile bitireyim:
12-14 Ekim 2012 tarihlerinde Van’da Medresetüzzehra Sempozyumundayız.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.