Bekir Berk’in Yırtık Ayakkabısı

Risale-i Nur’un avukatı Gültekin Sarıgül’e göre Bediüzzaman’ın avukatı Bekir Berk dünyaya metelik vermez. Son derece izzetlidir. Bediüzzaman ve saff-ı evvel talebeleri dışında kimsenin önünde eğilip bükülmez. Fakat Nur davaları dışındaki davaları tasfiye ettiği ve nur davalarından da ücret talep etmediği için maddi olarak zorlanmaya başlar. Kıyafetini çok dikkat eden Bekir artık eski pantolonlarla, yırtık ayakkabılarla idare etmeye başlar.

Kış bastırmış, karlar her yeri kaplamıştır. Gültekin Sarıgül’e “Çıkıp ayakkabı alalım.” diye seslenir. Bekir’in yoksulluk sınırındaki hayatını gören Sarıgül hizmet çorbasında tuzu olsun kabilinden, “Yalnız, parayı ben vereceğim.” diyerek teklifi kabul eder. Bekir, “Hayyyt, hadise çıkarmak yok!” deyip tatlı-sert bağırır.

Az sonra ayakkabıcıya giderler. O an Sarıgül gözlerine inanamaz. Bekir’in ayakkabısının altı el ayası kadar açılmıştır. O karlı günlerde ıslak çoraplarla yürümek zorunda kalmıştır. İstese milyonlar kazanabilecek Türkiye’nin en namlı avukatlarından Bekir Berk helale haram katmamak için dünyayı elinin tersiyle itmiş, bütün varlığıyla Nur davasına sarılmıştır. Ağla Gültekin Sarıgül ağla! Ağla yalan dünya, kendi haline ağla!

Yazıhaneye dönünce Gültekin Sarıgül içini kemirip duran o soruyu Bekir’in yardımcısı konumundaki Mehmet Emin Birinci’ye sorar.

“Peki, Risale-i Nur ve talebeleri dışındaki davaları tasfiye ettik de bu maddî işler nasıl olacak?”

Mehmet Emin Birinci’nin cevabı sahabe çağındaki kardeşliği hatırlatır.

“İki buçuk lira varsa taksim ediyoruz, onunla geçiniyoruz.”

Yapılan istişare sonucu Sarıgül’e Antalya’da yazıhane açtırılır. Üç ay sonra Burdur’da bir mahkeme olur. Bekir onu çağırır. Birlikte savunma yaparlar. Bu onun ilk davası olur. Ondan sonra da Bekir’in yolunu takip ederek dünyevi hiçbir dava almaz, nur davalarını takip eder.

Ne mutlu çağımızda sahabe ruhu taşıyan Bekir Berklere, Gültekin Sarıgüllere, Mehmet Emin Birincilere…

Ne mutlu hakkın hatırını âli tutan, dünyaya beş kuruş ehemmiyet vermeyen bahtiyarlar zümresine…

Ruhlarına el-Fatiha…