Prof. Nevzat Tarhan: Stressizlik beyni köreltiyor!
“Beynin bir özelliği var, kullan ya da kaybet kuralı olarak çalışıyor. Bazı kuyular vardır su çektikçe açılır, insan beyni de kullandıkça açılıyor."
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Maltepe Fen Lisesinde düzenlenen Fen Bilimleri Çalıştayı kapsamında üniversite adayı öğrencilerle bir araya geldi.
Düzenlenen ‘Nöroteknoloji Komitesi’nde değerlendirmelerde bulunan Tarhan, insanı en çok harekete geçiren şeyin hayallerindeki amaçlar olduğunu söyledi.
BEYNİN YÜZDE 10-20'Sİ KULLANILIYOR ŞEHİR EFSANESİ
‘Hafızanın Altı Sadık Bekçisi’ ile hafıza becerilerinin tam olarak kullanılabileceğinden bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “İnsan beynini her yerde kullanıyor. Bu konuda hiçbir sınır yok. Beynin yüzde 10'u yüzde 20'si kullanılıyor gibi söyleniyor, onlar şehir efsanesi. 5N1K iletişimcilerin kullandığı bir metottur. ‘Kim, ne, nereden, ne zaman, nasıl, niçin?’ Onu bulan Kanadalı bir psikolog, ‘Hafızanın Altı Sadık Bekçisi’ diyor. Beyninde kim, ne, nerede, nasıl, niçin networkü var. Kişi o altı networkü kullandığı zaman beynin her tarafını kullanmış oluyor. Altısını birden kullanırsan kimi hatırlamazsan, neyi, neredeyi, nasılı, niçin hatırlarsın. Hafızan kuvvetlenir. Aslında hafızanın kuvvetli olmasının sebebi hafıza becerilerini tam kullanabilmektir. O zaman bütün beyni de kullandırıyor. Yani beynin ön bölgesi insanı insan yapan bölge…” şeklinde konuştu.
“BEYNİ EN GÜZEL ÇALIŞTIRAN ŞEY STRES ALTINDA SOĞUKKANLI KALABİLMEK”
Kontrol edilebilen stresin faydalı olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, stressizliğin beyni körelttiğine dikkat çekti. Tarhan; “Beynin bir özelliği var, kullan ya da kaybet kuralı olarak çalışıyor. Bazı kuyular vardır su çektikçe açılır, insan beyni de kullandıkça açılıyor. Bazı insanlar kullanmadıkları için köreliyor. Yani insan beyni kullan ya da kaybet kuralıyla çalıştığı için beyni en güzel çalıştıran şey stres altında soğukkanlı kalabilmektir. Stresten hiç korkmayın. Kontrol edilebilen stres faydalıdır, beyni geliştirir. Stressizlik beyni köreltir. Onun için zora talip olmak, strese talip olmak gerekir. Şu anda küresel bir salgın, konforculuk salgını var. Konforculuk salgını beyni tembelleştirir. Onun için stres altında soğukkanlı kalmak her şeyi çok güzel öğretir. Beyni, her tarafı en iyi çalıştıran odur.” dedi.
DERS ÇALIŞMAYA İHTİYAÇ HİSSETTİNİZ AMA İÇİNİZE BİR ÇELDİRİCİ GELDİYSE
Çeldiricilere karşı hayır diyebilmenin öneminden bahseden Tarhan; “Beyni harekete geçiren, insanı hareket ettiren en önemli motivasyon ihtiyaçtır. Mesela ders çalışmaya ihtiyaç hissettiniz ama içinize bir çeldirici gelir, bir his gelir sizi çalışmamaya sürükler. O zaman diyeceksiniz ki, ‘Benim bu derse niye çalışmam lazım? İhtiyacım nedir?’ o ihtiyacı hissettiğin zaman beyin öyle durumlarda çeldiricilere, baştan çıkarıcılara, yoldan çıkaracağı hayır diyebilir. Hatta sigara bağımlılığında bağımlı kart hazırlatıyoruz. Sigarayı bırakmak istiyor musun? İstiyorum... Niçin istiyorsun? Mesela ağzın kokuyor, ciğerlerine zarar veriyor. Üç, beş maddelik o kişiye özel kart hazırlıyoruz. Canı sigara istediği zaman o karta bakıyor. ‘Hayır bunu içmemem, bana şu zararları var, içmeyeceğim.’ diyor. Kendi kendine iş durdurucu oluyor. Hayır becerisi ortaya çıkıyor. Bunun gibi sizde de ders çalışmaya karşı, çeldiricilere karşı hayır diyebilmek çok önemli. İnsanın kendini yönetmesi için yanıltıcılara hayır diyebilmesi önemli. Onun için amacını hatırlayacak. Amaç ihtiyacı oluşturur. İhtiyaç isteği uyandırır. İsteyen de kendini hareket geçirir. Bu döngü dörtlü bir zincir. Amaç, amacım nedir diyeceksin. Amaç varsa ondan sonra ihtiyaç uyanıyor. İhtiyaç olunca istek uyanıyor. İstek uyanınca kendini harekete geçirme oluyor. Motivasyon oluşuyor. Onun için en büyük ihtiyacımız amaç.” şeklinde konuştu.
