Barla Lahikası Okuma Notları-4-Mukaddeme

Barla Lahikası'nda Yirmiyedinci Mektub'a geçilmeden önceki son yazı Mukaddeme'dir.

Mukaddemede o dönem Yirmiyedinci Mektubu oluşturan parçalar olan Hulusi Bey ve Sabri Efendi'nin mektuplarındaki Risale-i Nur'a ait kısımların neden Risale-i Nur'a dahil edildiği ele alınmıştır.

Gerek bu yaklaşım gerek sebepler bir anlayışı gösteriyor ki Said Nursi ve lahikalar meclisinin üyeleri için bu zamanda Allah rızasını kazanmaya en yaklaştırıcı araç olarak gördükleri iman hizmetinin vesikası olan Risale-i Nur'un lahikalarına sadece iman ve Kur'an hizmeti ile ilgili kısımlar girebilir. Bu tarz kitabın devamında da görülecek, talebeler hayatlarının Risale-i Nur'a yönelik kısmını anlatacaklar, Risale-i Nur'a bu kısımlar dahil edilecektir.

Sebeplere bakacak olursak:

Birincisi: Hulusi Bey ve Sabri Efendi soru ve iştiyaklarıyla önemli risalelerin yazılmasına vesile olmuşlardır.

İkincisi: Bu iki zat bu mektupları yazdıkları sırada yayınlanacağını bilmedikleri için risaleleri okuduklarında duydukları samimi hislerle gördüklerini yazmışlardır.

Üçüncüsü: Üstad Said Nursi hizmet-i Kur'an'da arkadaşlarının taşıdıkları özellikler arasında bu iki zatı birinci bulmuştur.

Bu özellikler; Risale-i Nur'u kendi telif etmiş gibi sahiplenmek, dünyaya geliş amacı olarak iman hakikatlerine hizmet etmeyi görmek, Risale-i Nur'u manevi yaralara ilaç bulmak ve ehl-imanın imanını koruma gayretini yüksek bir şefkat derecesinde taşımak diye not edilebilir.

Dördüncüsü: Bediüzzaman'ın İstanbul yıllarında neşriyat hizmetleri olmuştur. Bu dönemde talebe ve hizmetkârı ve yeğeni Abdurrahman derslere iştiyak, anlayış ve sahiplenme, neşretme gayreti gibi özellikleriyle Bediüzzaman'a yardımcı olmuştur. Abdurrahman'ın vefatından sonra Üstad bu özellikleri birden Hulusi Beyde bulmuştur. Ve Hulusi Bey'in talebe ve muinliğinin İlahi takdir ile bir tavzif olduğu kanaatini uyandırmıştır. Yazılan ilk sözlerde sık kullanılan tarz ve temsillerin o sırada daha Üstadı ile tanışmamış olan Hulusi Bey'in mesleğine uygun gelmesi bu kanaati güçlendirmiştir.

Sabri Efendi'nin ise vücudundaki nişan, Üstadına hissettiği yakınlık, kendisinden az ümit edildiği ve kendisi de geç intibaha geldiği halde iman hizmetinde en ileri gitmesi gibi işaretler İkinci Hulusi vasfını kazandırmıştır.

Beşincisi: Bediüzzaman'ın daha önce işaretlerde de vurgulandığı gibi bütün kemalatı Risale-i Nur'a verme ve kendisine yaptırılan Risale-i Nur hizmetini de Allah'ın bir hediyesi bilme tavrını en başta bu iki zat kavramışlardır.

Bu şekilde not aldığımız sebeplerden dolayı bu iki zatın mektupları Lahikaların yazılmasına vesile olmuştur.

Allah onlardan ebeden razı olsun. Bizleri de onlara komşu eylesin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum