Denizli hapsinde cansız bedenin sahibi Bediüzzaman Said-i Nursi’nin talabesi Hafız Ali’nin olduğu şeklinde sesler yankılanıyordu. Sistemin ötekileştirerek memleket memleket sürgüne gönderdiği ve talebeleriyle hapishanelere dolduran Bediüzzaman’ın iman ve Kur’an yolunda şehit olan ilk talebesi idi.  Kayıtlara göre yirmi bir defa zehirletilen Nursi “kim ne derse desin ben derim ki bu dostlarımın içinde çok münafıklar vardır. Münafık kafirden eşeddir. Onun için, Kafir Rus’un bana çektirmediğini çekiyorlar” diyerek Nur talebelerini uyarıyordu. Ama bütün bu uyarılara rağmen Hafız Ali zehirlenmekten kurtulamamıştı. Nur talebeliğinin tarihinde Hafız Ali ilk olmakla birlikte İzzeddin Yıldırım’ın da son olmayacak herhalde. Çünkü hayat yeryüzünde varolduğu sürece hak-batıl mücadelesi devam edecektir.

Nur talebelerin dostları içinde münafıklar hep var olacak ve o görevlerini yerine getirmeye devam edeceklerdir. Hayat ve ölümün sahibi olan yüce Allah’tan niyazımız tüm insanları ve Müslümanları münafıkların şerrinden muhafaza etmesi. Çok korktuğumuz ölümün eninde sonunda bizleri yakalayacağını, büyük bir gün için yeniden yaratılarak en küçük hayır ve şerden dolayı muhakeme edileceğini bizleri yoktan var Allah (c.c) mukaddes kitabında açık bir şekilde bizleri uyarmakta ve teyakkuz içinde olmamızı tavsiye etmektedir.

Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi’nin çileli ancak bir o kadar da onurlu hayatını tetkik ettiğimizde Nursi’nin asıl amacının Tevhid, Nübüvvet, Haşir, Adalet ve İbadetin mahiyetine vakıf, inanmış ve hayatına tatbik eden bir nesil yetiştirmek olduğu düşüncesindeyim. Böyle bir nesil, şefkati imaniyesinden dolayı kimseye zulmetmediği gibi şeameti imaniyesinden dolayı da haksızlığa da boyun eğmez. Meşru yollarda hakkını aramaktan geri kalmaz.

Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönemde Nur talebelerinin yapması gereken her gün tevhid-i kıble yaparak Kur’an ile daha fazla teşrik-i mesai yapmak ve Risale-i Nurları anlayarak, kabul ederek okumak, siyasi ve sosyal meselelerde bu hakikatler çerçevesinde yaklaşmak olduğu düşüncesindeyim. Kur’an’la, Peygamberlerle ve Bediüzzaman’la daha fazla zaman geçiren insanların daha az hata yapacakları kanaatindeyim. Böyle bir programa sahip Nur talebelerinin zalimlere meyil göstermesi ve zalimler için yaşasın cehennem sözüne masaddak olması zor olduğu gibi hakkaniyet ve adaletiyle dost ve düşmanlarına güven verecekleri inancındayım. Allah bizleri Kur’an’la, Peygamberlerle, Bediüzzaman’la daha fazla zaman ayıran, muhabbet fedailerinden eylesin.