İbrahim Mert'in haberi:
Fotoğraflar: Ömer Huyut

RİSALEHABER-Adım Adım Said Nursi günlerinin ikincisi Ankara Ulucanlar Cezaevi Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi.

SERGİ DUA İLE AÇILDI

Risale Akademi, Akademik Araştırmalar Vakfı ve Nur İlim ve Eğitim Vakfı'nın gerçekleştirdiği programa Bediüzzaman Hazretlerinin talebeleri Abdullah Yeğin ve Said Özdemir ağabeyler de katıldı. Programda önce Said Nursi’nin hapishane ve sürgün günlerini anlatan serginin açılışı yapıldı.  Said Özdemir ağabeyin duasının ardından Özdemir ve Yeğin ağabeyler kurdelayı kesti. Ziyaretçiler sergiyi gezdi.

Ardından panel programına geçildi. Mehmet Şahin'in takdimciliğini yaptığı program Mehmet Evren'in Kur'an-ı Kerim okumasıyla başladı.

(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)

Nur İlim ve Eğitim Vakfı Ankara Temsilcisi Münir Yükselmiş, dünyanın imtihan yeri olduğunu kömür ile elmas ruhların ayrıldığını söyledi. Eski dönemin hapis dönemi olduğunu hatırlatan Yükselmiş, yeni dönemde sefahatin gençliği kuşattığını söyledi. İman hizmetine vurgu yapan Yükselmiş, "75 milyonun ve 7 milyar insanın imanına talibiz. Allah bizleri bu hizmette istihdam etsin" dedi.

"ENKARA"DAN ANKARA'YA DÖNÜŞÜMÜN “MANEVİ MİMARI” OLARAK BEDİÜZZAMAN

Risale Akademi Kurucu Üyesi Dr. İsmail Benek, Bediüzzaman'ın Ankara'daki dönüşümün manevi mimarı olduğunu belirtti. Benek, "Said Nursi Ankara Günleri, bir umudun, bir zaferin sonradan nasıl hazin bir hale dönüştüğünün öyküsüdür. Zaferi yaralayan, altın kupada zehir sunan yanıltıcı zekânın toplumu yanıltmasıdır. Ayrıştırıcı nitelik kazanan, hipnoz edici düşüncelerle uyutulan bir milletin narkozdan kurtulup kendine gelmesi neredeyse yüzyılımızı alıp götürmüştür. Bediüzzaman, bu hazin süreçlere ve acı veren yakın tarih dramlarına ve trajedilerine hep dikkat çekmiştir. Bediüzzaman’ın sabırlı, uzun ve meşakkatli müspet hareket modeli meyvesini vermiştir. Bu günden geriye baktığımızda "Enkara" dan Ankara'ya dönüşümün “manevi mimarı”olarak Bediüzzaman’ı görmekteyiz" dedi.

Tekirdağ Milletvekili Ziyaettin Akbulut ise, "panelin düzenlendiği Ulucanlar Cezaevinin çok anlamlı olduğunu söyledi. Bediüzzaman Hazretlerini konuşmak için birarada olduklarını ifade eden Akbulut, 'Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam' diyen, eserleri dünyaya insan hakları, adalet, iman dersi veren Bediüzzaman Hazretleri'ni iyi anlamalı ve anlatmalıyız" şeklinde konuştu.

“ULUCANLAR’DA OLMAKTAN AYRI BİR SEVİNÇ DUYUYORUM”

İman olmasa dünyanın ve ahiretin harap olacağını söyleyen Abdullah Yeğin, “Cenab-ı Hak sizleri, hepimizi bu iman hizmetine musahhar etsin. İnşallah milletimiz, memleketimiz ve İslam âlemi Kur'an’ın hakikatlerinden istifadeyi temin edecekler. Yalnız Üstadımızı dinleyelim ve istifade edelim diyerek "Yalnız Hakikat Konuşuyor" başlıklı mektubu okudu. Programın bir zamanlar hapis yattığım Ulucanlar Cezaevi’nde yapılmasından ayrı bir sevinç yaşadım. Konuşacak çok şey var, ama kitap okumak bundan daha iyidir.” dedi.

Bediüzzaman Hazretleri ile yaşadığı hatıraları anlatan ve Üstad’a ait eşyaları gösteren Said Özdemir ise “Buradaki toplantı bizim için bir lütf-ı ilahidir. Burası bir cezaevi değil, vefa evi oldu. Buraya sırf Risale-i Nur için dokuz defa girip çıktık. Tarihçe-i Hayat için de 1,5 sene hapis yattık. Risale-i Nur'a hizmetleri Cenab-ı Hak bize nasip etti. Bütün her yere Risale-i Nur'u getirmeliyiz, yoksa mesul oluruz” şeklinde konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. Prof. Dr. Gürbüz Aksoy'un yönettiği panelde, Prof. Dr. Himmet Uç, Ahmet Özkılınç ve İbrahim Kaygusuz konuştu.

Programa Muş milletvekili Doç. Dr. Muzaffer Çakar ve eski milletvekilleri Ali Güner, Cüneyt Karabıyık, Hacı Biner katılırken, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bakanlar ve çok sayıda milletvekili telgraf gönderdi. 

(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)