Rahmet kapıları ve gizli komiteler

Son birkaç yıldır havaların kurak gitmesi, herkesi çok endişelendiriyordu. Bu sene çok şükür ki, bu endişelerimiz zail oldu. Kışın ortalarından bu yana ülkemizin bol yağışlar alması sevinçlerimizi kat kat artırdığı gibi, gönüllerimizi de coşturdu.

Her köşesi Cennetten bir güzel numune olan memleketimiz, bir kuraklığın gölgesi altında bir hayli sıkıntılara düçar oldu. Susuzluk ve barajların kuruma noktalarına gelmesi bize, kendimize biraz çeki düzen vermemiz, iktisat etmemiz ve rahmet sahibi yüce Allah’a daha çok yalvarmamız gerektiğini hatırlattı.

Bir seneye yakındır görülmekte olan Ergenekon davasındaki tüyler ürperten iddialar ve bunlarla ilgili deliller, memleketimizin üzerine çöken bu kuraklığın izlerini ve işaretlerini taşıyor. 

Atalarımızın gavur çizmesinden kurtardığı vatanımızın bu çok çirkin ve kirli ilişkilere, devlet içinde çete kurmalara ve binlerce fail-i meçhul cinayetlere sahne olması utanç vericidir. Gizli komitelerin üstelik bütün bu cinayetleri, iftira ile masum dindarların üzerlerine yıkma çabaları ve hayâlî bir irtica yaftası ile de suçlamaya kalkışmaları, işin bir başka utanç verici kısmıdır. 

Bu gizli komiteler, Osmanlıdan günümüze 31 Mart Vakası, 12 Mart Muhtırası, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbeleri, 28 Şubat ve 27 Nisan e-muhtırası gibi olaylar çıkararak gayrımeşru bir şekilde hiç bıkmadan nefsani arzularını tatmin yolunda çaba harcamaktadırlar. Bu çabalara bakılacak olursa, bir yerlerde yanlış yaptığımız ve kuluçka makinesi gibi sürekli darbeci, muhtıracı ve komiteci yetiştirdiğimiz anlaşılıyor.

Bu komiteciler, hiçbir zaman meşru zeminleri sevmezler, ne devleti, ne de milleti, yani kendilerinden başka hiç kimseyi beğenmezler ve düşünmezler. Her türlü gizli ve karanlık işler yapmaktan, gayrimeşru ilişkiler ve devlet içinde çete kurmaktan, teröristlerle ve mafya ile işbirliği yapmaktan çekinmezler, bunu da her ne hikmetse vatan ve milletin menfaati uğruna yaptıklarını söylerler. İşlerine engel olanları da ortadan kaldırmakta üstlerine yoktur. Ama yolun sonuna geldikleri anlaşılıyor.

Bugün, resmi kaynaklara göre, birden bire ortadan kaybolan, faili-i meçhul cinayetlere kurban giden ve yoktan yere sürdürülen terör belasından dolayı şehit düşen binlerce insanın, yakınlarının çok içten ve yanık feryatlarının yerine ulaştığı görülüyor.

İnanç özgürlüklerine indirilmeye çalışılan ağır darbelerden dolayı edilen beddualar, tesirini göstermiş, memleketimiz üzerinde oynanan bu menhus oyunları bozmuş ve dessasların desiselerini de kendi boyunlarına dolayıp koymuştur.

Şimdi hakikatler, deliller, hainlerin gizli cephanelerini dışarı atan zemin ve dalga dalga yayılarak bütün pislikleri sahile vuran deniz konuşuyor.

Çok sevinçliyiz. Uzun senelerden beri baharı ilk defa bu yıl içimize sindire sindire yaşadık. Gün aşırı yağan yağmurlarla yeniden dirildik. Yağan her bir yağmur damlasında bereket ve huzuru yaşadık. Huzuru kaçıran gizli din ve millet düşmanlarının can çekiştiklerini ve eridiklerini gördük. Bu vesile ile rahmet kapılarının aralandığını ve yürekleri yanan şehid analarının acılarının bir derece teskin olduğunu hissettik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum