Problemli aile yapısı, gençleri uyuşturucu batağına itiyor

Problemli aile yapısı, gençleri uyuşturucu batağına itiyor

Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, Türkiye'nin kanayan yarası olmaya devam ediyor. Bağımlılık yapan maddelerin kullanımı her geçen gün artarken alkol ve uyuşturucu sebebiyle birbiri ardına hayatını kaybedenlerden geriye acı hikayeler kalıyor

Mustafa yüksel'in haberi

Son günlerde bu acılara yenileri eklendi. Kocaeli Üniversitesi öğrencisi Begüm Veral (23) İstanbul'da, Reyhan Basravi (19) ise Burdur'da hayatını kaybetti. Geçmişte de buna benzer çok sayıda olay yaşandı.

Türkiye'de, küçük yaşta sigara ve alkol kullanan binlerce kişi bulunuyor. Bu zararlı alışkanlık, arkadaş çevresine göre uyuşturucuya kadar gidiyor. İbrahim E., uyuşturucu batağına düşenlerden sadece biri. İlk defa 13 yaşında uyuşturucuyla tanışan İbrahim E., 19 yıl kullandıktan sonra tedaviye başlamış. Son bir yıldır bu illetten kurtulmak için tedavi gören E., gençlerin bataklığa saplanmasında ailelerinin ve arkadaş çevresinin etkisine dikkat çekiyor. Anne ve babalara çocuklarıyla iyi bir aile, hattâ arkadaş olmalarını tavsiye ediyor: "Uyuşturucuya başlayan kişinin, bir iki kullanımdan sonra ailesiyle bunu konuşacak cesareti olmalı. Destek bulamayacağı düşüncesi varsa, bir daha geri dönüşü olmuyor."

Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çocuk Psikiyatristi Dr. İsmail Yavaş, çocukları bağımlılığa iten etkenleri, yalnızlık ve anne baba ayrılıklarının yaşandığı problemli aileler olarak sıralıyor. Dr. Yavaş, uyuşturucu kullanmanın sıradan hale geldiğini belirtiyor: "Örnekler inanılmaz şekilde artıyor. Genelde sıkıntılı ailelerdeki veya annesiyle babası ayrılan çocuklarda bu tür problemler görüyoruz. Çare, aile yapısını düzeltmekten geçiyor."

Çoğu anne-babanın çocuk yetiştirme konusunda yetersiz olduğuna işaret eden Yavaş, örflerin ve insani değerlerin yetirince anlatılamadığını belirtiyor.

Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEBAM) Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Zeki Yüncü de bağımlılığın toplumun her kesiminin derdi olduğunu vurguluyor. Parçalanmış veya problemli ailelerde yetişen gençlerin bu tehlikeye daha yatkın olduğunu kaydeden Yüncü, "Sigara içmeyenin esrar içmesi çok zordur ya da alkol kullanmayan birinin Ecstasy kullanması. Bu sebeple sigara ve alkol, ilerisi için başlangıç maddeleridir." uyarısında bulunuyor.

Yrd. Doç. Dr. Yüncü, ailelerin çok otoriter davranması ya da sınırsız özgürlük tanımasının da çocukları olumsuz etkileyeceğini söylüyor.

Psikolojik Araştırmalar Derneği Başkanı Uzman Psikolog Melek Güngördü ise ailelerin çocukların önüne sadece maddi değil, manevi hedefler de koyması gerektiğini hatırlatıyor: "Çocuklara Allah sevgisi aşılanmalı. Maddi hedefler, tek başına insanları mutlu etmez. Para, mal, mülk içinde yüzen birçok insanın mutlu olmaması, manevi eksiklikten kaynaklanıyor." Güngördü, sadece maddi hedefleri olanların, emellerine ulaştıktan sonra boşluğa düşüp intihara sürüklendiklerini kaydediyor.
Cihan