Nur talebelerinin FETÖcülerle ilişkilendirilmesi çarpık mantığın sonucu
Yazar İbrahim Bektaş, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Risale-i Nur ve talebelerinin FETÖ'cülerle ilişkilendirilmesinin çarpık bir mantığın sonucu olduğu konusunda uyardı
Risale Haber – Haber Merkezi
Yazar İbrahim Bektaş, Yeni Akit’teki yazısında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ ile ilgili kişilerin iş yerinden çıkan bazı Risale-i Nur eserlerinin Nur talebelerini töhmet altında bıraktığına dikkat çekerek oluşan ve oluşturulmaya çalışılan çarpık mantık için uyardı.
“İşin iç yüzünü bilmeyenlerimiz, Risale-i Nur’la alakalı herkesi, darbecilerle özdeşleştirmeye kalkıyor” diyen Bektaş, FETÖ’nün yıllardır hain planları için istismar ettiği Risale-i Nur eserlerinin ve hakiki Nur talebelerinin FETÖ ile ilişkilendirilemeyeceğini açıkladığı yazısında Cumhurbaşkanı ve devlet ricalinin de bu konuda hassas davrandığının altını çizerek gelinen noktada “birer basiretli mümin ve adil devlet olarak, sapı samandan, haksızı haklıdan ayırma zamanıdır” dedi.
Darbe girişimin yaşandığı gün ve sonrasında Şehit Ömer Halisdemir gibi meydanlarda kahramanca darbeye karşı mücadele veren bir çok Nur Talebesi olduğunu da ifade eden Bektaş, Yenikapı mitinginde Bediüzzaman hazretlerinin talebelerinden Hüsnü Bayramoğlu ağabeyin de protokolde yer aldığını hatırlattı.
İbrahim Bektaş’ın, Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin hayatından ve Risale-i Nur’dan alıntılarla desteklediği yazısı şöyle:
15 Temmuz ve Risale-i Nur Talebeleri
Bazı darbecilerin ve taraftarlarının iş yerlerinde Risale-i Nur Külliyatı’ndan eserlerin bulunması, toplumda yanlış bir algı oluşması sonucu, bütün Risale-i Nur talebelerine mal ediliyor.
İşin iç yüzünü bilmeyenlerimiz, Risale-i Nur’la alakalı herkesi, darbecilerle özdeşleştirmeye kalkıyor.
Öyle ki birçok yerde, yanlış ihbarlar sonucu, ilk andan itibaren darbecilerle mücadele eden ve başta demokrasi şehitlerinin başkahramanlarından Ömer Halisdemir olmak üzere Kızılay’da, Beştepe’de şehitler veren Risale-i Nur’un hakiki talebeleri, töhmet altında bırakılıyor.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da denklemi, her zamanki önyargımızla “iki kere iki dört eder” düz mantığı içerisinde kolayca kurmuşuz;
“Bu da Nurcudur, bu da onlardandır”.
Aynı mantığı, bir kiralık veya satılmışın yaptığı saldırıyı bütün Müslümanlara mal etmek için Batının saplandığı çarpık “İslamofobi” mantığında da görürüz.
“Bu terörist Müslümansa (Müslüman terörist olmaz ayrı bir konu), bütün Müslümanlar teröristtir”.
Biz Müslümanlarda, Batılılar gibi ön yargılarımız, son yargımız olamaz.
Bu konu ile ilgili Zumer Suresi 7. Ayeti Celilesinde Allah Teâla “ve lâ teziru vâziratun vizra uhrâ (hiçbir kimse, bir başkasının yükünü yüklenemez) buyurmak sureti ile bizler için en güzel ölçüyü koymamış mı?
Neyse ki başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, devletimizin üst kademesi bu konuda gereken hassasiyeti azami derecede gösteriyor.
Dünya tarihinde alanındaki en büyüğü olan Yenikapı mitinginin protokol konukları arasında Nur Talebesi Ağabeyler de vardı.
Özellikle Hüsnü BAYRAMOĞLU Ağabeye Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve diğer devlet ricali yakın alaka gösterdi.
Aynı alaka ve ihtimamı, diğer yöneticilerimizden, emniyetimizden, adliyemizden ve 15 Temmuz’dan beri omuz omuza meydanlarda birlikte nöbet tuttuğumuz milletimizden de bekliyoruz.
Eminiz ki “Risale-i Nur’un hakiki talebelerinin darbe veya bu tür ihanetlerle” bir bağlantısı yoktur.
Çünkü, Risale-i Nur’un müellifi Üstad Bediüzzaman, 1925 yılında 15 Temmuz’a benzer şekilde planlanan Şeyh Said isyanına destek olması istendiğinde, bütün Nur talebelerini ve Müslümanları bağlayacak şu tespiti yapar:
“Türk milleti asırlardan beri İslâmiyet’in bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve çok şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. Biz Müslümanız. Onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşe çarpıştıramayız. Bu şeran caiz değildir. Kılıç harici düşmana karşı çekilir. Dâhilde kılıç kullanılmaz. Bu zamanda yegâne kurtuluş çaremiz, Kur’an ve iman hakikatleriyle tenvir ve irşad etmektir. En büyük düşmanımız olan cehli izale etmektir. Teşebbüsünüzden vazgeçiniz zira akim kalır. Bir kaç cani yüzünden binlerce masum kadın ve erkekler telef olabilir”.
Üstad, dinimizde Müslümanların birlik ve beraberliklerini zedeleyecek ve harici düşmanlara karşı kuvvetlerini kıracak hiçbir dâhili isyana yer olamayacağını defalarca vurgulamıştır. Bu tür hareketlerin varlığımıza kastederek bu milleti zayıflatacağını, parçalayacağını, bu gibi menfi hareketlere girişenlerin arkalarında ecnebi parmağı olmasından korktuğunudadile getirmiştir.
Başka bir mevzuda da, “Bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk’ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez”, diyerek haksız şekilde öldürmelerin hükmünü vermiştir.
Zaten Yüce Kitabımız Kur’an’da Allah (cc) konu ile ilgili olarak, “Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır (Nisa 93)” buyurur.
Kâinatın Efendisi (sav) de konu hakkında buyurdukları hadislerinden birinde, “Her günahı Allah’ın mağfiret buyurması muhtemeldir. Ancak bilerek (kasten) bir mü’mini öldüren veya kâfir olarak ölen kimse hâriç...” demek sureti ile haksız yere can almanın önemini vurgulamıştır.
15 Temmuz’da şehit edilen kardeşlerimizin katilleri ve azmettiricilerini nasıl bir akıbetin beklediğini, anlatmak için başka söze gerek var mı?
Bütün açıklığı ile bu hakikatler ortada iken, bir mümin (Nur talebesi olsun veya olmasın) haksız yere bu kadar cana nasıl kıyar?
Bunların hesabını nasıl verir?
Geldiğimiz nokta, birer basiretli mümin ve adil devlet olarak, sapı samandan, haksızı haklıdan ayırma zamanıdır.
Bunu başarabilirsek, yolumuz daha aydınlık, ufkumuz daha açık olacaktır inşallah...
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.