Said Nursi hem Türklerin hem Kürtlerin referansıdır
Yardım, Said Nursi'nin hem Kürtler hem de Türkler tarafından birçok açıdan referans gösterildiğini söyledi
Risale Haber-Haber Merkezi
Öğretim üyesi Dr. Müşerref Yardım, Said Nursi'nin hem Kürtler hem de Türkler tarafından birçok açıdan referans gösterildiğini söyledi.
Taraf gazetesindeki yazısında Kürt Sorunu’nun çözümünde başarıya ulaşmada, siyasi iradenin yanında, sivil inisiyatiflerin yeri ve öneminin çok fazla olduğunu belirten Yardım, Said Nursi'ye işaret etti. Yardım, "Bu açıdan bakıldığında toplumda itibara sahip Kürt figürlerin olumlu katkıları üzerinde durulmalıdır. Hem Kürtler hem de Türkler tarafından birçok açıdan referans gösterilen Kürt asıllı mütefekkir Said Nursi’nin de bu konuya duyarlı olduğunu ortaya koyduğu çalışmalardan okuyabiliriz" dedi.
Said Nursi’nin, bölge sorunları üzerinde durduğuna dikkat çeen Yardım, "Cumhuriyet döneminde olduğu gibi Osmanlı döneminde de Kürdistan diye adlandırılan Güneydoğu bölgesinin sorunları üzerinde durduğunu görmekteyiz. O bölgede doğmuş ve hayatının bir kısmını o topraklarda geçirmiş olan Nursi bölgenin handikapları, zorlukları ve sorunlarını yerinde tesbit ederek farklı yollarla dile getirmeye çalışmış ve bu yönde de çalışmalarını sürdürmüş olduğunu söylemek mümkündür" şeklinde yazdı.
Yardım yazısını şöyle sürdürdü:
Özgürlük ihlalleri ve ayrımcılıklarla mücadelede hayati önem atfedilen anayasal sistemin hayatı boyunca destekçisi ve savunucusu olan Nursi’nin eserlerine ve verdiği mücadelelere baktığımızda baskıcı ve dayatmacı bir rejim yerine bireylerin haklarının gözetildiği, sivil ve özgür bir toplum amaçlayan demokratik bir sistemi ön plana çıkardığını görmekteyiz. Her tür vesayete karşı çıkan Nursi’nin demokrasi anlayışı katılımcı, çoğulcu ve özgürlükçü bir yaklaşım olduğunu görmekteyiz.
Anadilde eğitim ve eğitimde fırsat eşitliği konusunu da ele alan Nursi, Kürtlerin eğitim gibi en temel haklarını Türkçe bilmedikleri için kaybettiklerini vurgulamıştır. Nursi’ye göre o bölgenin maddi ve manevi kalkınması eğitim alanındaki iyileştirmelere bağlıdır. Bu soruna sunduğu çözüm ise eğitimin Arapça, Türkçe ve Kürtçe verildiği bir üniversite projesi: Medresetü’z-Zehra. Kürtçe dilini duyguların aynası, Kürtçe edebiyatını da medeniyet lisanı olarak tanımlayan Nursi, Kürtleri etnik köken, dil ve kültürlerinden uzaklaştırıp, bir nevi “türkleştirme”ye gitmek zulümden de ziyade “usul-ü vahşiyâne” olarak ifade etmiştir.
Nursi eserlerinde ve söylemlerinde Kürt kimliğine, doğduğu ve büyüdüğü “Kürdistan”a vurgu yapmaktan hiçbir zaman çekinmediği görülmektedir. Fakat bu ifadeler Said Nursi’nin milliyetçi bir ruh taşıdığı anlamına gelmez. Zira o dönemde fazlaca tartışılan ulus devlet ve milliyetçiliğe karşı Nursi ümmetçiliği savunmuştur. Nursi Türkiye’de toplumsal barış çerçevesinde İslam kardeşliği üzerine durulması gerektiğini defalarca vurguladığını görmekteyiz. Milliyetçilikten ziyade ümmetçiliği ön plana çıkaran Nursi için bu yaklaşım kendi başına Kürt sorununu çözmeye yetmeyecektir, fakat çözüm yolunda mesafe katlettirebilecek boyuttadır.
Toplumsal barışın inşasında dili, dinî ve ırkı farklı kesimlerin birlikte yaşaması anlamına gelmektedir. Nursi’ye göre toplumsal barışın en büyük düşmanı milliyetçi, bölücü, ayrılıkçı ve adavet duygularıdır. Demokratik bir toplumda bütün farklılıkların birlikte yaşama şansının olduğunu Nursi’nin Ermeniler ve diğer azınlık gruplara karşı takındığı tutumda görebiliriz. Ona göre toplumsal barışı ve birlikte yaşamı temin edecek insan hakları, adalet ve hukuk karşısında eşitlik ilkesidir.
Toplumsal barışa en büyük darbe diğerini tanımama olduğunu söyleyebiliriz. Nursi’in de şiddetle vurguladığı Kürt dili, edebiyatı ve kültürünü yaşatma çabası aynı zamanda toplumun diğer kesimlerine bu zenginliği tanıtma ve aktarma çabasıyla birleşmelidir. Bu açıdan üniversiteler bünyesinde Kürt dili ve edebiyatı ana bilim dalı oluşturmak ve bu doğrultuda akademik çalışmalara teşvikin yanı sıra, enstitülerin açılması ve Kürt dili ve edebiyatına damgasını vurmuş şahsiyetlerin eserleri resmî kurumlar tarafından tanıtılması hayati önem taşımaktadır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.