Mösyö geveze

“Sual: "Efkârı teşviş eden, hürriyet ve meşrûtiyeti takdir etmeyen kimlerdir?"

Cevap: Cehalet ağanın, inat efendinin, garaz beyin, intikam paşanın, taklit hazretlerinin, mösyö gevezeliğin taht-ı riyasetlerinde, insan milletinden menba-ı saadetimiz olan meşvereti inciten bir cemiyettir; Benî beşerde ona intisap eden, bir dirhem zararını bin lira milletin menfaatine fedâ etmeyen, hem de menfaatini ızrar-ı nâsta gören, hem de muvazenesiz, muhakemesiz mânâ veren, hem de meyl-i intikam ve garaz-ı şahsîsini feda etmediği halde mağrurane millete ruhunu feda etmek dâvâsında bulunan, hem de beylik veya tavâif-i mülûk mukaddemesi olan muhtariyet veya istibdad-ı mutlak mânâsıyla bir cumhuriyet gibi gayr-ı mâkul fikirlerde bulunan, hem de zulüm görmüş, kin bağlamış, hürriyet ve meşrutiyetin birinci ihsanı olan af ve istirahat-i umumiyeyifikr-i intikamına yediremediğinden, herkesin âsabına dokundurmakla, tâ heyecana gelip terbiye görmekle teşeffi isteyenlerdir

 

A.

saidnursi_soru2.jpgBediüzzaman’ın Münazarat’ta geçen yukarıdaki sözlerinden şu sonuçlar çıkartılabilir:

i-Kaynayan imparatorluğun son döneminde;İmparatorluğu yıkılışa sürükleyen ve içindeçeşitli kesimlerden olup ülkenin askeri, iktisadi ve içtimai hususiyetlerine yön veren bir takımunvan ve meslek gruplarından insanların bulunduğu bir cemiyet vardır.

ii-Bu cemiyet gizli bir örgütlenme içerisindedir ve Mason ve Dönmelerden oluşmaktadır. Yaklaşık bir çeyrek asırdır ülkede süregelen istibdâd-ı mutlak içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

iii-Bu yapı sürekli biçimde kamuoyunu/efkârı teşviş etmekte ve hürriyet ortamından ve meşrutiyetten beklenecek menfaatlerin ortaya çıkmasına engel olmaktadır.

 

B.

Bu cemiyet, bunu:

a-Cehaleti,

b-Hakka değil inada ve şahsî menfaate sarılan basit düşünceyi,

c-Kin ve nefret damarını,

d-Hürriyet ve meşrutiyetle rahatı ve menfaati bozulmuşların intikam duygularını,

e-Bir büyük adama ve bir veliye ve bir şeyhe ve bir büyük âlime karşı hürriyetlerini muhafaza edemeyen; körü körüne bağlanmışların taklitlerini,

f-Hakikatten uzak, muvazenesiz, sırf Avrupa mukallitliği sebebiyle işi cerbeze ile iş görmek olanların lafazanlıklarını

kullanarak yapmaktadır.

 

C.

Bu cemiyetin maniple ettiğive menfaatleri yönünde kullandıkları insan gurupları:

1-Bir dirhem zararını bin lira milletin menfaatine feda etmeyenler;

2-Menfaatini ızrar-ı nasda görenler;

3-Yorumlama yaparken muvazenesiz, muhakemesiz mana verenler;

4-Meyl-i intikam ve garaz-ı şahsîsini feda etmediği halde, mağrurane, millete rûhunu feda etmek davasında bulunanlar;

5-Beylik veya tavaif-i mülûk (feodalite) mukaddemesi olan muhtariyet (özerk, yarı müstakil devlet) veya istibdad-ı mutlak manasında bir cumhuriyet gibi gayr-ı makul fikirlerde bulunanlar;

6-Zulüm görmüş, kin bağlamış, hürriyet ve meşrûtiyetin birinci ihsanı olan af ve istirahat-i umûmiyeyifikr-i intikamına yediremediğinden herkesin asabına dokundurmakla, ta heyecana gelip terbiye görmekle teşeffî (rahatlamak, öç almadan dolayı ferahlamak) isteyenlerdir.

 

D.

-Görüleceği üzere memleketi yöneten ve yön veren kesimlerinmüptela olduğu;ekserisi Mason ve Dönmelerden oluşan gizli İfsat Komitesinin “kullandığı” içtimai marazlarçok çeşitlidir.

-Çok kabaca da olsa o gün sistem içinde câri olan karakterler, taşıdıkları karakteristikler ile Nursî’nin onlara izafe ettiği tipolojik hastalıklar aşağıdaki gibi gösterilebilir:

 

Karakterler

İzafe edilen özellikler

Tipolojiler

Ağa

Taşrada, kuvvet, zorbalık ve cehaletin hükmettiği yerlerde toprak ve mal sahibi feodal beyler

ile

Tımar sisteminin bozulmasıyla ortaya çıkan komprador zenginler.

 

Cehalet

Efendi

İlmiye denilen ve talim, terbiye ve memuriyet işlerinde bulunan bürokrasi.

 

İnat

Bey

Komitacılığa bulaşmış, içten pazarlıklı, istişareye yanaşmayan, münafıkâne iş gören siyasetçiler.

Garaz

Paşa

Komitacılıkla uğraşan ve devamlı siyaset işlerine bulaşan askerler.

