Misafir Kalem
Nuruzzaman
Muhbirin (asm) ebedi haberini zamane kulaklarımıza taşıyan Aziz Üstad’a.
Her daim nur saçıyorsun bütün âleme
Bu aciz talebelerine himmetinle muamele eyle
İmanlar eserlerin ile buldu tesir
Müjde küfür artık müteessir
Kovdun nurunla küfrün safsatalarını
Kırdın tağutların belini ve efkârını
Sana müteveccih aklı hüşyâr olanlar
Seni rehber alırlar varisin olanlar
Çünkü sen Varis’ül Zamansın Kutlu Nebinin
Sana hayran sana susamış ummanına dalan
Muştuladın cenneti her iki âlemde
Şeytanı dahi susturdun hal-i cehennemde
En büyük ebedi saltanatı kazanmak davası
Değil bu oyun bahçesinde oyalanma sırası
Ey ehl-i iman bes, uyan asırlardır uyuduğumuz
Çünkü İslam güneşi Risale-i Nur artık umudumuz
Ayna ol kalbimize ayna olduğun Kuran’dan
İffet kokusu taşı bize gül peygamberimizden
Gecelerimiz çok karardı ve sabahı müjdeledin bize
Her gecenin bir neharı var muştu bize
Sendin varlığı nur, âlemi nur, sözleri nur
Taşıdığın ehl-i imanın imanına nur
Kâinat Sultanının emrinde kimseden korkusuz
Yalancı sultanlara karşı her daim pervasız
Seni ararken susamış kalplerimizle
Yağmur oldun çatlamış duygularımıza nurlarınla
Muhabbetle ve şükür lezzet içinde lezzet
Kâinatın Sahip’ine yönelirken bir izzet
Nur saçtın candan gençlerle ufkumuza
Hayırda sahabelere yoldaş ve sünnet yarışında
Bütün memlekete ve dünyaya ilahi nuru gösterdin
Kâinat nurunun ahir zamandaki kardeşlerdendin
Özleşmişti yüce Nebi O’nu görmeden O’na inanları
O’nu görseydik de mallarımız ve çocuklarımız olmasaydı diyenleri
Gösteriliyordu ümmetin istikbali ve muzafferiyeti
Sensin cihan-şümul, Kuran’ın nuru ile basireti
Sen Nuruzzamansın, Hakikat-i Muhammediye’nin ahirzaman vekili
En çok nuru özlenen helaket ve felaket asrının sahibi
Rahmet vadilerinden ve bulutlarından akan yağmurun mümessili
Hem dünya hem ahiret hayatı veren ab-ı hayatın çağdaş kâşifi
Ayete’l Kübra ile müjdelemişti seni Kuran ve İmam Ali
Sensin velayet halkasının ahir zaman vekili
Sen gösterdin kâinatın kitap olduğunu
Kuran-ı Kerimin onun tercümesi olduğunu
Sendendir her türlü fazlım ve kemalatım
Sensin ilahi nurun lütfü ve ihsanatım
Seni her daim alkışlıyorken âlem-i melekût
Bugün anlıyor cihanşümul davanı bütün insaniyet
Gariptin müjdelediği gibi ahir zaman Nebisinin
Mirasçısısın ehl-i zamanda Asr-Saadet Sahibinin
Ah eder vicdanlar bugün nursuz mefkûrelere
İbretle bakılır bataklıktaki sensiz akıbetlere
Seni müjdelemişti Rabbani ve Geylani
Zaten işaret etmişti mucizevî Kuran-ı Nebi
Beklerdi nurunu nice masumlar ve muhakkikler
Nuru gönder İlahi diye niyaz ederdi Akifler
Kuran güneşinin ışığı küfür karanlığını boğdu
Fıtratına dönen her masnuat sana meftundu
Uzun kış gecemizin sabahı oldun ey Nur
Baharıydın yeşeren kalplerin ve zihinlerin ey Risale-i Nur
Güzellik şahikası mütebessimdi simanda
Celaliyet ve cemaliyet azamdı Bediüzzaman’da
Gençliğin mefkûresi oldun ahir zamanda
Anadolu’nun necatı oldun bidat’ül zamanda
Pervanen oldu çobanlar, şeyhler, mebuslar
Nur dedelerinin dua istediği en masum çocuklar
Ahir zaman velisi ne mutlu seni görene
Ne mutlu ne mutlu izini/sünnetini sürene
Kesreti geçti kalplerde artık nurun
İznillah keyfiyet de nasip olursa sürur ile coşar ruhun
Cihanşümul, zamanşümul Yağmurun
Ey Seyda ahirzaman bulutusun
(AD)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.