“YÜKSEK AMACI OLAN BEYNİNİN HER BÖLGESİNİ KULLANABİLİYOR”
Yüksek bir amaca sahip olan kişinin beyninin her bölgesini kullandığına vurgu yapan Tarhan; “Amacı olan kimse bu hayatta başarılı oluyor. Yüksek amaçlarımız olacak. Kısa, geçici amaçlar değil. Yüksek amacı olan beyninin her bölgesini kullanıyor. Beyninin her bölgesini kullanmak isteyen insan beynine yüksek ego ideali yükleyecek. Uğrunda emek verilecek, yorulacak, çile çekilecek ego ideali yükleyecek. Yükleyen kimse kendini harekete geçiyor. Onun için yüksek amacı olan insanlar kendilerini harekete geçirebilir. Yaptığımız işe yüksek amaç yüklediğimiz zaman o bizi daha dinamik, enerjik yapıyor. İnsanı en çok harekete geçiren şey hayallerindeki amaçlardır. Onun için hayal kurmak ve hayaldeki amaçlar insanı en iyi motive eden şeydir. Tembelliğinin en büyük ilacıdır. Hepimizin içinde bir tembellik var. Amacımızı hatırlayarak çalışacağız. İşte o zaman diğer insanlardan fark oluştururuz. Kişi kendi iç keşif yolculuğuna çıkacak, içsel yolculuğa çıkacak, kendini tanıyacak, geliştirecek…” dedi.
“BOLLUK PARADOKSUNDA ÇALIŞABİLMEK AYRI BİR BECERİDİR”
Akıllı insanın orta ve uzun vadede düşünen insan olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Eskiden zorluk içinde olgunlaşma vardı şimdi varlıklar içinde olgunlaşma var. Aslında varlık içinde olgunlaşmak daha zor. Buna bolluk paradoksu deniyor. İnsanın maddi refahı artmış ama mutluluk aynı paralelde artmamış paradoksu. Amerika'da intiharlar daha çok artmış. Suç, şiddet olayları, boşanmalar daha çok artmış. Maddi refah artıyor ama da mutluluk aşağı doğru gidiyor. Bu bolluk paradoksu. Bolluk bazen geri tepiyor. İşte bu bolluk paradoksunda çalışabilmek ayrı bir beceridir. Şu anda modernizm bize şunu öğretiyor; ‘Bugünün mutluysa yeter. Boşver, ileriyi düşünme.’ diyor. Halbuki akıllı insan, orta ve uzun vadede düşünebilen insandır. Hatta en akıllı insan ölümün sonrasını da düşünür. Hayat sadece dünya hayatıyla sınırı değil ki! Uzun vadeli düşünmek stratejik düşünce olarak geçiyor. Stratejik yol haritasını yapıyorsun ve ona göre düşünüyorsun. Uzun vadeli düşünen kimse bugünün zevk tuzaklarına düşmez. Bugünkü konforculuğa düşmez. Bu da gizli psikoloji yasasıdır.” ifadelerini kullandı.
“DUR, DÜŞÜN, YAP…”
İnsana en çok hata yaptırtan şeyin akla ilk gelen şeyi söylemesi olduğunu belirten Tarhan; “Beynimizi kendi kendine programlıyoruz. Sabah 4'te kalkacağım diye inanarak yatarsan saat kurmadan kalkarsın. Uçağa yetişsem de olur yetişmesem de olur dersen kaçırırsın uçağı ama inanarak yatarsan saat kurmadan, hatta 4'e 1 kala uyanırsın. Beynimizi programlamadığımız zaman beyin otomatik pilota geçiyor. Sen direksiyon hakimiyetinde olursan daha az hata yaparsın. Daha kullanılmamış, yönetilmemiş olursun. Onun için ‘dur, düşün, yap’ yöntemi burada önemli. Çocuklar ‘dur, düşün, yap’ yapamaz. Aklına ilk gelen şeyi yapar, en son duyduğuna inanır. En çok hata yaptıran düşünce kalıbıdır. Doğru düşünce kalıbı ise ‘Dur, düşün, yap’tır. Dur, düşün, eyleme geç. Dur, düşün, karar ver. Dur, düşün, konuş. İnsana en çok hata yaptırtan şey aklına gelen ilk şeyi söylemesidir. Bazı insanlar ne çekerse dilinden çeker. Onun için her istediğini söyleyenin her istemediğini duymayı kabul etmesi lazım. Her istediğini söylemek konfor değil, başa beladır.” dedi.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.