Said Nursi, Şeyh Said'e fetva ile karşı çıktı

Said Nursi, Şeyh Said'e fetva ile karşı çıktı

Şeyh Said hareketenin dini refleks olduğunu vurgulayan Aktay, Said Nursi'nin de karşı duruşunun din referanslı olduğunu söyledi

Risale Haber-Haber Merkezi

Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, ilk bölücülüğü yapanların Cumhuriyet'in kuruluşunda olduğunu belirterek, "Cumhuriyet'in kuruluşundan hemen sonra, beraber yürütülmüş bir kurtuluş savaşı ve beraber kurulmuş bir devlette herkesin katkısını bir kenara koyup, bu toprakların tarihinde hiç olmamış şekilde devlete ve ülkeye etnik-milliyetçi bir kimlik atfedenler olmuştur. Bunu 'Türkler yaptı' diyemiyorum, çünkü ortaya konulan yeni devlet projesi tarihte olmamış bir 'Türklüğü' uydurmayı da kapsıyordu. Tarihte varolan şekliyle Türklük sadece bir isim olarak kullanıldı, onun tarih içinde gelişmiş diline, örfüne, dinine, geleneklerine müdahale edilerek yeniden inşa edildi ve inşa edilen bu şekle herkesin 'eşit bir biçimde' uyması istendi" dedi.

TC'nin eşitlikten anladığı herkesin aynı şekilde asimile edilmesi olduğuna dikkat çeken Aktay, istiklal mahkemelerinde onbinlerce Türkün idam edildiğini katliamlara uğradığını anlattı.

Şeyh Said hareketenin Kürtlük adına değil dini refleks olduğunu vurgulayan Aktay, Said Nursi'nin de karşı duruşunun din referanslı olduğunu söyledi: "Türk ulus devleti projeksiyonu böyece bu dönemde bölücülüğün ilk adımını oluşturdu. Hilafetin kaldırılması ve 'Osmanlı' gibi hiç bir etnik vurgusu olmayan kuşatıcı devlet kimliğinden 'Laik Türk Devleti' kimliğine yapılan geçiş, bu topraklarda çok azı dışında hiç kimseyi kuşatamayacak, herkesi yaralayacak şekilde yapıldı. Halifeliğin varlığı ve devlet tarafından temsili böyle bir bölücülüğe ve dışlamaya imkan vermiyordu. O yüzden Halifeliğin kaldırılmasına karşı Şeyh Said'in 'aramızdaki bağ din ve hilafet bağıydı, onlar kalktığında bizi birarada tutacak ne kalıyor?' şeklindeki sorusu Kürtlük adına bir ayaklanma değil, bu bağa kast etmenin bir cezayı hak eden bir cürüm olduğuna dair bir fetva olarak da algılanmıştır. Hilafet Müslüman ümmetin somutlaşmış halini temsil ediyordu ve onu kaldırmak bu bütüncül varlığa karşı bir saldırı olarak algılandı. Şeyh Said'in isyanı bu açıdan ayrılıkçı bir hareket değil, aksine Müslümanların bütünlüğüne kast eden ayrılıkçı bir siyasete karşı bir refleks olarak karşılık buldu.

Şeyh Said'in bu isyanı başlatırken de referansı dindi ve bir fetvaydı. Ona karşı çıkan, hareketine destek vermeyen Said Nursi'ninki de başka bir fetvaydı."