İntikam

Hazret

Cemaat ve tarikatların başında bulunan ve kendileri taklit olunan bir kısım şeyhler ile skolastik düşünceden çıkamayan bir takım medrese hocası.

 

Taklit

Mösyö

Avrupa hayranı olan; Avrupa’yı İstanbul’a, İstanbul’u Anadolu’ya kıyas eden, Avrupa âdetlerini memlekete taşıyan, dış siyaseti belirlediği gibi iç siyaseti de elinde tutan ve son asırdaçoğunlukla dönmelerden oluşan Hariciyeci kesim

ve

Cerbeze ve ürkütmekle halkı meşrutiyetten ve hürriyetten soğutarak ihtilal ortamı havasını devam ettiren, gerikalmışlık söylemini dayatan, dine ve dindarlara hor görüyle bakan, ecnebi âdetlerinin propagandasını yapan Gazeteci milleti Edebiyatçı-Münevver taifesi.

 

Gevezelik

 

(Diplomasiye hükmetmek, Avrupalı gibi yaşamak, matbuatı ve gazeteleri kullanmak, tercüme işlerini yapmak manasında)

 

Yukarıdaki tabloda yapılan tasnif, çok genel bir çerçeve çizer ve çoğu zaman karakterler, izafe edilen özellikler ile onlara ait tipolojiler bir birinin içine giren bir yapı arz etmekteydi.Arada geçişler de olsa, İfsat Komitesinin “kullandığı” yapı böylesi bir karakteristik durum arz etmekteydi.

 

E.Mösyö Geveze

 

Osmanlı’nın son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok etkin bir konuma sahip olan iki kesim vardır:

-Avrupa hayranı; Avrupa’yı İstanbul’a, İstanbul’u Anadolu’ya kıyas eden, Avrupa âdetlerini memlekete taşıyan, dış siyaseti belirlediği gibi iç siyaseti de elinde tutan çoğunlukla dönmelerden oluşan Hariciyeci kesim ve

-Cerbeze ve ürkütmekle halkı meşrutiyetten ve hürriyetten soğutarak ihtilal ortamı havasını devam ettiren, gerikalmışlık söylemini dayatan, dine ve dindarlara hor görüyle bakan, ecnebi adetlerinin propagandasını yapan Gazeteci milleti ve Münevver taifesi.

Endülüs’ün Osmanlı’dan kopuşuyla başlayan Sefarâd göçü ile Osmanlı’nın İstanbul’un Fethi ile Anadolu’yu aşıp bir Balkan devleti haline gelmesipek çok sonuçlar doğurmuştur. Bu sonuçlardan, önemi çok sonraları kavranacak olan, üçü;

a-Seferâd Yahudilerin ve bir kısım burjuva kesiminin Osmanlıya, özellikle ikinci başkent konumundaki Manisa ile İstanbul’a göç etmesi

b-Balkan Devleti haline gelen Osmanlı’da yönetimde Devşirme oğlanların yer almaya başlaması.

c-Toprak ve savaş kaybetmeye başlayan Devletin buna çare aramak maksadıyla Avrupa’ya sefirler göndermeye başlamasıdır.

 

Hariciyeci kesimden, gazeteci milletinden ve münevver-edebiyatçı taifesinden olan bir kısım insanlar

A-Diplomasi

B-Ekonomi

C-Basın ve Eğitim

D-Edebiyat sahasında gösterdikleri faaliyetlerle son döneminde Osmanlı’nın kaderine hükmeden unsurlar olmuşlardır. Askeri gücün hâlâ yerel unsurların elinde bulunduğu bir ortamda güce değiliknaa, psikolojik savaşa, matbuat lisanıyla muhalefete, eğlence ortamlarında yapılan sohbetlerde yönlendirme çabalarıyla, cemiyet faaliyetleriyle; tiyatro gibi sanatlar ile roman ve metin yazarlığı, gazete yazarlığı gibi işlerle; genel anlamda geri kalmışlık düşüncesinin dayatılmasıyla Osmanlı’nın genel fikriyatını dağıtmış; bürokrasiyi, ekonomiyi, ilmî faaliyetleri işlemez hale getirmişlerdir.

 

Ayrıca son dönemde kurulan «Tercüme Odası»nın da Bab-ı Âli’nin muhalefet partisi gibi çalışması ve diplomasiye hükmetmesi başkaca bir husustur. Hatta o zamanlar ‘tercüme odasından geçmek fakir bir bakkalın oğlunu sadrazam yapar’ sözü siyaset literatürüne girmiştir. Nitekim Sadrazam Ali Paşa, baharatçı birinin oğluydu.

Osmanlı geleneğinde, başka milletlerin dilini öğrenmek sıradışı bir durumdu; çünkü oralar «diyâr-ı küfr» idi. Tercüme Odası’ndan geçenlerin çoğunun Dönme ya da Balkan göçmeni olması, bürokraside, dış ilişkilerde, eğitimde ve matbuatta Dönmelerin etkisini hayli artırmıştır.

«Mösyö Geveze»  tabirinin ülkenin en önemli makamlarını ele geçiren; fakat bunu da genelde bir kaba kuvvet kullanmadan, diplomasi, bürokrasi ve basın yolu ile yapan bir kısım Hariciye bürokratı  ile Gazeteci ve Edebiyatçı-Münevver taifesini ifade ettiği söylenebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum