Ahmet AKCAN
Nasıl bir hizmet?
Hizmet-i diniye ne kerhen, ne sehven, ne de resmen yapılacak ayakaltı bir vazife olmadığı gibi, “hobi” seviyesinde yapılan basit bir iş, “lobi” görüşmeleri ile yapılan fasit bir faaliyet de olamaz. Hizmet; kuşun uçması, balığın yüzmesi, arının bal yapması gibi fıtrata sirayet eden, hasbi ve samimi bir tarzda hakîmane yapılan fiiller silsilesidir.
Herşeyden önce hizmet; marifet-i rabbaniyi talim, muhabbet-i rabbaniyi temin, ubudiyet-i ilahiyi tekmil, rıza-i rahmaniyi tahsile kuvvet vermeli, düşman-ı şedit olan cehalet, zaruret ve ihtilafı; marifet, san’at ve ittifak silahıyla mağlup etmeyi hedeflemelidir. Böyle bir hizmet kararan ufukları zılliyetten asliyete, daralan akılları cüz’iyetten külliyete vasıl edecektir.
Meslek itibarıyla neşr-i envar-ı Kur’aniyede ittifak ve ittihad, bu vazifenin ifa ve icrası cihetiyle farklı usulleri tatbik edenlerle itilaf edip ihtilaf etmemek şiarımız olmalıdır.
Hasbi ve halis bir hizmet alevleri göklere yükselen yangını görmeye, yanan bir neslin kokusunu duymaya bağlıdır.
O halde nasıl bir hizmet?
Önü himmet ve sahabet, sonu hidayet ve saadet, sureti uhuvvet ve muavenet, sireti muhabbet ve hulusiyet olan bir hizmet!
Umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylür’rahatı terk, faaliyetteki lezzeti derk ve zevk ettiren bir hizmet!
Bir taraftan insanı mukadder olan arş-ı kemalata çıkaracak maslahatı celp, diğer taraftan bu hayırlı yarışta önüne çıkan mazarratı def edenlere ait bir hizmet!
İmkân ve in’ama değil iman ve ihlâsa yaslanan, insanları şartlandıran değil şuurlandıran, gözlere batan değil özlere yatan, aranıp bulunan çalışıp kazanılan bir hizmet!
Maziyi sorgulayan, hali algılayan, atiyi planlayan zaman ve mekân unsurlarını dikkate alarak kendi düsturlarını kendi içinde yeniden eleyen ve yenileyen bir hizmet!
Feraset kabiliyeti yüksek, müstakil fikirleri istihsale müstaid, cemaat ile çalışmaya muntazır, riskten kaçan değil onu ölçüp hesaplayanların yetişmesine zemin hazırlayan bir hizmet!
Hürriyet-i fikre serbesti-i kelâma erişmiş, hak ve adalet şuuru gelişmiş, davanın kudsiyetini anlamış, ulviyetinin tadına varmış; kafaları hür, kalpleri hür, lisanları hür olanlara ait bir hizmet!
Şahsiyetin mücadele ve mücahede gücünü tekmil, cemaatin istinad ve istimdat ihtiyaçlarını tatmin eden, Esma’nın marifetinden Müsemma’nın muhabbetinden beslenenlere ait bir hizmet!
İlmi dindarlığı hissi dindarlığa, ilmi faaliyetleri hissi hareketlere tercih eden, atıl akılları aktif, akil akılları baliğ kılan, Allah adına koşanlara muhabbet, Kur’an namına konuşanlara hürmet duyan bir hizmet!
Müminleri silik ve şahsiyetsiz değil farklı, bu farklılığı musikinin nağmeleri gibi kabul eden ve bunu musika-yı ilahi için ayrı bir zenginlik gören; o musikiye ayrı bir nağme daha katmanın lezzetini tadanlara ait bir hizmet!
Düşenleri tutan, düşkünleri kaldıran, yitik evlatları yuvaya, yıkık gönülleri duaya döndüren, düşünen müminleri en büyük imkân gören, ebedi başa kavuşabilme adına davaya baş koyanlara ait bir hizmet!
Marifetiniz kimeyse muhabbetiniz ona, muhabbetiniz kimeyse hürmetiniz ona, hürmetiniz kime ise itaatiniz ona, itaatiniz kime ise hizmetiniz onadır! En güzel ululuk kulluğu hatırda tutma, en büyük mutluluk kullara kulluğunu hatırlatmadır!
Hâkimiyet-i İslam’ın nurlu ve huzurlu bayramlarını deruhte eden böyle bir hizmette nefer olma dileğiyle... Tevfik Allah’tan.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.