“Ne olacak bu milletin hali?”hastalığının tedavisi Risale-i Nur
Bâbıâli Sohbetleri’nde konuşan yayıncı yazar Haluk İmamoğlu, günümüzdeki problemlerin ve sıkıntıların çözümünde, kardeşlik kavramının yanısıra ihlas kavramının da büyük önem arz ettiğini söyledi.
Risale Haber – Haber Merkezi
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nde Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntılı dönemin nasıl aşılabileceği konusu görüşüldü. Yayıncı ve Medeniyetimiz.com Sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Fatma Ersem Yargıcı’nın takdimini yaptığı sohbet toplantısında, insanlarımız arasındaki huzur, sevgi, barış ve kardeşlik ruhunu, yazar ve radyocu Haluk İmamoğlu kendine has, samimi ve candan üslubu ile anlattı.
Timaş Kitapkahve’de düzenlenen “Bâbıâli Sohbetleri”nin konuğu olan Haluk İmamoğlu, “Bireysel olarak bize düşen ne?” sorusuna cevap aradı. İmamoğlu, geçmişin enerjisini geleceğe nasıl taşıyacağımızı düşünmenin herkesin vazifesi olduğunu, geçmişin dünyasını iyi bilebilirsek geleceğin enerjik ve dinamik Türkiye’sini de oluşturabileceğimizi belirtti.
Yozgat Akdağmadeni’nde geçen çocukluğunda anlamadığı halde dedesinin Sebilürreşad dergilerini okutturduğunu, lise yıllarında ise Rasim Özdenören, Bugün gazetesi, haftalık İstiklâl gazetesi, Kimya Öğretmeni Turgut Teberdağ’dan etkilendiğini, Fethi Gemuhluoğluyla tanıştığını, İskenderpaşa Cemaat Hocası Mehmet Zahit Kotku Hazretleri’ni tanıma şerefine de nail olduğunu anlatan İmamoğlu, 1968’lerde “Doğacak yıldızların her biri güneş çıkana kadar güneş olmaya adaydır. ” cümlesinden nasıl etkilendiğini anlattı. İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu sözü 19 yaşımda Vehbi Sınmaz ağabeyimizden duymuştum. 50 yıldır bu söz bana rehber olmuştur. Artık televizyon, radyo açamaz olduk. Aldığımız kötü haberler bizleri fazlasıyla üzüyor. Biz işte bugün bu kötü durumdan nasıl kurtulabiliriz, bunun cevabını arayacağız. ”
1967’de Risale-i Nurlarla tanışan İmamoğlu, gençlik yıllarında, “Ne olacak bu devletin hâli?” sorusunu çokça kendine sorduğunu ama aslında devleti, milleti, ümmeti değil de kendimizi düşündüğümüzü yıllar sonra fark ettiğini ve bu hastalıkların tedavisinin de Risalelerde olduğunu ifade etti. İhlas Risalesi’nin kısa izahını yapan İmamoğlu, bütün işlerimizi ihlaslı ve rızâ-ı ilâhiye uygun bir şekilde yapmamız gerektiğini söyledi. İmamoğlu, çevremizdeki kişileri eleştirmememiz, ayrıca onların gıpta damarlarını da tahrik etmememiz gerektiğini söyledi. Haluk İmamoğlu, “Eğer biz ihlasla hareket edersek evliya-yı kiramın, mânâ âleminin manevi büyüklerinin himmeti de üzerimizden eksik olmayacaktır. ” dedikten sonra konuşmasına şöyle devam etti:
“Kardeşimizin nefsini kendi nefsimize dört şeyde tercih etmemiz gerekiyor. Bunlar makam, şeref, maddi menfaat ve teveccühtür.
İnsan başkasını değil de önce kendisini eleştirmeli ve mümin kardeşinin güzel vasıflarını ön plana çıkarmalı, onları takdir etmelidir. Müminin mümini tenkit etmemesi lâzımdır. Herkesin farklı meziyeti vardır. Birbirimizin hünerlerine sahip çıkmalı takdir etmeliyiz. Zira müminler bir binanın taşları gibidir. Harcın kuvvetli olması için ihlas önemlidir. ”
“Kendi bedenimize çok iyi bakıyoruz peki kardeşlerimizden oluşan şahs-ı maneviye ne kadar bakıyoruz?” sorusunun da sorulup buna cevap arandığı toplantıda “Kardeşlerimizin meziyetlerini bulup onları sadece yüzüne karşı değil de arkalarından da takdir edebiliyorsak o zaman demek ki güzel bir iş yapıyoruz. ” denildi.
İmamoğlu “İşte toplumuzun derdi bu, evvela bunu yapmalıyız. ” dedi ve Veda Hutbesi’ni hatırlatarak dinimizde de kimsenin kimseden üstün olmadığını, Allah indinde üstünlüğün ancak takva ile olduğunu, olaylara bu gözle bakarsak daha kazançlı olacağımızı belirtti. Toplantının ilerleyen bölümünde Fatma Ersem Yargıcı, Vehbi Sınmaz Bey’i de masaya davet etti. Sınmaz, söze ilk yazarın kim olduğunu sorarak başladı. Yazdığı ilk eseri, söylediği ilk sözü hoş bir üslupla anlattı. İlk yazarın Allah olduğunu ve onun eseri insanın doğru bir şekilde okunması üzerinde duran Sınmaz’ın çok etkileyici bir konuşmasının ardından salonda bulunan Bestami Yazgan ve Yusuf Dursun, dostluğu ve takdir etmenin inceliklerini canlı olarak gösterdiler. Kalabalık bir izleyici topluluğunun dikkatle takip ettiği program sorular ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.