Yalnız şu kitabın küçük bir kelimesi olan balarısını gör

Her harfi birer mu'cize-i kudret olan bu kitab-ı kâinatın te'lifinde öyle bir i'câz var ki

Cemî zerrat-ı kâinat, misbah-ı imanı ışıklandırıyorlar

Hakikat-ı Muhammediye bütün edyân-ı semâviyenin ruhunu ve tasdiklerini taşıyor

Fıtrat ve vicdan akla bir penceredir; tevhidin şuâını neşrederler

Bir bahçeye girsem çürüğünü, yetişmemişini görsem 'Huz mâ safâ' derim

Yahu, herşeyi Sâhib-i Hakikîsine ver, O'nun ismiyle al ki rahat edesin

Âlemde tecelliyat-ı İlâhiye adedince ilâhları kabul etmek mecburiyetindesin!

Masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemeât ile huzur kazanmak

Tesadüf şeytanları bile kabul ile hayran olurlar

Hâlıkına muhabbetin daha fazla olmalıdır çünkü O, nefsinden daha karîbdir

Mikrop gibi en küçük ve daha küçük hayvanlar boş zannedilen âlemin yerlerini doldurmuşlardır

Allah, hiçbir şeyde dahil olmadığı gibi, hiçbir şeyden de hariç değildir

Toprak, en yüksek semâvattan Hâlık-ı Semâvata daha yakın bir yoldur

Ecdadın iâdeten ihyası, evlâdının icadından daha garip değildir

İnsanda öyle bir lâtife vardır ki Cenâb-ı Hak ona hürmeten matlubu yerine getirir

Kur'ân'ın yüksek meziyetlerinden biri de şudur

Duada tekrar, zikirde tezkâr, dâvette tekid lâzımdır

Şahsî nimetlerden kat kat fazla şükre istihkak ve liyakatleri olan nimetler

Göz, kalb ve ruhun gördüklerini göremez

Mü'minlerin cemaatle kıldıkları namazlarda büyük bir sır var

Hizmet, tefekkür zamanlarında, nefse bir iş verilmemesi dalâlettir

Cenâb-ı Hakkın günahkârları affetmesi fazldır, tâzip etmesi adldir

Kâfir, mânâ-yı ismiyle, yani müstakil bir 'ağa' nazarıyla âleme bakıyor

Asrının ve dünyanın ölümünü de müşahede eder, ihlâs-ı etemme yol açar

Çekirdek ağaç olmazdan, yumurta kuş olmazdan evvel...

Herşey lisanıyla, ihtiyacıyla, istidadıyla dahi Allah'a dua eder

Kâinat hâdiselerinden insanın heva ve hevesine muhalif kısım, muvafık kısımdan daha çoktur

Lâ ilâhe illâllah kelâmı, Esmâ-i Hüsnânın adedince kelâmları tazammun ediyor

Kur'ân başka kelâmlar ile mukayese edilmez, aralarında münasebet yoktur

Kur'ân'ın takip ettiği makasıd-ı esasiye ubudiyetle tevhid, risalet, haşir, adalettir

Güneş Kur'an'da niçin Dünyanın lambası olarak zikrediliyor?

Kur'ân'ca en mühim, kâinatın Hâlıka nâzır olan ahvalidir, fen ise Hâlıkı işe katmıyor

Niçin Kur'ân da hikmet ve felsefe gibi kâinattan bahsetmiyor?

Kur'ân'da zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir

Kur'ân akılları, mârifete, dikkate tahrik eder

Kur'ân suallere lâzım olan cevapları veren umumî bir mürşîd-i mucîbdir

Her an Allah kelimesine, her vakit Besmeleye, her saat Lâ ilâhe illallâh'a ihtiyaç var

Herkes istediği sûreyi okumakla tam Kur'ân'ın sevabını kazanabilsin

Bu kısa ömür ağacının başındaki tek meyvesi olan kendi cenazene bak

Kur'ân sûrelerinde vukua gelen tekrar, belâgatça ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir

Kur'an, âlem-i İslâmın güneşi olduğu gibi, âlem-i âhiretin de haritasıdır

Nübüvvet-i Ahmediyeyi (asm) ispat eden deliller ne tâdât ve ne tahdit edilemez

İnsanın Cenâb-ı Haktan hiçbir hakkı talep etmeye hakkı yoktur

İnsan-ı mü'minin ile insan-ı kâfirin kıymeti

Tesbihat, ibâdât, gayr-ı mahdud envâlarıyla herşeyde vardır

Keramet ile istidraç mânen birbirine mübayindir (zıt)

Ücret zamanı rekabet, kıskançlık mikrobu oynamaya başlar