Tarih, dine ve moral değerlerine diklenen akımları günümüze kadar getirdi.
Gözüyle görmediği, eliyle tutamadığı hiçbir şeye inanmadıklarını söyleyen kimselerin başını çektiği akımlardı, bunlar.
Akılcılık diyorlardı.
Her şey konuşulmalı, tartışılmalı, eleştirilmeli dahası reddedilebilmeliydi.
Kutsal yoktu-olmayacaktı, onların dünyalarında.
Onlara göre, maneviyat, değerler ve gelenekler, dogmalarla doluydu.
Birey özgür değildi.
Çözüm:
Bilimin aydınlığında, aklın öncülüğünde ve doğal olarak (!)…

***

Kazın ayağının hiç de öyle olmadığını aklını şuurunu kaybetmemiş olanlar anlayacaktı.
Dogmanın alası bu fikri savunanlar arasında vardı. İdeolojilerini kutsallaştırıyor, akla pencerelerini kapatacak kadar körü körüne kulluk ediyorlardı.
İbadete karşıydılar ama, “anma” , “kutlama” , “çiçekli mumlu ve gözü yaşlı yaşatma” adları altında bir dizi etkinlikleri vardı.
Operaya, baleye ya da tiyatroya belli aralıklara gitmeyenlere zavallı-günahkar muamelesi yapıyorlardı.
Batıl inançlar ve hurafeler mi dediniz?...
Yoga, fal, burç, taro bunların elinden-dilinden düşmezdi.
Eski Yunan alihelerinden “Bereket Tanrıçası”ndan, “Güzellik Tanrıçası”ndan başlayarak bir konuşmaları vardı.
Keyfi, diktatöryal rejimlerinin adına da cumhuriyet diyorlardı.
Halkı sindirmekle meşgulken halkçılık nutukları atıyorlardı.

***

İzmler devri bitiyor....
Marksisizm, sosyalizm, kapitalizm, materyalizm, emperyalizm tarih oluyor.
Bu izmlerin türevleri de sırasını bekliyor.
Baasizm ve İslam dünyasında can çekişen diğer izmler.
Baasizm, Arap milliyetçiliği, laiklik ve sosyalizmin bir karışımıydı.
Bizdeki ideoloji de, Fransız ihtilali ile Rus devriminin etkilerinin sonucuydu.
Hepsi anlamını yitirdi.
Kimse dünyanın gözünün içine baka baka bu dogmaları satamıyor artık.

***
Dünya hızla dönüyor.
İnsanlık bir kez daha fıtri yörüngeye geliyor.
Din, ahlak, gelenek ve aile yine yükselen değerler oluyor.
Keyfiliklerin buyurganlıkların tahtı sallandıkça sallanıyor.

Bu arada…
Türkiye Anayasa değişikliğini tartışmaya devam ediyor.
Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddeler…
Değiştirilmesi teklif edilebilsin mi?
Yoksa…
Teklif edilmesi dahi imkansız olsun mu?

Edilmemeye devam edilecekse şu soruya da cevap vermek lazım:
Ne vakte kadar teklif edilmeyecek?..
Edilemeyecek?..
Edilebilmeyecek?..